Müthiş Ramazan

Ramazan Ayı! Hem de yaz Ramazanı! Nasıl geçecek? Ne yapacağım?  Günler de amma uzun! Off! Derken geldi ve zihnimizin derin dehlizlerini işgal eden tüm korkuları izale etti. Serinlikle geldi, esenlikle geldi, sağlıkla, afiyetle, incelikle geldi; gönüllere kendi naif kelebek kanadı hafifliğindeki iklimini sererken tereyağından kıl çeker gibiydi! Bolluğu bereketi de cabası. 

Gün boyu bir şeyler atıştırmaktan ve asla sonu gelmeyen kupalar dolusu çay kahve saatlerinden bıkkınlık gelmişti midelere tam zamanında geldi ve zavallı midelerimizi dinlendirdi haksız mıyım?

Eskiden Ramazan Ayının yine yaz dönemine geldiğine şahit olan büyüklerimiz o zamanların sıcak uzun günlerinde hele de dışarıda güneşin altında çalışmak zorunda olanların evleri bahçeli ve havuzlu ise gelir gelmez kendilerini havuzun soğuk sularına bıraktıklarını anlatır. -Tabi ki bahsettiğimiz zengin şatafatlı konakların yüzme havuzları değil. Mütevazı tek katlı bahçeli evlerde genellikle bahçeyi sulamak için kullanılan, boyutları fazla büyük olmayan taş havuzlar-  akabinde top patlayıp ezan okunur okunmaz soğuk su, karpuz, hoşaf ve ayrana hücum. Taze nane ve salatalıkla yapılan buz gibi cacık olmadan sofraya oturulmazdı diye de eklerler. Öyle veya böyle oruçtan ölen yok. 

Bu, mevzuun yalnızca bedene hitap eden bölümü; bir de ruha ve gönle hitap eden kısmı var ki asıl alakadar olunması gereken husus burası sanırım. Mide dolu iken gönül gözü kapalı olduğundan ve inceliklerin dolu mideli vücuda nüfuz edemeyeceğinden dolayı bu kutlu ay, ruhun ve gönlün beslenmesine kapı aralar denilebilir. Ayrıca Kâinatın Güneşi efendimizin defaatle temas ettiği ve üzerinde durduğu bir husus olan gece belli vakitlerde uyanık olmak, zikir niyaz ve namazla meşgul bulunmak konusunda da içinde bulunduğumuz iklim bir fırsat telakki edilebilir. En azından sözü edilen müstesna vakitleri uyanık olarak geçirmek ya da bereket olarak adlandırılan sahur yemeği yemek bile bu zaman dilimini idrak ve ziyasından istifade etmeye vesile olabilir.

Ayrıca oruç tutabiliyor olmak vücudun sağlıklı olduğunu gösteren bir işarettir; dolayısıyla oruç tutan kimse lisanı hal ile Yüce Yaratıcıya; 'sağlıklı olduğum ve farkında olduğum için sana sonsuz şükürler olsun' diyerek itiraf ve niyazda bulunmuş olmaz mı?

Divan Edebiyatında Ramazan Ayı ile ilgili söylenen şiirler Ramazaniyye adıyla anılır. Orada orucun sevabı, iftarın sabırsızlığı, sahur vakti davulcuları ve söyledikleri maniler, Kadir gecesi, Sultanın iştirakiyle kılına teravih namazları, büyük konaklarda verilen davetler vb. konulardan bahsolunur. Üstat Niyazi Mısrı ise bir şiirinde ramazan ayının gitmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirir;

Yine firkat nârına yandı cihân
Hasretâ gitti mübârek Ramazân
Nûruyla bulmuşdu âlem yine cân
Firkatâ gitti mübârek Ramazân

Bu vesile ile hepinizin mübarek Ramazan ayını tebrik eder, hakkıyla idrak edenlerden olabilmeyi niyaz ederim.  

İyi hafta sonları.