İktisaden zayıf kalmış ülkelerin yok olduğu görülmemiştir ama ahlâken zayıflamış olan ülkelerin yıkılıp yok olduğu çok görülmüştür.

Şimdi bizim ülkemiz bunu yaşıyor. Her yerde bir kokuşmuşluk, her yerde bir yozlaşma almış başını gidiyor. Aileler çatırdıyor, boşanmalar artıyor. Olan çocuklara oluyor. Gençler evlenmeye korkuyor. Evlilik yaşı gittikçe gecikiyor.

Boşanma olaylarından sonra bir trafik kazasında sağa sola savrulan kazazedelerin olduğu gibi, çocuklar günahsız yere sağa sola savruluyor.

Yüksek yüksek binalar, son model otomobiller, para dolu kasalar, villalar, modern alışveriş merkezleri, plazalar, yollar, köprüler, korunaklı siteler, hepsi var ama insanlar mutlu değil. Mutluluğu yasak olan işlerde aranıyor.

Aile içi geçimsizlikler, aile içi anlaşmazlıklar, aile içi kavgalar öylesine artmış ki çocuklar babalarına ve annelerine adeta düşman kesiliyor, baba ve anneler çocuklarının dilinden ve halinden anlamaz oluyor. Herkes birbirini yük görüyor.

Aile içinde dede ve nineler farklı, anne ve babalar farklı, torunlar farklı düşünüyor. Herkes farklı yaşıyor. Cemiyet, toplum garip bir duruma düşmüş. Üstad şair, merhum Necip Fazıl'ın yıllar önce,

“Üç katlı ahşap evin, her katı ayrı âlem!

Üst kat: Elinde teşbih ağlıyor, babaannem,

Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve âşıkları

Alt kat: Kız kardeşimin (Tamtam) da çığlıkları.

Bir kurtlu peynir gibi ortasından kestiğim,

Buyrun ve maktaından seyredin, işte evim!

Bu ne hazin ağaçtır, bütün ufkumu tutmuş!

Kökü iffet, dalları taklit, meyvesi fuhuş!”dediği gibi, hatta daha kötü bir cemiyet yapısı ortaya çıkıyor. Toplum iyice sekülerleşmiş, dünyevileşmiş. Haram helâl düşünülmez olmuş, dünya hayatı, ahirete tercih edilir hale gelmiş. Nefis ve Şeytan, Şehevî arzular, ahlâkî zayıflıklar öne çıkmış, zirve yapıyor.

Elbette toplumda güzel gelişmeler de oluyor ama gazetelerin üçüncü sayfa haberlerine baktığımız zaman, televizyon haberlerini izlediğimiz zaman, karamsarlığa düşmeden, ümitsizliğe kapılmadan da edemiyoruz ve üzülüyoruz.

Şu habere bakar mısınız?

“Konya'da 193 çocuk, cinsel saldırıya maruz kaldı! Türkiye'de 2014 yılında 11 bin 95 çocuğun cinsel saldırıya maruz kaldığı, cinsel saldırıya maruz kalan çocukların yüzde 18,5'ini ise 11 yaş ve altındakilerin oluşturduğu bildirildi”

Haberin detayında şu bilgilere yer veriliyor:

“Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) “Güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuklara ait verilerine göre, Türkiye'de 2014 yılında1.377'si erkek, 9718'i kız çocuğu olmak üzere 11.095 çocuk cinsel suçlara ve istismara maruz kaldı.

Cinsel tacize maruz kalan çocukların yüzde 57,6'sını 15-17 yaş grubu, yüzde 23,9'unu 12-14 yaş grubu, yüzde 18,5'ini ise 11 yaş ve altındakiler oluşturdu.

Cinsel suça maruz kalan çocukların illere göre dağılımında büyükşehirler başı çekti. İstanbul 1234 ile ilk sırada yer alırken, İzmir 784 ile ikinci, Adana 528 ile üçüncü sırada yer aldı”

Konya 193 çocuk ile 15. sırada iken, geçen günlerde gündemde düşmeyen Karaman'da tacize uğrayan çocuk sayısı76 ve sıralamada oldukça gerilerde.

Demek ki bu tür kirli ve alçaksa saldırılar, bu sapıklıklar, sadece Karaman'da değil, Türkiye'nin her yerinde az ya da çok olabiliyor. Ve de gereken tedbirler ve önlemler alınmazsa, var olmaya devam edecek.

Çünkü insanın olduğu yerde, kötü ve alçak insanların çok olduğu yerde her şey olabilir. İnsan bozulursa her şey bozulur. İnsan düzelirse her şey düzelir.

Bu da her zaman söylediğimiz gibi Allah ve Ahiret merkezli, bir inanç eğitiminden, ahlâkî ve manevî bir eğitimden geçer. Yeni nesillere iyi örnek olmaktan geçer.

 Sevgi, saygı, şefkat ve merhamete bağlı bir toplum inşâ etmekten geçer.Kendimizi ve çocuklarımız çağımızın fitnelerinden, ahlaksızlık ve hayâsızlık akımlarından korumaktan geçer.

Birbirimizi suçlayarak, birbirimizi kınayarak bir yere varamayız. Kötülüklerle mücadelede el ele vermeli, kötülük ve çirkinliklerle mücadelede birbirimizle yardımlaşmalı, eleştiri değil, özeleştiri yapmalıyız.

GÜNÜN SÖZÜ

İLMİ İLE AMEL ETMEYEN ALİM, BAŞKASINI GİYDİRDİĞİ HALDE KENDİSİ ÇIPLAK KALMIŞ İNSAN GİBİDİR.

                                                                                                         İmam Gazalî