İlk maçı Real Madrid 3–0 gibi farklı bir skorla kazanarak Atletico deplasmanına rahat şekilde gitme şansı yakalamıştı. Real'in sadece skor avantajı yoktu. Atletico'nun bu sene zirveye ortak olmasını sağlayan 4 futbolcusunun 4'üde çeşitli sebeplerden dolayı sahada bulunamadı. Bu dört isim sakatlıkları süren sağ bek Juanfran, kaleci Courtois ve Arda Turan bunlara bir de ilk maçta gördüğü sarı kartla cezalı duruma düşen Diego Costa eklendi. Bu tabloya baktığımızda Atletico'nun tam bir sürpriz yapması gerekiyordu.

 

 Atletico'nun şansı yine dönmedi

 

    Atletico şubat ayının en şanssız kulüplerinden biri oldu. İlk maçta talihsiz goller yediler daha sonra ligde şampiyonluk yarışı için ellerindeki avantajı kaybettiler. Real karşısında zoru başarmaları için erken bir gol gerekiyordu. Maçada o istekle başladıkları belliydi ancak basit bir penaltı yaptırdılar ve 1–0 geriye düştüler. Atletico'lu futbolcuların konsantrasyon eksiklikleri Real'e bir penaltı daha kazandırdı ve henüz dakika 16'da durum 2–0 oldu. Bu dakikadan sonra final için 6 gol bulması gereken Atletico etkisiz bir oyun ile maçı kaybetti ve finali televizyon karşısından izlemek zorunda kaldı.

 

Real Madrid için en ideal oyun

 

    Mourinho döneminde defansa kendi bölgesinde başlayan ve burada kaptığı toplarla hızlı hucumlar yaparak gol yollarında etkili olmaya çalışan Real Madrid gördük. Ancelotti bu sistemi pekte kurcalamadı aslında, sadece aynı sistemin başlangıç noktasını rakip sahaya taşıdı. Bununla takımına kazandırdığı avantajlar;

 

*Topu kaptıklarında rakip takım dengesiz yakalanıyor ve kapılan her top gol tehlikesi oluşturuyor.

*Rakip takımın sistemli bir oyun kurmasına engel oluyor buda kalesinde daha az pozisyon görmesini sağlıyor.

 

Hem çok iyi bir savunma hem de çok iyi bir hucum taktiği. Bunu her maçta yapması mümkün değil elbette ki eleme usulü maçlarda bu taktiği ortaya koyup başarılı olmaya çalışıyorlar. Bu zamana kadar gayet başarılı bir performans ortaya koydular ancak bu taktiğin yürüyüp yürümeyeceğini Şampiyonlar Ligi maçlarında göreceğiz.

 

Bale yavaş yavaş

 

    Sezon başında 100 milyon euro'luk bonservis bedeli ile tarihin en pahalı oyuncusu ünvanını aldı. Real Madrid'e geldiğinde nasıl bir performans sergileyeceği merak konusu olmuştu. Sakatlıklardan dolayı bir türlü istikrarı yakalayamadı ancak oyunda bulunduğu her an tehlikeli oldu. Üst üste çıktığı maç sayısı çok az buna rağmen bitmek bilmeyen bir enerjisi var. Onu başarılı yapan unsur ise kendine bir misyon seçmiş olması. Şu ana kadar 11 golü ve 9 asisti var. Bunların hepsini benzer biçimde yapıyor. Sağ kanattan kazandığı toplarla rakip ceza sahasına kadar ilerliyor ve burada arkadaşlarına servis yapıyor. Tam anlamıyla sahalara döndüğünde asist konusunda zirveyi yakalayacağına inanıyorum. Real Madrid'in yeni taktiği için Galli yıldız tam anlamıyla biçilmiş kaftan.