Konya hareketli günler yaşıyor. Her alanda büyük bir canlılık yaşanıyor.Her yer cıvıl cıvıl insan kaynıyor. Bir yanda Sudan'lılar, bir yanda Suriye'liler, bir yanda Somali'li göçmen vatandaşlar, bir yanda bizim Konya'lılar.

Konya Halkı, hepsine kucak açmış, hepsine Ensar olmaya çalışıyor. Herkes kendi çapında yardım topluyor, ev buluyor, eşya buluyor, para buluyor, iş buluyor, aş buluyor, yardım etmeye çalışıyor.

Savaş mağduru bu insanların çoğunun hali yürekleri sızlatıyor. Hasta olanlar, fakir olanlar, yakınını eşini, çocuğunu, anasını, babasını, işini, servetini, malını, mülkünü kaybedenler, dilenenler var. Aslında daha koordineli yardım kampanyaları yapmak gerekiyor. Sivil toplum örgütlerine daha çok iş düşüyor.

*****

Anadolu Gençlik Derneği Konya Şubesi tarafından düzenlenen “Peygamberimiz Hz. Muhammed'e Sevgi Programı ve Siyer-i Nebî Bilgi Yarışması ödül Töreni” ne davetli olduğum halde gidemedim. 

Elde olmayan sebepler derler ya onun gibi bir takım sebepler yüzünden çok istediğim halde katılamadığım bu güzel program eminim ki çok güzel geçmiştir. İçinde Hz. Peygamber'in ve Kur'an'ın olduğu bir program nasıl güzel olmasın ki?

Ben, özellikle Anadolu Gençlik Derneği Konya Şube Başkanı Mehmet Parlak'ı tebrik ediyor, nazik davetine teşekkür ederek çalışmalarında başarılar diliyorum.

Konya Anadolu Gençlik Derneği, Mehmet Parlak'la parlak bir dönem yaşıyor. Yen kız ve erkek öğrenci yurtları açılıyor, gençlere yönelik eğitim seminerleri düzenleniyor, uzaklardan Konya'mıza gelen orta ve yüksek tahsil gençliğine sahip çıkılıyor.

Yine aynı saatlerde, Konya Büyükşehir Belediyesi'nin Kutlu Doğum Haftası'nı kutlama çerçevesinde yapılan “Bütün Diller O'nu Söyler” programı, Konya Ticaret Odası Konferans Salonu'nda TİMAV'ın düzenlemiş olduğu Kur'an-ı Kerim İngilizce meal yarışması da büyük ilgi gördü. Gelenler salonlara sığmadılar.

Hem Büyükşehir Belediyesi'ni, hem de Timav'ı ayrı ayrı kutluyorum. Allah razı olsun çalışan ve emek harcayanlardan diye dua ediyorum.

Konya'mız, çok yoğun bu günlerde. Vakıflar, Dernekler, Okullar, Sivil Toplum Örgütleri hepsi, Kutlu Doğum'a kilitlenmiş. Hatta benim görev yaptığım Meram Mehmet Katırcı İmam Hatip Orta Okulu da 30 Nisan Çarşamba günü,  Konevî Kültür Merkezi'nde akşam saat 20.00'de benzer bir programı öğrenci velilerine sunmaya hazırlanıyor.

Eminim ki ismini duymadığımız pek çok yerlerde böylesine güzel ve faydalı programlar yapılıyor, kermesler düzenleniyor, peygamber sevgisi gül kokularına eşlik ediyordur.

*****

Bu arada içimizi serinleten, bizleri çok sevindiren bir güzel haber de, Prof. Dr. Ali Akpınar'ın Konya Müftülüğüne atanması. Çok isabetli bir atama ve görevlendirme olarak görüyorum. Rabbim utandırmasın. Allah, Ali Akpınar kardeşimizin yardımcısı olsun.

*****

Konya bütün bu güzellikleri yaşarken, Cumartesi günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı misafir etti, bağrına bastı. Binlerce Konyalı, Şehir Meydanı'nda coşkulu bir şekilde, teşekkür için Konya'ya gelen ve kendilerine hitap eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı dinlediler. Bildik sloganlarla tempo tutup alkışladılar. Konya'ya tarihî bir gün yaşattılar.

Mitingde en çok dikkatimi çeken, Şehir Meydanı'nın ortasına dikilen anıt ve miting sonrası meydanı gönüllü olarak temizleyen genç kızlar, pet şişe kapağı toplayamaya çalışan erkek ve kadınlar oldu.

 Anıtı kim yaptı, kim beğendi, kimler karar verdi bilmiyorum? Selçuklu Beyleri'nden, Selçuklulardan izler taşır gibiydi. Bir açıklama yazısı da yoktu. Sadaktaki ok sayısına bile dikkat ettim, saydım, altıdan fazla olduğunu gördüm.

Bu arada Konya'da çeşitli yerlerde ucube diyebileceğimiz, estetikten uzak, kimin yaptığı, kimin ya da kimlerin beğenip yapılmasına karar verdiği öyle ilginç eserler (!) var ki. Konya'ya yakıştıramıyorum. Güya semâzenlere benzetilen bu eserleri (!) gördükçe yüreğim sızlıyor.

                                 HEM NALINA HEM MIHINA

YUSUF DÜLGER'İN BALONCUKLARI

Yusuf Dülger Hocamız gazetemizde ilk yazısını yazarak “Hayatın Anlamı” ndan söz etmiş. Haftada ya da on beş günde bir “Hayat” ismini verdiği köşesinde yazacakmış. Aramıza hoş gelmiş. 

Gelmesine gelmiş de çocukların okullarda balon patlatma yarışına kafayı takıp, haklı olarak eleştirmiş. “Balon patlatan çocuklar yapıcı değil yıkıcı olmayı öğrenir, tutumlu olmayı değil, savurgan olmayı öğretir, temizliği değil çevreyi kirletmeyi öğretir” demiş.

Hocam haklı olmasına haklı da bu yanlışlıkları yapan o kadar çok büyükler var ki:

Sigara içip paketlerini ve izmaritlerini ortaya atanlar, bira cola gibi meşrubatları içip kutu ve şişelerini etrafa saçanlar, ambalajlı ve kabuklu yiyecek yiyip kabuk ve ambalajlarını sağa sola savuranlar o kadar çok ki. Çocukların yılda bir kere yaptığı bu oyun, balon patlatma oyunu solda sıfır kalır.

 

GÜNÜN SÖZÜ

İNSANOĞLU PARA KAZANMAK İÇİN SIHHATİNİ VERİR. SONRA SIHHATİNİ KAZANMAK İÇİN PARASINI VERİR.

İSTİKBÂLİ DÜŞÜNÜRKEN YAŞADIĞI GÜNÜ UNUTUR. BÖYLECE NE BU GÜNÜ YAŞAR NE DE İSTİKBÂLİ. ASLINDA ÖLÜM YOKMUŞCASINA YAŞARKEN, YAŞAMAMIŞ GİBİ ÖLÜR.                                                                                                               Konfüçyüs