Bir önceki yazımda yeni dönemde Meclis'e gidecek olan Milletvekillerimize hitaben bazı düşüncelerimi iletmiş, bu köşede arz etmiştim. Sağ olsunlar okuyucularımdan çok olumlu tepkiler aldım. 

Telefonla ve Sosyal medya üzerinden beğenilerini ileten kardeşlerimiz oldu. Her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Onların beni aramaları bile bizlere hem moral oluyor, hem de yazma aşkımızı güçlendiriyor. 

Özellikle DP Konya İl Başkanı Ali Seçmençevik Bey'e iltifat dolu sözlerinden dolayı teşekkür ediyorum. 

Niyetimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek olmadığından içimiz oldukça rahat. Sırtımızda da yumurta küfesi olmayınca, kimseden maddî bir beklentimiz bulunmayınca Allah için bazı doğruları, bazı gerçekleri söylemekten kaçınmıyoruz. 

Kimseye akıl verme, ukalalık yapma gibi bir amaç taşımadan da Allah'a sığınırım. Ama yıllardır yaşadıklarımız, gördüklerimiz, duyduklarımız bizi bir şeyler yazmaya zorluyor. Hatta bizlere ve eli kalem tutan herkese bir sorumluluk yüklüyor. 

Evet şimdi, kolları sıvama ve elde edilen başarıları kalıcı hale getirmek için daha çok çalışma zamanıdır. 

Seçilen kardeşlerimiz şimdiden hedef büyütme, çıtayı yükseltme, kendilerini seçen insanlara vermiş oldukları sözleri, vaatleri hızla yerine getirme sorumluluğunu taşımaktadırlar. 

Bu başarıyı ufak tefek, basit hesaplara indirgeyip yok etmemek, kişisel rant ve itibar, kişisel istikbâl hesaplarına çevirip tüketmemek gerekmektedir. 

Her şeyden önce seçilen milletvekilleri insan kişiliğini yok eden, sıfırlayan, rezil eden maddî haz, rüşvet ve iltimas, cinsel gayri meşru temas denilen üç belâdan mutlaka uzak durmalıdır. 

Önemli olan erkeklik ve dişilik değil, kişiliktir. Önemli olan insanlıktır. 

Önemli olan karakter sahibi, doğru ve dürüst, çalışkan, vatansever, milletine hizmet aşkıyla dolu, yaptığı işi iyi yapan, iyi niyetle çalışan olmaktır. 

Ne yazık ki bazı önemli makam ve mevkilere gelen insanlar bazen paranın etkisiyle, bazen zehirli bal olan şöhretin etkisiyle, bazen de kötü niyetli ama güzel kadınların tutkusu ile kişiliğini değiştirebilmektedir. Kendileri için hazırlanan tuzakları görememekte, nefsinin, şehvetinin, şöhretinin esiri olabilmektedir. 

Bunların yaptığı ilk iş, ya eski eşlerini boşayıp yenileriyle değiştirmek olmaktadır. Böyleleri ya evlerini, ya arabalarını yenilemeye çalışmakta farklı bir statükoya bürünüp ayakta durmaya çalışmakta ama sonunda silinip gitmektedir. 

İşin bir de gönül kırma ya da kazanma boyutu var. 

Ağaca tırmanırken ayağını bastığı küçük dalları kırıp yere atanlar, ağaçtan inerken ayak basacak dal bulamadıkları için çok sert biçimde yere inmek zorunda kalırlar, hatta düşerler.  

Onun için bizleri o makamlara yükselten halka tepeden bakmak, onların gönlünü incitmek bizi sevimsizleştirir. Unutmayalım ki “Minareden düşenin parçası bulunur da gönülden düşenin parçası bulunmaz.” 

Seçilmiş milletvekillerimiz siyaset ilmini iyi bilmek, yöneticilikle ilgili, görevleriyle ilgili iyi bilgi sahibi olmak, yenilikleri, teknolojiyi yakından takip etmek, halkın seviyesine inip ya da yükselip, halkla iç içe yaşamak, sosyal medyayı iyi kullanmak, siyasetin okulunu bitirmek, nüktedan, hazır cevap, esprili, taşı gediğine koyan bir özelliğe sahip olmak zorundadır. 

Görevi sadece parmak kaldırmak olmamalı, kanun teklifi, araştırma, araştırma, soruşturma önergesi gibi tekliflerle sık sık kendini sahada, Meclis sahasında göstermelidir. 

Siyasette ahde vefa çok önemlidir, ziyaret çok önemlidir, zerâfet çok önemlidir. Siyasette “yorulmadık diz, bitmedik söz, arlanmadık yüz lazımdır” derler. Bunlar için de ihlas ve samimiyetle çalışmak gerekmektedir. 

Geçmişini, geldiği yeri, seçilmeden önceki günlerini unutmadan, kibir ve gurura kapılmadan çalışmak lazımdır. 

Başta Peygamberimiz, Hz. Ömer gibi, dünya çapında yerli yabancı, bizden olan olmayan meşhur siyasî alanda hizmetleriyle zirve yapmış zirve şahsiyetleri ve onların hayatını iyi bilip, onları kendimize rol-model almak gerekmektedir. 

Mütefekkir, Aydın, Yazar, Şair insanlarla hemhal olup onların fikirlerinden yararlanmak gerekir. 

Halkın vekâletini üstlenen milletvekili kardeşlerimiz, çevrelerindeki dalkavuklara, sahtekârlara, yalaka görüntülü kişiliksiz insanlara yüz vermemek, akıllı danışmanlar edinmelidir. 

Abdurrahman Dilipak'ın “Bakın iktidar balı çok sinek toplar. Bunları toplamak kolay, ama dağıtmak zordur. Takvâ ve Cemaatçilik onlar için makyaj malzemesidir. Kaz gelecek yerden tavuk esirgemeyen, iyi gün dostlarına itibar etmeyiniz sakın. Zirvede durmak, oraya tırmanmaktan daha zordur bazen” dediği gibi çevrelerindeki insanlara, insan görünümlü bukalemunlara  çok dikkat etmelidir. 

Allah, iyi niyetli, çalışkan milletvekillerimizi mahcup etmesin. Gayretlerini artırsın. 

Selam ve dua. 

 

                                                 GÜNÜN SÖZÜ

DİL İLE DÜĞÜMLENEN DİŞ İLE ÇÖZÜLMEZ. 

                                                                                       Kaşgarlı Mahmut

 

KAMİL BİRCAN  09.11.2015