SEVMEDİKÇE, SELÂM VERMEDİKÇE

Önceki günlerde, Başbakan Ahmet Davutoğlu bir “Selâmlama Kampanyası” başlatarak, özellikle kendi Bakan ve Milletvekillerinden, halkın arasına karışmalarını, halkla selâmlaşmalarını, halkla iç içe olmalarını, halkın ayağına giderek, kapısına vararak ziyaret etmelerini istedi.

Halkın da teröre inat sokağa çıkmasını, alışveriş merkezlerine gidip alışveriş yapmasını, yine birbirlerini selâmlayıp, hal ve hatır sormasını, terörün amaçladığı, halkı yıldırma ve canından bezdirme provakosyanlarına gelmemesini özellikle rica etti.

Bu talepler, gerçekten yerine getirilmesi gereken, toplum olarak birlik ve beraberliğe, kardeşliğe, yardımlaşma ve dayanışmaya en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerin getirdiği taleplerdir.

Bu talepler, Başbakan'dan gelse de gelmese de yerine getirilmesi gereken taleplerdir. Selâmlaşma, tanışma, konuşma, yardımlaşma Allah ve Resulünün bizlerden istediği bizlere emredilen güzel davranışlardır.

Bir yandan artan teröre, diğer yandan artan ahlâkî ve manevî yozlaşmalara karşı topluca, el ele mücadele etmenin en kestirme yolu, yeniden iman tazeleyip, salih ameller arasında yer alan bu davranışlara yönelmektir. Ama bunları da Allah için yapmaktır.

Bütün bunların başlangıcı da tanışmak, bilişmek ve selâmlaşmaktır. Yunus'un,

“Gelin tanış olalım,

 İşi kolay kılalım

Sevelim, sevilelim

Dünya kimseye kalmaz”dediği gibi, tanışmak, konuşmak, sevmek ve sevilmek, işleri kolay kılmanın anahtarıdır.

Âlemlerin Efendisi, selâmlaşma önemli olmasaydı,

“Siz, iman etmedikçe Cennet'e giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız." (Riyâzü's Sâlihin: 4/414) der miydi?

Yine Allah Resulü (s.a.v) bütün ashabından ve inananlardan, şu yedi şeyi yapmayı ister miydi?

Ebû Umare (r.a) şöyle demiştir: Resûlullah (s.a.v) bize şu yedi şeyi yapmamızı emretti:

“Hasta ziyaretini yapmayı, cenâzeye iştirak etmeyi, aksırana hayır dilemeyi, zayıfa yardım etmeyi, mazluma yardımcı olmayı, selâmı yaygın hale getirmeyi ve yemin edenin yeminini yerine getirmesini temin etmeyi” (Riyâzü's   Sâlihin:4/412)

Selâm, Müslümanların adeta parolasıdır.

Selâm söze başlamanın, tanışmanın, birbirimize güven vermenin ve güven duymanın anahtarıdır.

Selâm, asgarî değil, azamî müşterekte buluşmanın, din kardeşi olmanın, dostluğun, kardeşliğin, karşısındakine sevgi ve saygı duymanın, olgun ve mütevazi davranmanın, alçakgönüllü olmanın, insanların kalplerini kazanıp gönüllere girmenin ilk adımı, ilk basamağıdır.

Bu sebeple tanıdık tanımadık, küçük büyük, kadın erkek herkese selâm vermek, Efendimizin birçok hadislerinde teşvik edilmiştir.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun “Birbirimizle Selâmlaşalım” kampanyası bu sebepten desteklenmelidir.

Selâmlaşmanın yaygınlaşmasında milletvekilleri, siyasîler, yönetimde görev alan bürokratlar, ilim adamları, kanaat önderleri ve din görevlileri, öğretmenler, aydınlar, azarlar ve çizerler kısacası her kesimden insanlar, halkın arasına, gençlerin arasına, çocukların arasına, kadınlarımızın, genç kızlarımızın arasına girmeli ve dünyevî bir menfaat beklemeden, sadece Allah rızası için hareket edip, selâm vermeli, selâmın yaygınlaşmasında öncülük yapmalıdır.

Belki o zaman yüzler gülecek, belki o zaman bakışlar öfke ve kin dolu bakışlar olmaktan çıkacak, belki o zaman yürekler sevgiyle dolacaktır.

Belki o zaman kılıçların, silahların çözemediği kördüğümler, selâmlaşma sayesinde çözülecektir. Belki o zaman kan davâsına dönüşmüş terör, bitecektir.

Belki o zaman güven gelecek, huzur ve saadet gelecek, belki o zaman terörün beli kırılacak, belki o zaman iç ve dış düşmanlar at oynatacak boş meydan bulamayacaktır.

Belki o zaman çocuklarımız geleceğe umutla ve ümitle bakacak, mutlu olmanın zevkini, sevmenin ve sevilmenin bereketini yaşayacaktır.

Birbirini sevenlere, birbiriyle konuşanlara, birbiriyle tanışanlara, birbirine kol kanat gerenlere, el ele geleceğe yürüyenlere selâm olsun.

                                                    GÜNÜN SÖZÜ

SELÂMI YAYINIZ, FAKİR VE YOKSULLARI DOYURUNUZ, BÖYLELİKLE AZİZ VE CELİL OLAN ALLAH'IN SİZE EMRETTİĞİ ŞEKİLDE KARDEŞLER OLUNUZ.

                                                                                Hz. Muhammed(s.a.v)