Ülkemiz ve Konya'mız, bir yerel seçimi daha heyecanla ve huzur içinde geçirmiş oldu. Bir yanda AK PARTİ diğer yanda O'na karşı ittifak etmiş olan muhalefet partileri kıyasıya yarıştılar. Bu güne kadar görülmemiş bir seçim yarışı, görülmemiş bir seçim kampanyası izledik.

İlk defa bu kadar çok kasetler, tapeler, yalanlar, dolanlar, şantajlar, montajlar ve dublajlar seçim propagandası olarak kullanıldı. Halkın İradesi baskı altında tutulmak istendi. Bunlara bir de Pensilvanya eklenince, Cemaat Hocasıyla, duasıyla, bedduasıyla, twittleriyle, rüyalarıyla ve hayalleriyle, medyasıyla işin içine girip siyasallaşınca, taraf olup CHP ve MHP ile kol kola girince seçimin havası iyice değişti.

 Sonunda halkın büyük bir kesimi AK Parti'yi destekleyerek, halka ders vermeye kalkanlara büyük bir ders vermiş oldu. Halk kendisini “Göbeğini kaşıyan adam, Dağdaki Çoban, Bakıcı Nermin” gibi sözlerle küçümseyenleri ve darbecileri sandığa gömmüş oldu.

Bu seçimlerde kibir ve gurur kaybetti. Ahde vefasızlık kaybetti. Dostlarını ihmal etme kaybetti. Çevresindeki yalaka ve salaklara dikkat etmeyip, dalkavuklara aldananlar kaybetti. Yalana dolana sarılanlar kaybetti.

Konya tulum çıkararak hem Büyükşehir'i hem de merkez ilçeleri, Meram'ı, Selçuklu'yu, Karatay'ı tekrar kazanmayı başardı. Bu başarıda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın liderlik farkı ve karizması etkili oldu.

Bu seçimin kazananı öncelikle Türk Milleti, sonra da AK Parti, kaybedeni ise CHP, MHP, Saadet Partisi, BBP ve Pensilvanya olmuştur. Yine de seçim sonuçlarından herkesin çıkaracağı dersler vardır.

 Siyaset uzun soluklu bir maratondur. Alta düştüm diye erinmemek, üste çıktım diye sevinmemek gerekir. Şimdilik deyip çalışmaya devam etmek gerekir.

Yıllar önce Çin'de, atı ve oğluyla yaşayan bir ihtiyar vardır. Atı soylu ve çok kıymetlidir, eşi benzeri yoktur, namı her tarafa yayılmıştır.

Ülkenin Kralı, bu atın namını duyunca ihtiyara gelir ve atı satın almak ister. Zorla değil gönüllüce olsun ister. Çok para verir. Değerinden daha fazla para teklif eder. Ama ihtiyar, çok sevdiği bu kıymetli ve soylu atı satmak istemez,

-“Efendim, bir atım bir oğlum var, ikisini de çok severim, ne olur atımı benden almayınız” diye yalvarır. Kral merhametli olduğu için ”Peki, sen bilirsin” der fazla zorlamaz ve oradan ayrılır. Atı almaktan vazgeçer.

Bir gün bu kıymetli ve soylu at kaybolur, köylüler gelir, ihtiyara:

“Büyük bir fırsat kaçırdın, atı satmalıydın, bak şimdi, kayboldu, satsaydın hiç olmazsa yenisini alacak paran olurdu” derler. İhtiyar:

-“Karar vermek için acele etmeyin, şimdilik” der.

Günler sonra kaybolan at, yanına aldığı on adet yabani atla birlikte köye geri döner. İhtiyarın on bir atı olmuştur. Köylüler yine gelir, bu sefer:

-“Biz yanılmışız, bak atın geri geldi hem de on atla birlikte, şanslı adammışsın” derler. İhtiyar yine:

-“Karar vermek için acele etmeyin, şimdilik” der.

Günler geçer, ihtiyarın oğlu yabani atları eğitirken birinin üzerinden düşer ve ayağını kırar. Ayağını sararlar, iyileşmek için evinde dinlenirken komşular yine gelir ve:

“Biz yanılmışız, atlar sana şans getirmedi, oğlunun ayağı kırıldı” diye konuşurlar.

İhtiyar “Karar vermek için acele etmeyin, şimdilik” diye aynı cevabı verir. İhtiyarın oğlu evinde tedavi olmayı beklerken, ülkenin kralı savaş ilanı verir, seferberlik çağrısı yapar, bütün gençleri orduya alırlar. İhtiyarın oğlu ayağı kırık olduğu için askere alınmaz. Komşular yine gelir, ihtiyara:

“Biz yine yanılmışız, oğlunun ayağının kırılması O'na şans getirdi. Savaşa katılmaktan kurtuldu. Oysa bizim çocuklarımız seferde, belki de ölecekler” derler. İhtiyar yine aynı şekilde cevap verir:

-“Karar vermek için acele etmeyin, şimdilik” Öykümüz böyle devam edip gider mi bilinmez?

Ama buradan elde edilecek ana fikir, başımıza gelen olaylar nedeniyle ne acele edip sevinmek, ne acele edip üzülmek.

 Seçimi kazanan ya da kaybedenlere bir hatırlatmadır bu öykü. Tabii ki ŞİMDİLİK.

                                  HEM NALINA HEM MIHINA

CENABI HAK PARTİSİ

CHP, ne yaparsa yapsın bir türlü kazanamıyor.

Genel Başkanlarını değiştirdiler olmadı.

Adaylarını değiştirdiler olmadı.

Seçim meydanlarında bozkurt işareti yaptılar yine olmadı. Partnerlerini, yandaşlarını ve yoldaşlarını değiştirdiler yine olmadı.

İsimlerini mi değiştirseler ne yapsalar?

Meselâ: Cenabı Hak Partisi ya da Cemaati Halk Partisi olabilir.

Elbette benimki sadece bir teklif.

 

BALKON KONUŞMALARI

CHP ve MHP Genel Başkanları balkon konuşması yapacaklar mı? Şimdiye kadar yapmadılar. Hatta ortada gözükmüyorlar. Ama bence yapmalılar. Hatta tek cümlelik bir konuşma yeter de artar bile.

Konuşma metni çok kolay. Tek cümle olduğu için ben de yardım edebilirim.

“Ey Halkım! Özür diliyor ve istifa ediyoruz.” Bu cümle yeter. Hiç olmazsa, Millet istifade eder.

 

                                                                GÜNÜN SÖZÜ

SAVAŞTA DÖVÜŞENLERDEN ÇOK KAÇANLAR ÖLÜR.

                                                                                            S.Lagerlöf