Çevremizde gördüğümüz canlı cansız bütün varlıklar, Allah tarafından çok mükemmel bir şekilde yaratılmışlar. Dağlar, ovalar, ırmaklar, göller, denizler, gökyüzü, yıldızlar, güneş, ay, gece, gündüz, ormanlar, çimenlikler,  toprak, kayalıklar, bitkiler, hayvanlar v.s.

Bunların içinde öyle bir varlık yaratmış ki, diğer bütün varlıkların yöneticisi pozisyonunu vermiş ona…

Dişisi, erkeğiyle, genci yaşlısıyla “insanoğlu” denmiş onun adına…

İnsanoğlunu, diğer bütün yarattıklarından farklı bir şekilde yaratmış. Onu; akıl ve düşünce gibi diğer bütün varlıklarda bulunmayan bir mekanizma ile donatmış. Bu mekanizmayı ona vermiş vermesine ancak, bununla birlikte kendisini birçok sorumluluk, görev ve yetki ile de donatmış.

İnsanı diğer canlılardan ayıran ve Allah'ın insana bahşettiği en büyük nimet olan akıl hakkında Kur'an-ı Kerim'de birçok Ayet-i Kerime bulunmasına rağmen ihtisasım dışında kaldığı için ve dahi bir yanlışlığa meydan vermemek adına onları buraya aktaracak da değilim.

İnsanoğlunun ve diğer bütün varlıkların yaratıcısı olan Yüce Allah, bu nimetlerle donattığı kulunu buna rağmen başıboş, “aklını ve fikrini nasıl kullanırsan kullan” deyip onu kendisi ile baş başa bırakmamıştır. Ona; gideceği yolun hangisinde pürüzler bulunduğunu, hangisinin daha temiz ve düzgün bir halde olduğunu göstermiş, haritalandırmış, onları fotoğraflamış, krokilerini çizmiş, planlarla, projelerle nasıl bir hayat yapısı inşa etmesi gerektiğine dair adeta mimarlık yapmış, ona ipuçlarını vermiştir.

Bunu da verdiği akıl ve düşünce mekanizmaları ile çözümlemesini tembihlemiştir.

Ya insanoğlu ne yapmış bütün bunlara karşılık olarak?

Dağları düz etmiş, ovaları beton ve demir yığınlarıyla dağa çevirmiş, ırmakları kurutmuş, gölleri ve denizleri pislik yuvasına dönüştürmüş, gökyüzüne zehirli gazları bırakarak kirletmiş, güneşin ve ayın işlevlerine dahi müdahale etme ihtiyacı içerisine girmiş evrenin dengelerini bozmak için elinden ne gelirse ardına koymamış.

Dünya üzerindeki huzur ve mutluluk kaynaklarını cehenneme çevirecek projelere çalışmış aklı hep. Kendisini yaratan Allah’ın emirleri hilafına ne kadar konu varsa, onları sahiplenmiş, aklını hep cingözlüğe, arsızlığa, çarpıklıklara dahası kendisinden olanı bile öldürmeye yönlendirmiştir.

İnsanoğlunun dünya üzerinde düzeni sağlayabilmesi, rahat ve huzur içinde yaşaması için kendisine bahşedilmiş olan akıl ve düşünce nimetlerine bağlı olarak ortaya çıkan; merhamet, vicdan, izan, feraset, sevgi, şefkat ve daha nice hasletleri köreltmiş, bunlara karşılık, acımasızlık, menfaat, ihtiras, kıskançlık, gaddarlık, bencillik gibi vasıflarını öne çıkararak, dünyayı yaşanmaz bir ortam  haline getirmek için her tülü oyunu oynamaya yönelmiştir.

Aklını, kendisini yaratan En Büyük Mimarın çizdiği planlara, projelere uygun bir şekilde değil de kendisinin çizdiği planlara göre kullanmaya kalkınca da hep ölmeye, öldürmeye, çirkinliklere, pisliklere, bataklıklara gark olmaktan kendini kurtaramamıştır.

Şu mübarek Kurban Bayramında bile aklını, En Büyük Mimarın çizdiği yönde değil de kendi çizdiği güzergâhta kullanması sebebiyle; yüzlerce kişinin ölmesine, binlerce kişinin yaralanmasına, milyonlarca liralık zarara uğramasına sebep olmuştur.

Hâlbuki bunun önlenmesi, bu kadar maddi ve manevi zarara uğramaması, sadece ve sadece aklını kullanmasına bağlı çok basit bir yöntemle gerçekleşecek bir konudur. 

Dağları, denizleri, gölleri, ırmakları çöp dağlarına dönüştürmesi, kendi canının ve malının korunması için devlet tarafından inşa edilmiş trafik levhalarına silahla ateş etmesi hep çizgi dışı hareketlerdendir. 

Şefkat ve merhamet duygularından yoksun olması nedeniyle, sokaklarda ve trafikte en ufak bir meseleyi; silahlı, bıçaklı, taşlı, sopalı kavgaya dönüştürmesi hep Allah’ın çizdiği planların dışına çıkılmasından kaynaklı, asilikten, duygusuzluktan, sevgisizlikten dolayı yaşanan insanlık dışı eylemlerdir.

İnsan olduğumuz halde, neden insanlık dışı yöntemlere başvurma ihtiyacı içine gireriz, bu konu derinlemesine bir şekilde incelemesi gereken bir konudur.

Yüce Allah, bütün bu yanlışlarımıza rağmen bizleri muhafaza etsin inşallah.