Daha önce de sanki bu konuda bir yazı yazmıştım. Ama şimdi durum biraz daha farklı... Hareket kitaplaşıyor...

Elimde bir kitap taslağı var. Naçizane tashih işlemlerine yardımcı oluyorum.  Kitabın isminin “SenBenO-Deliler, Dahiler, Kapılar, Köprüler” olması muhtemel...

Bu öyle bir iyilik hareketi ki insanın bu harekete kayıtsız kalması asla mümkün değil.

"Deliler, Dahiler, Kapılar, Köprüler" iyilik hareketinin doğduğu şehir Kütahya... Aslında iyilik hareketinin tarihi 1998 yılına hatta daha öncelere yani iyilik hareketinin öncüsü olan Kemal Yarcı'nın memleketi ve uzun süre görev yaptığı şehir olan Merzifon'a kadar uzansa da bu isimle anılmaya başlamasının yılı 2009 yılı oluyor.

Ben bu hareketin varlığını değerli kardeşim, "abim" diye hitap ettiğim Kemal Yarcı Abimden öğrendim. Hem mesleki olarak birlikteliğimiz ve dönem arkadaşlığımız bakımından hem de Merzifon Hava Radar Mevzi Komutanlığı'nda uzun yıllar birlikte mesai arkadaşlığı yapmış olmamız hasebiyle kendisini çok iyi tanıdığımı ifade edebilirim. Şu an Eskişehir'de ikamet eden Kemal Yarcı, uzun yıllar Kütahya'da görev yapmış olmasından dolayı, iyilik hareketinin Kütahya bölümünün de en önemli kişilerinden... Bu hareketin bir benzeri de "SenBenO" ismiyle Eskişehir'de yürütülmektedir.

İyilik hareketi, gerçekten ihtiyacı olanlara çok değerli katkılar sunmaktadır. Bu hareketine katkı sunan bütün insanlara şeffaf bir şekilde bilgi paylaşımı yapılmakta, iyilik hareketi tarafından iyiliğe uğramış tüm insanların dile getirdikleri mutluluk ve huzur, tüm katkı da bulunanlarla da paylaşılmakta o mutluluğa onların da ortak olması sağlanmaktadır.

Bu hareket faaliyetleri kapsamında hem eylemleriyle hem de söylemleriyle o kadar dikkatli davranmaktadır ki örnek olarak, öğrencilere verdikleri değerin adına "burs" demekten özenle kaçınıyorlar. Bu hareket için o değerin adı 'harçlık'tır mesela...

Yine yapılan iyiliğin adına "yardım" demekten de kaçınıyorlar. Bu ifadenin iyiliği yapana 'kibir', yapılana ise 'aşağılanma duygusu’ verebileceğini düşünüyorlar. Bu hareketin hedef kitlesinin ve o kitlenin bireylerinin asla bir isimleri yoktur. Onların bir resimleri de yoktur. Ne isim ne de resim paylaşımı yapılmıyor. Tüm kaygı ve çabaları, sadece ve sadece o iyiliğin hedefine ulaşması üzerine oluyor.

Deliler, Dahiler, Kapılar, Köprüler hareketinin her yıl geleneksel olarak icra ettiği bir de iftar organizasyonları var.

Kuruldukları yıldan itibaren Ramazan ayında iftar sofrası da düzenliyorlar.

Yer sofrasında verilen iftar yemeklerinde sadece domates, peynir, karpuz ve ekmek bulunuyor. Bu sofrada; makam, mevki ve iş dünyasının bütün statüleri kaldırıyor, herkes eşitleniyor.

Hakikaten “Deliler mi, Dahiler mi, Kapılar mı, Köprüler mi” karar vermek zor. Ben hepsine birden bunlar “Deliler” diyorum. Hakikaten deli olmasalar böyle işlerle uğraşmazlardı. Sıcak kaloriferin başında kahvelerini yudumlarken gelen bir yardım telefonuna gecenin 10’unda cevap vereceksin, cevap vermekle kalmayacak, pijamalarını çıkarıp elbiseni giyeceksin, aracına binip kilometrelerce uzaktaki adrese gideceksin, evin ihtiyacı olan kömür vesaire işlerini halledip sabaha karşı eve geri döneceksin. Üstelik hiçbir maddi karşılığı olmadan yapacaksın bunları. İşte “deli” olunmayı gerektiren hareketlerdir bunlar.

Deliler sayesinde nefes alıyoruz bu kirli dünyada biliyor musunuz? Böyle delilerin varlığına şükretmeli, onlarla birlikte yaşıyor olduğumuzu dünyanın en büyük zenginliği saymalıyız.

Üzerinde çalıştığım kitabımızı Ramazan öncesine kadar çıkarmayı düşünüyoruz inşallah. Kitabın içinden birkaç anekdot paylaşıp yazımı bitireyim.

IŞIKLI AYAKKABI

Cansu down sendromlu bir kızımız. Bizden 33 numara ışıklı ayakkabı istemişti. Bulamamıştık. Biz renkli, ışıksız güzel bir ayakkabı almıştık, fakat içimize dert olmuştu. Bugün İstanbul’dan gönlü güzel Burak kardeşimiz gönderdi. Yarın da Konya’dan BABUCCİ ayakkabı firmasından ışıklı ayakkabımız geliyor. Siz sadece dert edinin, o bir şekilde çözülüyor.

BİZ BU DÜĞÜNÜ YAPAPARIZ.

 Düğünümüz var dostlar!

05.EYLÜL 2021...

Babanın vefatından sonra üç kız çocuğu ile hayat mücadelesi veren ve yaklaşık dört yıldır destek olma gayreti içinde olduğumuz ailemizin büyük kızı gelin oluyor. Annemiz davetiye göndermiş ve “başmisafirim olacaksınız” diye de belirtmiş. Sizlerin gayretleri ile bir gönül de yer ettik ve ‘başmisafirliğe’ layık gördüler. Hepinizden Allah razı olsun. Biz hepimiz adına davette bulunup “SenBenO” adına gençlerin bir ihtiyacını görecek, hediyemizi takdim edeceğiz.

Allah genç kızımıza yeni yuvasında mutluluk, bolluk, bereket ve hayırlı ömürler versin inşallah.

BEŞİK

“Malumunuz, geçen hafta gelen beşiğimiz sahibini buldu. Bu beşiğin sahibi bir ablamız. On güne kadar doğum yapacak olan bu ablamız, yeni medeni durumuyla bekâr. Bizim bildiğimiz tabirle dul. Bu ablamız çocuk bakıyor. Yeni doğacak çocukla birlikte doğaldır ki çocuk bakma işini de yapamayacak. Bu ablamızın yeni doğacak çocuğu için bez, mama, kıyafet ihtiyacı olacak. Ablamız için de kıyafet ihtiyacı olacak. Nakdi ve ayni yardım ihtiyacı doğabilir. Bunu keşifle yapmamız lazım.

Kitap çıkınca görüşeceğiz inşallah.

Şimdilik bu kadar...