Pazartesi akşamı ülkemizi Avrupa'da temsil eden iki takımın mücadelesini izledik. Kozlarını Arena'da paylaşan Avrupalılar birer puanla sahadan ayrıldılar. Oldukça çetin geçen mücadele 12.haftanın en çok koşulan karşılaşması oldu. Oyuna etkili başlayan takım Konyaspor'du. Henüz ilk dakikada Milosevic top kontrolünü yapamayınca tabelayı değiştirme şansını kullanamadı. Sonrasında takımımız rakip kaleye yüklense de pozisyon bulamadı. 16.dakikada gelişen Osmanlı atağında Regattin'in vurduğu top Vukovic'in ayağına çarparak ağlarımıza gitti. Kalecimiz Serkan'ın bu golde yapabileceği hiçbir şey yoktu. Devrenin sonuna kadar Osmanlıspor'un oyun üstünlüğü vardı. Farkı açabilecek pozisyonları yakalamalarına rağmen ikinci golü bulamadılar. İlk 45 dakika 1-0 rakip Osmanlıspor'un üstünlüğü ile tamamlandı. 

***

İkinci yarıya yine hızlı başladık. Topun daha çok bizde kaldığı bu devrede rakip kalede etkili olamadık. Yaptığımız en tehlikeli atakta Milosevic topu kalecinin üstüne vurdu. Osmanlıspor ise oyunu kendi sahasında kabul edip hızlı ataklarla ikinci golü aradı. Özellikle son 20 dakikada rakibimiz iyice geriye yaslandı. Biz ise yan pas ve geri pas ile adeta uyutulduk. Ümitlerin azaldığı son dakikalarda Bajic kaleci ile defansın anlaşamadığı pozisyonda omzu ile topu ağlara gönderdi. Sonraki dakikalarda başka gol olmadı ve karşılaşma 1-1 sona erdi. Sahadan 1puanla ayrılan takımımız 6. sıradaki yerini korudu. Bu karşılaşma yerimizi kaybetmememiz açısından oldukça önemliydi. Üst sıralardan kopmamak için kazanmak veya en azından kaybetmemek gerekiyordu. Son dakikalarda gelen gol ve kazanılan bir puan bu açıdan oldukça değerli.

***

Şunu kabul edelim ki her ne kadar ligin toplamda en çok koşan takımı olsak da ofansta çok büyük eksikliğimiz var. Üretken değiliz. Mücadelemiz güzel, rakibi rahat oynatmıyoruz. Ama beceri konusundaki eksikliğimiz üçüncü bölgede tavan yapıyor. Topu ayağına alan tek pasla arkadaşına vermenin gayreti içerisinde. Tabi ki verilen bu paslar büyük çoğunlukla geriye olunca etkili olmaktan oldukça uzak bir takım ortaya çıkıyor. Doksan dakikanın tamamında kaleyi bulan topumuz sadece iki. Kaleyi sadece iki kere bulmak demek üretkenlikten oldukça uzağız demek. Topu ayağımızda tutuyoruz ama ataklarımızı bir türlü sonuçlandıramıyoruz. Çünkü ileri uçta oynayan oyuncularımız bu konuda oldukça beceriksiz. 5 metreye pas veremeyen oyunculardan üretkenlik beklemek yanlış olur zaten. 
Milosevic ve Ömer Ali haricinde topu ileriye taşıyabilecek oyuncumuz yok. Ömer Ali'nin son paslardaki sıkıntısını dikkate aldığımızda bütün yük Milosevic'in sırtına biniyor. Oyuncularımız risk almaktan korkuyor. Hepsi topu ayağından çıkartmanın ve tribünlerin tepkisini almamanın derdinde. Belki de Aykut hocanın talimatıyla böyle yapıyorlar.  Geçen hafta Ömer Ali'nin ileri dönüp başlattığı atağın gol ile sonuçlanması örnek olmalı. Rakip ceza alanı önünde kendisine gelen topu 20 metre geriye göndermekle neticeye ulaşılmaz. Ofans oyuncusunun önceliği her zaman rakip kale olmalı. 
Sağ kanatta Skubic ve Ömer Ali yardımlaşarak topu ileri taşısalar da her iki oyuncunun orta yapma konusundaki yetersizlikleri ataklarımızı sonuçsuz bırakıyor. Daha çok sol kanadı kullanmamız gerekir. Çünkü Douglas orta konusunda arkadaşlarından birkaç gömlek daha üstün. İlk yarıda Douglas'ın yaptığı güzel ortaya Rangelov'un dokunamaması hala gözümün önünde.

Haftaya deplasmanda Alanyaspor ile karşılaşacağız. Antep deplasmanındaki oyunumuzu sahaya yansıtırsak çok rahat üç puanla dönebiliriz. Bizim galip gelebileceğimiz deplasmanlardan birisi. Bu konuda birçok kişi hemfikir. Ama neticede futbol bu. Hiç hesapta olmayan bir netice ile de sahadan ayrılabiliriz. Konyaspor'umuza Alanya deplasmanında başarılar diliyorum. Her zaman, daima ve sadece KONYASPOR.