HDP VE CHP'NİN ORTAK NOKTASI

Geçtiğimiz günlerde CHP ve bazı sol aydınlar(!), bazı kokonalar “İnadına dekolte, inadına mini etek” demişler ve gençliğimizi çıplaklığa teşvik etmişlerdi. 

HDP'liler de önceki gün, Kur'an-ı Kerim ile Hz.Muhammed'in Hayatı derslerinde “İffetli olmanın önemi” ve ”Evlilik dışı ilişkilerin zararları” konularının işlenmesinden rahatsızlık duyduklarını belirtmişler. “Bu konular anlatılırsa, milliyetçi, kadın erkek eşitliğine inanmayan nesillerin yetişmesine katkı sağlar” buyurmuşlar.

HDP, daha önce 6-7 Ekim olaylarında, Kobani'yi bahane ederek, Kürt halkını sokağa dökmüş, halkı isyana teşvik etmişti. 

Şimdi de CHP, halkı ve gençleri “Yeni Güvenlik Yasasını” bahane ederek sokağa dökmeye çalışıyor. Ve bununla, yaklaşan seçimlerde rant elde etmeyi plânlıyor.

Her iki parti de tesettüre, islâmın getirdiği yüce değerlere karşı, her iki parti de anarşi ve terörün öncülüğünü yapmaya azimli. Her ikisi de yakmaktan ve yıkmaktan yana, toplumsal barışı yok etmek istiyor.

Her iki parti de halktan kopuk. Adeta farklı yerlerden talimat alıyor, kendi insanına tepeden bakıyor. Kendinden olmayanları ötekileştiriyor.

Anla halkım, anla milletim.

                                             TUZ VE ŞEKER

Sağlık-Sen Konya Şube Başkanı Zeynel Abidin Uysal,“Tuz ve şekeri çok fazla tüketiyoruz” demiş.

Şimdi anlaşıldı. Memleketin niye tadının ve tuzunun kalmadığı*

Çok tüketilen şey kalır mı?

Acı gerçek: Tükettikçe tükeniyoruz.

                                             MECLİS'E LAZIM

Diyetisyen Sahra Sevici, AK Parti'den Milletvekili Aday Adayı olmuş.

Ne diyelim, herkesin hakkıdır. Kendisini tanımam. Tanıdıklarımdan ne gördüm ki? Yolu ve bahtı açık olsun.

Hani olur ya Sahra Hanım seçilirse, hem kendisine, hem de Meclis'e katkı sağlayabilir. İki yönden fayda getirebilir.

 1-Meclisin birbirini sevmeye, saygıya ihtiyacı var, Oradakileri Sevici bir şahıs gerekebilir.

 2-Meclis'te yiyici içici çok olunca bir diyetisyen de lazım olabilir.

Tabii ki her seçilen gibi Meclis'e girdikten sonra değişmezse.

                                   MEHMET SЦZER'İN VEFATI

Geçtiğimiz Cuma günü Refah Partisi eski İl Başkan'ı Mehmet Sözer'in vefatıyla sarsıldım. “Her ölüm erkendir. Her yaşayan er ya da geç ölecektir” derler ama Efsane Başkan Mehmet Sözer'in ölümü çok ani ve beklenmedik bir ölüm oldu.

Mekânı Cennet olsun, Rabbim merhametiyle muamele etsin.

Kendisiyle önceden fazla tanışmıyordum. Son üç-dört aydır sosyal medya üzerinden tanışmaya başlamıştık. İkimiz de birbirimizi takip ediyor, düşüncelerimizi sosyal medya üzerinden paylaşıyor, birbirimizin yazılarını okuyup beğeniyor, yeri gelince eksiklerimizi söylüyorduk. 

Bir gün bir yerde buluşup yeniden tanışıp, kucaklaşacaktık. Ama O'nun ömrü vefa etmedi. Sürpriz bir şekilde sevenlerini mahzun bırakıp gitti,

Ölümünü de ne yazık ki sosyal medyadan, çok geç öğrendim. Hatta O'nun değil de babasının öldüğünü zannettim.

Bir Allah'ın dostu çıkıp ta telefonla, mesajla haber vermedi.

Gençlik üzerine, Anadolu Gençlik ve Millî Gençlik üzerine, Yeni Konya  Gazetesi için yazdığı yazısını da yine sosyal medyadan okudum.

Hayatı dolu doluydu. Büyük bir birikime sahipti. “Bilge ve Akîl İnsanlar Platformu”nu kurmuş, Konya için, insanımız için yararlı olacak düşünceleri paylaşıyor, gençliğe iyi bir ağabeylik yapıyordu. Aklında büyük projeler vardı, ama olmadı.

Ne diyelim? Böyledir hal-i zaman, bir varmış bir yokmuş.

                                     

                                     YENİ OTOBЬS DURAKLARI

Zaman zaman Konya'nın toplu ulaşımından, yol güzergâhlarından, otobüs tarifelerinden, duraklardan, durakların yenilenmesinden yazıyorduk.

Acaba etkili ve yetkililer bizi okuyor, bizim düşüncelerimizi dikkate alıyorlar mı diye düşünüyorduk.

Büyükşehir Belediyesi, bizim Kurtuluş mahallesindeki duraklarımızı yeniledi. Kendilerine teşekkür ediyoruz.

Bir de bu durakları akıllı hale getirse, tarifeler assa, ya da gelen- giden otobüsler zamanında gelip gitse çok iyi olacak.

                                          ALINMAK VAR MI?

Bazen dostlarımızı kibar bir dille eleştiriyoruz. Amaç daha iyiye, daha güzele ulaşmaktır. Özdemir Asaf “Dost gerçekleri, düşman işine geleni, deli ağzına geleni, âşık içinden geçeni söylermiş” diyor.

Ben de öyle. Alınmak yok “Ben, havada bulut var deyince, sen bana ördek dedin” diye kızmak yok.

Ben dostum, dost.

                                                    GЬNЬN SЦZЬ

İNSAN HAYVANLARDAN KONUŞMAKLA DA ÜSTÜNDÜR. AMA DOĞRU KONUŞMAZSAN, HAYVANLAR SENDEN ÜSTÜNDÜR.

                                                                                             Şeyh Sвdо-i Şirazо

 

 

KAMİL BİRCAN, 09.02.2015