Modern toplumun doğuşu ile birlikte, ihtiyaçların giderek çeşitlenmesi ve farklılaşması sonucu, birey ve toplum için ekonominin cevaplaması gereken sorular çoğalmıştır. Bu sayısı artan sorulara, ekonominin derlenen verileri ile analizi yapılan istatistiklerin, matematiksel ifadeler ve ekonometrik modeller kullanarak çözüm araması, duygularıyla daha fazla hareket eden birey için tatminkar sonuçlar doğurmamıştır.

Kimi zaman sosyal bilimlerden uzaklaşan ekonomi; fizik konularına girerek fen bilimlerinin sahasında dolaşmış, kimi zaman ise canlıların biyolojik yaşamlarından ekonomik çözümler üretmek uğraşında olmuştur. Bolca matematik kullanarak sayısal modellemeler yapmış, hatta gerekli gereksiz pek çok soyutlama kullanarak diğer sosyal bilimler ile arasına mesafeler koymuştur.

Artık, ekonominin geçirdiği sorgular bazen hafif bazen şiddetli krizler üreterek, sistem için onarılması güç yaralar açmaktadır. Müdahaleler sonucu sistem oluşumu, pür kapitalizm olgusundan müdahaleci kapitalizm'e doğru kaymıştır. Piyasa mekanizmasının başarısızlıkları olarak gösterilen, bu yeni durum, ekonominin yalnızlığa sürüklendiğini veya ekonominin tekrardan sorgulanması gerektiğini akıllara getirmiştir.

Aslında buradaki yalnızlık, ekonominin sosyal, kültürel, çevresel, psikolojik bağlarından yani sosyal yönden uzaklaşmasını akıllara getirmektedir. Bu durum bütün; ekonomik, siyasal, kültürel, çevresel, psikolojik, sosyal davranışların, indirgemeci aktörü bireyin, sorunlarının çözümü için, günümüzde fen ve matematik bilimlerini daha fazla kullanan ekonomi bilimi için, çözümlerin sınırlılığı konusunu sorgulamaya açmıştır. Beklentiler ise mevcut görünümün aksine, sosyal içerikli konuların daha fazla önemsenmesi gerektiği yönünde olmuştur. Toplumsal travmalar, bizatihi bireyin ve toplumun ekonomi görünümlü ancak sosyal konular etrafında yoğunlaştığı meselelere işaret etmektedir.

Hâsılı geleneksel ekonomi anlayışı, gelişen ve gençleşen; sosyal, çevresel ve psikolojik meseleler için, değişimin kaçınılmazlığını tembihlemektedir. Bu etkileri, küreselleşmenin en son boyutunun göstergeleri olarak, bireysel sosyal bilimler ve özelinde “Genç İktisat” kavramını belki de tartışmaya açmaktadır.

Değişimin modernleşme ile diktesinin sonucu tartışılmaya açılan “Genç İktisat” kavramı, çözümlerini; çevreyi hesaba katan, küresel kültürel değer ve normları kullanan, psikoloji penceresinden bakabilen, birey içerikli ekonomi problemlerini ancak daha kişisel vurgular yoluyla çözüme kavuşturması olası görülmektedir.

“Genç İktisat”, teknoloji ve dijital üretim faktörü yoluyla üretim yanında veri ve bilgiyi bireyselleştirerek, davranışsal dinamikleri de algılayan anlayışı ile gelecek krizlerini aşmaya daha yetkin olabilir.

İnterdisipliner gözüyle, kapsamcı ve kapsayıcı iktisat anlayışı ekonominin aşı rolünü üstlenebilir.

 

Y. Doç. Dr. Bülent Darıcı

[email protected]