“Sayılı günler çabuk geçer” derler. Gerçekten öyle. Daha dün diyebileceğimiz kısa bir süre önce Onbir Ayın Sultanı Ramazan ayı başlamıştı. Bugünlerde  hemen hemen sonuna gedik. Hüzünlü bir vedâ zamanı geliverdi.

Allah'a hamdolsun ki dolu dolu bir Ramazan ayı yaşadık. Kadir Gecesi'ni ve diğer geceleri, Ramazan Akşamlarını, sahur vakitlerini neşe içinde, manevî  güzellikler içinde ihyâ ettik. Allah herkesin niyetine göre sevabını verecektir inşallah.

İftarlarda yoksullarla, muhtaçlarla, kimsesizlerle buluştuk. Yemeğimizi, aşımızı, suyumuzu, ekmeğimizi paylaştık. Paylaşmanın güzelliklerini ve bereketini evlerimizde hissettik.

Camilerimizde, pek çok camide Kur'an Hatimli teravih namazları kılındı. Camiler doldu taştı. Özellikle Kapı Cami, Sultan Selim ve İlahiyat Fakültesi Camii, Selçuklu Merkez Camii, Otogar Camii, Akkabak Mehmet Ağa Camii, Musallâ Namazgâhı, doldu taştı. Bunlar benim gördüklerim. Şüphesiz başka camilerimiz de vardı. Din gönüllüsü ve görevlisi hocalarımız gece gündüz büyük bir gayret gösterdiler. Uzun ve sıcak yaz günlerinde çok çalıştılar.

Vaiz kardeşlerimizin bazıları tutuk ve yorgun gibiydiler. Merkezi Sistem vaaz dinlemek ve dinletmek çok zor oluğundan bu uygulamadan vazgeçilmesi, ya da görüntülü vaaz sistemine geçilmesinin daha verimli olacağını düşünüyorum.

Allah razı olsun, başta il Müftümüz Prof. Dr. Ali Akpınar hocamız, vaizlerimiz,mukabele okuyan gençlerimiz, misafir hocamız Abdulkadir Şehitoğlu,Mekke'den gelen  Abdülaziz Efendi ve İsmail Yaprakçı, Ünver hocamız, hafızlarımız, Abdurrahman Büyükkörükçü, Ali Çiftçi, Ali İnan hocalarımız ve ismini yazamadığımız pek çok din gönüllüsü kardeşimiz bu ayın yıldızları arasındaydı.

Özellikle Kadir Gecesi camiler doldu taştı. Çoğumuz camilerde yer bulamadı. Sultan Selim Camii Mevlâna Alanı'ndaki kadın erkek büyük küçük binlerce kişinin katılımıyla kılınan Enderun Usulü namazlar, ilahiler, okunan dualar ve salavatlar bizleri adeta Mekke'ye ve Medine'ye götürdü. Sanki Harem'de gibiydik, Ravza'da gibiydik. Yollar secde kokuyordu, namaz kokuyordu. Meydanlar  ibadet ve dua kokuyordu.

Seccadesini kapıp gelen, suyunu, nevalesini çantasına yerleştirip, kalabalık saflar arasında yer bulmaya çalışan, çocuğunu kucağında taşıyan, eliyle asılan anneler babalar, el ele tutuşan eşler, eli bastonlu nineler ve dedeler Rablerinin huzuruna durmak için yarışıyorlardı.

Rüzgârın serin esintisi Kur'an nağmeleriyle buluşuyor, gönülleri okşuyordu.

İl müftümüz Prof.Dr. Ali Akpınar Hocamızın yaptığı samimi ve özlü dua, yaralı gönüllere merhem oldu. Hislerimize tercüman oldu. Bildik, yıllarca ezbere okunan, yapmacık özünü kaybetmiş dualardan çok farklıydı. Duygu yüklüydü. Kabul edilecek dualar arasında özden gelen, yürekten coşan ifadelerle, cümlelerle doluydu. Binlerce amin, binlerce tekbir, binlerce tövbe, binlerce salavat gözlerden akan yaşlarla buluştu.

Doğu Türkistan'ı, Türkmenleri, Suriye, Irak, Mısır ve Gazze'deki, Afrika'daki mazlum ve mağdur kardeşlerimizi unutmadık. Amin sesleri semâyı inletti.

Abdulkadir Şehitoğlu hocamızın  kıldırdığı namaz ve Kur'an Tilaveti, Mehmet Emin Karataş, Ali Çalışır ve Sultan Selim Camii imamı Mevlüt hocamız ve diğer görevli kardeşlerimizin söylediği ilâhiler, tekbirler ve salavatlar çok anlamlı bir gece yaşattı. Allah hepsinden razı olsun.

Büyükşehir ve Karatay Belediyesi'nin yaptığı hizmetler, su ve helva ikramı, kandil simidi ikramları, Emniyet'in sunduğu hizmetler hepsi övülmeye layık hizmetlerdi.

Huzur ve istikrârın, emniyet ve güvenin, barış ve kardeşliğin hüküm sürdüğü bir dönemde yaşamanın da sonuçları meydanlara yansımıştı.

Savaşın, iç karışıklıkların, fitnenin hüküm sürdüğü kardeş Müslüman ülkeler, bu ülkelerde korku ve ümitsizlik içerisinde yaşayan din kardeşlerimize göre ne kadar şanslıydık. Allah huzurumuzu bozmak isteyen, bizleri de birbirimize düşürmek isteyen fitnecilere, yerli ve yabancı hainlere fırsat vermesin.

Allah bizlere de uyanmak ve birlik beraberlik içinde yaşamak şuuru versin.

Evet bereketli, feyizli güzel bir Ramazan ayı geçirmeye çalıştık. Umarım ki bayramı da hak ettik. Biz ramazan'ı çok sevdik, Oruç tutmayı, iftardaki neşeyi, teravihlerdeki muhabbeti, sahurlardaki telaş ve ibadetleri, mukabelelerde okunan Kur'an'ı ve Kur'an bülbüllerini dinlemeyi zekât ve sadaka vermeyi, yardımlaşmayı çok sevdik.

İnşallah Ramazan Ayı da bizden hoşnut olarak ayrılacaktır.

Allah, bizleri bu güzel aya, bu güzel günlere tekrar kavuştursun.

Ömrümüz Ramazan, ahiretimiz Bayram olsun.

 

 

                                                  GÜNÜN SÖZÜ

RAMAZAN MÜBAREK AY, MÜMİNLLERİN BALAYI

HATIRLA DER, SUYU BAL KAYBEDİLMİŞ SILAYI

                                                                        N.Fazıl Kısakürek