Şimdiye kadar hiç düşündünüz mü beş on yıl önceki hayatınızı oluşturan düşünceleri? Eğer ki düşünmediyseniz, hatırlatmak isterim belki de çoktan düşünmek istediğiniz şey olmuşunuzdur ya da olma yolundasınızdır. Hayat düşüncelerimizden ibaret olduğundan doğal olarak düşüncelerimizi yaşarız. Yaşarız yaşamasına da fakat belli bir aşamaya geldiğimizde düşüncelerimizi unutur ve biz hayatı değil hayat bizi yaşamaya başlar. Bugün ki yazımda düşündüğünü yaşayanlardan ziyade yaşayamayanlara değineceğim, çünkü toplumumuzda fazlasıyla düşünmeyi unutan insanlardan dolayı.

Yazar diyor ki “İnsanlar yatacak yerleri ve yiyecek ekmeği olduktan sonra düşünmeyi bırakırlar.” Evet, güzel bir tespit ve yönetenlerinde en çok istediği insan tipi, düşünme sorgulama! Diğer bir tabirle düşünmeyen insan zararsız insandır, fakat bu rakam toplumda arttıkça ne olacak? Geleceğimiz nasıl şekillenecek? Diğer bir yandan her geçen gün artan sorumluluklar, geçim derdi, ihtiyaçlar ve dolayısıyla kendi hayatımızı yaşamaktan çıkıp başkalaşıyoruz, kendi kendimizde kayboluyoruz maalesef. En kısa zamanda bu durumun farkındalığına varıp bir zamanlar sahip olduğumuz güzel düşüncelerimize tekrar sahip olmalıyız. Kendimize, toplumumuza, ülkemize faydalı düşüncelerimizle yarınlarımızı garanti altına alabiliriz. Kısa yoldan zengin olmayla ya da çaba sarf etmeden büyük beklentiler içinde olmakla değil. Bugün toplumumuzun yapısına baktığımızda insanların kafasında hep bir maddiyata odaklı ve rahat yaşama hayali olduğu gerçeğidir. Aslında böyle bir dünya yok, gerçekten dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile. Korkunç bir durumdayız. Toplumumuzda insanlar düşüncelerinden, hayallerinden vazgeçmişler, hayatını kurtarma mücadelesinde. Bunu da çok para kazanmak adına hayatlarını yaşayıp geçiriyorlar fakat en güzel yılları ellerinin altından kayıp giderken onlar sadece çırpınıyorlar.

Demek istediğimi daha iyi anlatabilmek için Abraham Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi pramidi çalışması ile yazıma devam edeceğim. Pramit beş aşamadan oluşmakla beraber her aşamada ki ihtiyaçlar karşılandıktan sonra diğer bir aşamaya geçmek mümkün olmaktadır. En alt aşama pramidin altı olduğundan geniş olmakla beraber üst kısma doğru küçülmektedir. Dolayısıyla her aşama bir yeni kişilik gelişme düzeyini gösterir. Bu doğrultuda Maslow'un pramidi aslında ülkelerinde durumunu göstermeye yarayan güzel bir araçtır.

Aşamalardan birincisi, fizyolojik (bedensel) gereksinimler olup ilk aşamadır ve bizim hayatta kalma ihtiyaçlarımızı oluşturur örneğin; nefes almak, su, besin, uyku gibi ihtiyaçlar. Biz ülke olarak birinci aşamayı atlatmakla beraber bazı ülkelerde özellikle Afrika ülkelerinde bu ihtiyaçların su ve besin gibi ihtiyaçların karşılanmasında halen problemler vardır dolayısıyla ikinci aşamaya geçememektedirler.

İkinci aşamada güvenlik gereksinimi aşaması olup ihtiyaçlar; iş, gelir, etik, aile, sağlık ve güvenlik ihtiyaçlarıdır. Bu aşama toplumumuzun saplanıp kaldığı bir türlü üçüncü aşamaya geçemediği aşamadır. Örnek olarak gündelik konulara bakıldığında çoğunlukla bahsedilen konular yetersiz iş olduğu, gelir yetersizliği, aile problemleri, sağlık ve etik hatta mülkiyet güvenliği olduğunu basit bir şekilde analiz edebiliriz. Maalesef nüfusumuzun çoğunluğu ikinci aşamada olduğundan dolayı bugün ki düşüncelerimizde hep günü kurtarma mücadelesindedir.

Üçüncü aşamada ise; ait olma, sevgi, sevecenlik, arkadaşlık ve aile bağlarından bahsetmektedir. Toplumumuzda kıyasladığımızda sevgi, sevecenlik, güler yüz görebilmek gerçekten zor olmakla beraber arkadaşlıkların hep çıkar ilişkilerine dayalı olduğu gerçeği maalesef bizleri üzmektedir.

Dördüncü aşama saygınlık gereksinimi; kendine saygı, güven, başarı ve başkalarına saygı gibi gereksinimler mevcut olmakla beraber, maalesef toplumuzda çok nadir gördüğümüz olaylardır hatta gördüğümüzde bu tarz insanları deriz ki Allah Allah adama bak yaa.. Örneğin trafikte birisi yayaya yol verdiğinde şaşırır anlam vermeyiz.

Neyse devam edelim beşinci aşamada kendimizi gerçekleştirme gereksinimi gibi erdemlilik, yaratıcılık, doğallık, problem çözme, önyargısız olma ve gerçeklerin kabulü. Ne yazık ki toplumumuzda bu aşamadaki insanları bulmak neredeyse imkânsız olmakla beraber çok azdır ve bu insanlar numune gibidirler. Bu aşama ile analiz edersek toplumumuzu herkes problem çözümünden değil problemlerden bahseder, büyük önyargılar vardır, kimse gerçekleri kabul etmez ve herkesin kendisine göre doğruları vardır. 

Bu örnekten yola çıkarak toplumun çoğunun ikinci aşamada oluşundan ve düşündüğümüz şey olabilmek içinde genellikle ikinci aşamada ki düşünceler vardır. Düşüncelerimiz bu gereksinimlerden ibaret olduğundan dolayı düşüncelerimiz hep gelir elde etmek, güvenli olmak, iş bulmak gibidir. Yukarıda bahsettiğimiz düşündüğü şey olan insanlar, kendilerinin farkındadırlar ve onlar için hayat sadece ikinci aşamadan ibaret değildir. Lütfen ama lütfen farkına varalım, düşüncelerimizin hayatımızın, güzelliklerin ve bu bahsettiğimiz aşamaları geçelim. Daha farklı şeylerden bahsedelim mesela, doğa sporlarından, seyahatten, mutluluktan, hayattan daha fazla keyif almaktan bahsedelim.