MEVLÂNA'YI ZİYARET EDEN YARIM HACI OLUR MU?

Konya, bir haftadır, Hz. Mevlâna'nın Hakk'a vuslatının 742. Yıldönümü nedeniyle gerek yurt dışından gerekse yurt içinden gelen binlerce ziyaretçinin akınına uğramış durumda. Konya cıvıl cıvıl. Konya kışın başlangıcında baharı yaşar gibi.

Yarın da törenlerin en can alıcı noktası “Şeb-i Arus” gerçekleştirilecek. Aldığım haberlere göre, her yıl olduğu gibi, bu yıl da başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve bazı Bakanlar, Milletvekilleri törenleri izleyecekler, konuşmalar yapacaklar.

Konya, günlerdir bu Vuslat Günleri'ne kilitlendi. Şehirde büyük bir hareketlilik yaşanıyor. Konya Büyükşehir Belediyesi, Mevlâna Kültür Merkezi ile Şehitlik ve Üçler Mezarlığı arasına dev bir İslâm Kültür Merkezi inşâ ediyor. Çevrede yoğun bir çalışma hızla devam ediyor.

Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya'ya dev eserler yapmaya, dev hizmetler sunmaya gayret ediyor, aşkla ve şevkle çalışıyor. Zamanlama ve işi bitirme konusunda aksaklıklar olsa da, işler bitince, yapılan işler ortaya çıkınca, vatandaşlar rahatlayınca, Adliye tramvay hattında olduğu gibi güzel bir sonuç ortaya çıkıyor.

“Benim Allah'a kavuştuğum gün, benim için Şeb-i Arus'tur, düğün gecemdir”diyen Mevlâna Celaleddin-i Rumî'nin kabrini ziyarete gelen misafirler, on gün süreyle önceden planlanan etkinlikleri izlemenin yanı sıra, Konya'yı da gezmiş oluyorlar, görmüş oluyorlar.

Semâ gösterilerini, sergileri, konferans ve sempozyumları, söyleşileri, panelleri takip eden, izleyen, dinleyenler bereketli, feyizli, hareketli, huzurlu anlar yaşıyorlar.

Konya esnafının da ticarî noktada yüzü gülüyor, iç piyasa canlanıyor, oteller, lokantalar, alışveriş merkezleri, özellikle Konya'ya özgü şekerleme ve hediyelik eşya satıcıları, kitap evleri dolup dolup taşıyor, gelen misafirler para harcamaktan kaçınmıyor.

Türbeler ve Camiler ziyaret ediliyor. Gelişen ve kalkınan bir Konya güzelliği ile karşılaşan insanlar “Gez dünyayı, gör Konya'yı” demekten kendilerini alamıyor.

Peki, Konya'ya gelip Mevlâna Türbesini ziyaret eden yarım hacı olur mu?” “inanışı ne kadar doğru? Adı üstünde “yarım hacı” ifadesi yanlış olunca, böyle bir soru sorma şekli de yanlış soru olmaktan kendini kurtaramıyor.

Yani hacı olmanın yeri, zamanı ve şartları bellidir. Hac ibadetinin geçerli olması için ne yapılması gerektiği belli olunca da, bırakın yarım hacı olmayı, çeyrek hacı, onda bir hacı, yüzde bir hacı bile olunamaz.

Gerçi Konya'da da nafile kurban kesilecek, şeytan taşlanacak (!) pek çok yer bulunabilir, Alâaddin ve Zafer'de pek çok mekân da tavaf edilebilir, sa'y edilebilir ama bu, yorgunluktan başka bir şey kazandırmaz.

Onun için Konya'ya gelen misafirler, Konya'yı gezip görmekten, Hz.Pir'in fikirlerini, inançlarını dinleyip öğrenmekten başka bir niyet taşımasınlar. “Mevlâna” sözüne kafayı takanlar da bilsinler ki bu “Mevlâna” sözü efendimiz anlamından başka, saygı sözcüğünden başka bir söz değildir.

Bizim gerçek Mevlâmız “Ente Mevlâna, fensurna, ale'l kavmi'il kafirîn” de geçen, Rabbimiz Allah'tır.(Bak. Bakara: 286)

Yani Rabbimiz için kullandığımız “Mevl┠kelimesiyle eşleştirmeye çalışıp Celaleddin-i Rumî'yi yüceltmeye çalışmak, Allah'tan değil de Allah'ın yarattığı bir kul olan Mevlâna'dan yardım ve şefaat beklemek, Mevlâna Türbesini ziyareti yarım hac gibi görmek, büyük bir cahilliktir, hatta şirktir.

Hele Hz. Pir'e “Mevlâna” diyerek, onun adını börekte, şekerlemede, çorbada ve yemekte, olur olmaz her yerde kullanmaya çalışmak, O'nun düşüncelerini, inançlarını değil de, Mevlevîlik adı altında başka ritüelleri, törenleri ortaya çıkarıp para kazanmayı amaçlamak, düğünlerde, açılış törenlerinde semâ ve semâzenleri eğlence vasıtası yapmak Mevlâna'nın taşıdığı ruhtan uzaklaşmaktan başka, istismardan başka bir şey değildir.

Bu düşüncelerle Konya'ya hâlisâne niyetlerle gelen, aşk ve muhabbet için gelen bütün misafirlerimize hoş geldiniz, hoşa geldiniz, hoş olana geldiniz diyorum.

Ne olursanız olun gelin, ama değişin, geldiğiniz gibi gitmeyin, hayır ve iyilik

 noktasında değişin diyorum.

Selâm ve dua.

                                                     GÜNÜN SÖZÜ

YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL.

                                                                                          Hz. Mevlâna