1 Kasım Erken ya da Tekrar Seçimlerine bir haftadan daha az bir zaman kaldı. Ortada hiç seçim havası gözükmese de, her vatandaş, üzerine düşen vatandaşlık görevini yerine getirecek, oyunu kullanarak, kendisini yönetecek Siyasî Parti ve Milletvekillerini Meclis'e gönderecek.

Hayatî önem taşıyan bu seççimler, inşallah hayırlı sonuçların çıkmasına vesile olur.

Ülkemizdeki istikrar ve huzur ortamı devam eder, terör sona erer, sıkıntılar sona erer de derin bir nefes alırız.

Ülkemizi iç savaşlarla boğuşan, her an bölünmeyle karşı karşıya olan üçüncü dünya ülkelerine benzetmeye çalışan emperyalist devletler, iç ve dış düşman ülkeler inşallah güzel bir tokat yerler de umduklarını bulamazlar.

Biz her ne kadar bu arzu ve temenni içinde olsak da, onların bizim güzel ülkemiz üzerindeki emperyalist istek ve emelleri asla sona ermeyecek, bizi bölmekten, bölüp yutmaktan asla vaz geçmeyeceklerdir.

Çünkü Batı'nın ve ABD'nin ruhunda sömürü ve imha vardır. Onlar sadece kendi çıkarlarını düşünür. Onlar için demokrasi,, insan hakları varmış yokmuş hiç önemli değildir.

“ABD'de bir askeri okulda ders olarak anlatıldığı söylenen Horoz ve Tilki Hikâyesini biliyor musunuz?
Anlatayım:
Dershanede hocayı beklerken ışıklar kapanmış ve bir çizgi film gösterilmeye başlanmış.
Filmin adı Küçük Tavuk.
“Bir kümes var. Kümeste birçok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor.
Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor.
Yaşlı horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor.
Kümese giremeyen tilki kümesin tellerinde küçük bir delik açarak genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor.
Mısırı yiyen genç horoz her gün gelip tilkiden mısır alıyor.
Bir süre sonra tilki genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor..
Böylece yaşlı horozun kümesteki gücü kırılıyor.

Yaşlı horozun etrafındaki tavuklar azalmaya, genç ve irileşen horozun etrafında ise tavuklar artmaya başlıyor.
Bu aşamada tilki bu kez kümesin kapısının önüne mısır bırakıyor.
Kümeste bir tartışma çıkıyor.
Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye.
Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar.
Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor.
Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor.

Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor.
Artık korkusuz olan tavuklar genç ve artık güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar.
Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor.
Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar.
Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor.”
Çizgi film burada bitiyor. Işıklar yanıyor.
Ve dersin hocası kürsüye çıkarak;
“İşte Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir” diyor.

Kendilerini kurnaz Tilki ya da Aslan olarak gören ABD ve Batılı emperyalist ülkeler, Üçüncü Dünya Ülkelerini Tavuk, Horoz hatta Kaz olarak görmektedir. Bu ülkeleri ele geçirmek için de sürekli önlerine yem atmakta, yardım eder gözükmektedir. Üçüncü Dünya Ülkelerinin başındaki akılsız ve ahmak yöneticiler de, açgözlü olmaları nedeniyle, iktidar hırsı nedeniyle zokayı yutmaktadır.

Şimdi seçimler yaklaştı.

Yıllardır üzerimizde oynanan bu oyunları bozmak için, sandık başına gidip, yerli olan, millî olan, ehliyetli ve liyakatli olan parti ve milletvekillerine emaneti teslim etmeliyiz.

Unutmayalım ki, hatalı sollama ölüm, hatalı oylama da zulüm getirir.

“Deveyi yardan uçuran, bir tutam ottur” derler. Biz insanız. Aklımız var, fikrimiz var. İyi düşünmeli, iyi araştırmalı, körü körüne oy kullanmaktan vaz geçip, akıllı hareket etmeliyiz.

Yoksa vebâl büyük. İsterseniz hikâyeyi bir daha okuyun.

                             ASILACAK ADAMSIN ULAN!

“Türk Solu” Dergisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın boynuna idam ipini geçirip, “Asılacak Adamsın Ulan” diye kapak yapmış.

Hani Türkiye'de “Özgür Basın” yoktu.

Adamlar iç dünyalarında, beyinlerinde geçen düşünceleri kapaktan ve manşetten veriyorlar.

Benim asıl merakım, bu dergiyi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde MHP İstanbul Milletvekili, eskinin Cumhurbaşkanı, şimdi de Milletvekili adayı Ekmeleddin İhsanoğlu da eline alıp sallayarak solcu gençlerden oy istemişti.

Ekmeleddin'in elinde Türk Solu Dergisi.

Ve Ekmeleddin Türk Milliyetçilerinden oy istiyor.

Bu da iki yüzlü görünme özgürlüğü.

 

                                           TEBRİK VE KUTLAMA

Çok sevdiğimiz Seydi ve Ayten CAN ailesinin kızı Zeynep Rabia Can ile, İrfan ve Semra Güleç'in oğlu Ali Güleç, Ankara'da yapılan düğünle evlenip, dünya evine girmişlerdir.

Her iki aileyi ve evlenen gençleri tebrik eder, yapılan düğünün hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah'tan niyaz ederim.

 

                                                   GÜNÜN SÖZÜ

YEDİ İKLİM DÖRT KÖŞEYİ DOLAŞTIM

MEĞER DÜNYA HER TARAFTA BİR İMİŞ.

                                                                         Dadaloğlu

 

KAMİL BİRCAN  26.10.2015