Sabahları erken saatlerde okula giderken kapı önlerinde, duvarlarda, demir parmaklıklarda çöp konteynerlerinin sağında solunda poşetler içine bırakılmış ekmekleri gördükçe yüreğim burkulur.

 Güya insanlar, ekmek artıklarını, bayatladığı için yiyemedikleri ekmeklerini hayvan besleyen ya da başka şekilde ihtiyacı olan insanlara iyilik olsun diye yaparlar bunu.

İyiliksever bu insanlar(!), bu davranışlarıyla ne kadar savurgan ne kadar müsrif olduklarını da gizlemeye çalışırlar. Oysa asıl iyilik kişinin sevdiğinden vermesidir. Kendi yemediğini değil, yediğinden vermesidir. Kendi giymediğini değil, giydiğinden vermesidir.

Belki, en başta yapılması gereken her alanda olduğu gibi ekmek tüketimi alanında da, su tüketimi alanında da israfı savurganlığı önlemek olmalıdır.

İsraf edenleri şeytanın kardeşleri olarak niteleyen kutsal kitabımızda geçen “yiyiniz içiniz ama israf etmeyiniz, şüphesiz Allah israf edenleri sevmez” ayeti bile nedense hep yemekten sonra akla gelir. Yemek dualarının baş cümlesi olarak, hep yeme içme işi bittikten sonra okunur. Yemeklerden önce okunması gereken bu ayetin anlamını da kimse bilmez.

Ekmek israfı ülkemizde ve dünyada korkunç rakamlara ulaşmıştır. Yapılan araştırmalara göre 2012 yılında ülkemizde, günlük ekmek israfı 5 milyon 950 bin adet iken, bu rakam yapılan çalışmalar sonucunda 4 milyon 800 bin adete düşürülmüştür. İsraf edilen gıdalarla dünya genelindeki 842 milyon aç insanın ihtiyacı rahatlıkla karşılanabilir sonucu ortaya çıkmıştır.

Bu kadar ekmeğin ve ekmek üretilirken harcanan emeğin, insan gücünün, harcanan su ve diğer enerji kaynaklarının parasal değerinin hesabı gerçekten düşündürücüdür.

Oysa bu müsrif ve savurgan toplumun dedeleri nice açlık ve kıtlık günleri yaşamıştır. Açlıktan ağaç kabuklarını, otları, ayakkabı köselelerini kemirmek zorunda kalmışlardır. Çok acı yoksulluk günleri yaşamışlardır.

“La hayra fi'l- israf, ve la israfe fi'l- hayr” israfta hayır yoktur, hayırda da israf yoktur sözü çok anlamlıdır.

Bu söz, hayır hasenat işlerinde fakir fukara, garip gurebayı yedirme içirme, giydirme ve barındırma işlerinde çok harcamanın israf olmadığını anlatır. Ama en ufak bir israfta da hayır olmadığını bizlere öğretir. Ekmek bir ni'mettir. Ni'metin yeri çöplük değildir. Verilen ni'metin israfı nankörlüğün ve şükürsüzlüğün bir göstergesidir.

Bundan yıllar önce yazmış olduğum “EKMEK” şiirimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakalım beğenecek misiniz?

                                                        EKMEK

Soframızın baş tâcıdır

Garipleri ilâcıdır

Hor görüp israf edersen

İnan, bizden davâcıdır.

                              Ekmek bize büyük ni'met

                               Açlık ne kötü felaket

                               Kazanırsan ekmeğini

                                İşte, en büyük saadet

Buğdayından çavdarından,

Kimi zaman arpasından

Eksilmeyen tek gıdadır

Fakir zengin sofrasından

                                  Somunu var, tavası var

                                   Bazlaması, yufkası var

                                    Şükrederek az, öz yersen

                                     Kepeklinin faydası var

 

Pilav Vezir, ekmek Sultan,

Böyle duyduk biz atadan

Ahirette rezil olur, 

Ekmeğine haram katan.

                                Kolay değil alın teri

                                 Çöplük değil onun yeri, 

                                 Ekmeğe saygı duymayan

                                  Bu dünyada kalır geri

Aman israf etmeyelim

Elimizle itmeyelim

Parçasını nerde görsek?

Kaldırmadan gitmeyelim

                                       Alınlar terlesin baştan

                                        Ekmeğini çıkar taştan

                                          Tembellikle miskinlikle

                                           Elbise çıkmaz kumaştan

Ey BİRCAN'ım yeter gayrı

Fazla sözün olmaz hayrı

Vatanımdan, ekmeğimden

Rabbim bırakmasın ayrı

 

Rabbim bizleri açlık ve susuzlukla imtihan etmesin.

 İnşallah ekmeğini alın teriyle, helâl yollardan kazananlardan oluruz. 

Selam ve dua.

 

                                HEM NALINA HEM MIHINA

TOST KAVGASI

Gazetemizde çıkan bir habere göre, Karatay ilçesi Fevzi Çakmak mahallesinde bir büfede, müşteriler ile büfe sahibi arasında çıkan kavgada bir kişi bıçaklanarak öldürülmüş.

Eskiden insanlar POST kavgası yapardı, şimdikiler ise TOST kavgası yapıp, birbirlerini öldürüyorlar. Buna da ekmek kavgası diyorlar. Çok yazık.

 

                                                 GÜNÜN SÖZÜ

HİÇ KİMSE SENDEN DAHA İYİ DEĞİLDİR. AMA SEN ORTAYA BİR ŞEY KOYAMAZSAN, SEN DE HİÇ KİMSEDEN İYİ DEĞİLSİN.

                                                                                                     D.Laind