Ekonomi politikası, pek çok farklı ekonomik hedeflere ulaşmak için genel olarak belirlenen politikalardır. Ekonominin konuşulduğu her durum, koşul, dönem ve zamanda sistemlerin elverdiği ölçülerde belirlenmiş olan politikalar uygulanmıştır. Ekonomik hayatın başlangıcı sayılabilecek (Adam Smith'in tabiriyle) Merkantilizmden tutun yakın dönem uygulanan iktisat ekollerine kadar, dönemler itibariyle ortaya çıkan ayrı iktisadi akımlar, ülkelerin daha iyi koşullara ulaşabilmesi için farklı amaçlar etrafında toplanan çeşitli ekonomi politika hedefleri belirlemiştir. Uygulanan politikaların sonuçları ise siyaset süzgecinden geçerek, kimi zaman günü kurtarmış kimi zaman ise yoğun eleştirilere maruz kalmıştır.

Yakın geleceğe gelene kadar, onlarca ekonomik amaç belirlenmiştir. Ancak bunlar arasında beş amaç daha fazla kabul görmüştür. Bu amaçlar şunlardır: Tam istihdamı sağlamak ve ekonomik büyümeyi (kalkınmayı) gerçekleştirmek, fiyat istikrarını sağlamak, ödemeler dengesini düzeltmek, üretimi artırmak, gelir dağılımını düzeltmek. Bugün bile çoğu ülke bu amaçlara ulaşmak için çaba sarf etmektedir. 

İçinde bulunduğumuz yüzyılda, belirlenen ekonomi politikası amaçları için tekel konumuna yükselmiş ve geçerliliği tüm dünyayı sarmış sistem kuşkusuz kapitalizmdir. Kapitalist sistemin ekonomi politikası amaçları yukarıda sıraladığım amaçlar olarak belirlenmiş olmasına karşın, bazı amaçların daha belirgin hale dönüşmesi birtakım soruları da akla getirmiştir. Acaba, bu sorular ekonominin ihtiyacından mı, amaçların yer değiştirmesinden mi yoksa amaçların öncelik sıralamasının değişmesinden mi kaynaklanmaktadır? Başka bir farklı bakış açısı ile acaba yeni ekonomi politikaları mı listeye eklenmiştir? 

Bu sorular elbette üretim faktörleri dengesizliği yanında gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkelerin sisteme adaptasyonu ile ilgili olabileceği gibi sistemin zorunluluklarından da kaynaklanabilmektedir. 

Sorunun kaynağı her ne olursa olsun, günümüzde ülkelerin ekonomi politikalarında kürekonominin değişim hızına paralel olarak değişimlerin olduğunu söylemek sanırım yanlış olmayacaktır. 

Tam istihdam dengesinin ve büyümen sağlanması, üretimin artırılması ve gelir dağılımının sağlanması hedefleri daha çok reel sektörü ilgilendiren hedefler iken ödemeler dengesini düzeltmek hem reel hem de finans sistemini ilgilendirmekte aynı şekilde fiyat istikrarının sağlanması hedefi ise reel sektörü ilgilendirmesine karşın finans sektörünü de yakından ilgilendiren bir ekonomi politikası amacı haline dönüşmüştür. 

Ekonomi dünyasında yaşanan büyük çoğunluğu teknolojik değişimin ekonomi politikalarına yansımasının gelişmiş ekonomiler için avantajları daha fazla iken gelişmiş ülkeler için modern sömürünün dile getirilmesi sanırım daha az yanlış olacaktır. 

Ekonomi politikalarındaki kürekonomisel yaklaşımların yerini küreyerel yaklaşımların alması ölçülü dengelilik olarak ölçüsüz dengesizliğin giderilmesinde büyük roller oynayabilecektir. Ülkelerin gelişmesi için hazırlanan planlarda bu konunun önemi ve değişen zamansal değişkenlerin hesaba katılması planları daha anlamlı kılacaktır.

Küreinsanı değişim içinde yeni bir hayat kurmak için devinimsel uygulamaları en iyi şekilde içselleştirebilmelidir.

 

Y. Doç. Dr. Bülent Darıcı

[email protected]