Mısır! Hz. Yusuf'un zindan hayatından bildiğimiz Mısır. Yeni Yusuf'ların da mahkûm edildiği Mısır. Yusuf'lar bu kez kuyuya atılmıyor, darağacına çıkarılıyor!

Hz. Yusuf! Yakışıklılığı ile tüm bayanların ilgisini çeken Allah'ın sevgili kulu ve peygamberi. Kardeşleri tarafından ölmesi için kuyuya atılan; ancak kuyudan Mısır'da köleliğe, sonrasında da Mısır'da hükümdarlığa yükselen delikanlı. Bugün onun gibi (kimse tırnağı olamasa da) yakışıklı, hayatının baharında gencecik Yusuf'lar darağacına çıkarılıyor. Tam 529 Yusuf! Bu Yusuf'lar Müslüman olunca tüm dünya susuyor. Görmüyor, duymuyor. Taksim'deki birkaç ağaç için saatlerce canlı yayın yapan uluslar arası yayın kuruluşları ise bu Yusuf'ların haberini yapmaya tenezzül dahi etmiyor! Çünkü onlara göre Taksim'deki ağaç, 529 Müslüman'dan çok daha kıymetli! Diyelim ki onlar zaten İslâm ve dolayısıyla da Müslüman düşmanları. Peki ülkemizdeki Müslüman(!) ve insan hakları savunucusu olduğunu iddia eden “Gezi”cilere ne demeli?! Bir ağaç kadar bile mi kıymeti yok gözünüzde 529 tane insanın? Yoksa Mısır'daki insanları savununca kendinizi AK Parti'li olur falan mı sanıyorsunuz? Korkmayın! 529 tane Müslüman için üzülünce AK Parti'li değil, “insan” oluyorsunuz! Yine de “Bana ne başka ülkelerde olan karışıklıklardan! Kendi ülkemde her şey çok düzgün de bir de onlara mı üzüleceğim?” diyerek insan dışılığınızı yeniden ispatladığınızı varsayalım. Peki ya ağaçlar ne olacak? Hadi Müslüman katli çok da önemsediğiniz bir konu değil. Hiç düşündünüz mü 529 tane insanı, canı, Yusuf'u asmak için kaç tane ağacın kesilerek darağacı yapılacağını? Belki de onlarca ağaç kesecekler! Koşun ey gezizekalılar! Mısır'da insan asmak için ağaçlar kesiliyor!  

Biz millet olarak hâlâ Çanakkale'de şehadete koşarak giden ve destan yazan ecdadımızla övüne duralım, Mısır'da 529 Yusuf gözümüzün önünde destan yazıyor! Şehadete koşuyor! Ve biz imanımızın zayıflığından olsa gerek, sadece buğz edebiliyoruz! Affeyle biz Ya Rabb! Kardeşleri darağaçlarına sürüklenirken ne eliyle ne de diliyle müdahale edemeyen bu kullarını affeyle! Ne de güzel söylemiş Cennet Mekân Lider Aliya İzzetbegoviç: “Ve her şey bittiğinde hatırlayacağımız; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır!” diye. Sessiz kalışıyla hatırlananlardan olmaktan bizi esirge Ya Rabb!

!ve sen kardeşim! İdam kararını mütebessim çehresiyle karşılayan ve şehadete koşar adım giden kardeşim! Bize hakkını helal et! Senin o darağacından alınman için tüm duamız. Eğer muvaffak olamazsak biliyoruz ki, o darağacından cennete uzanan bir yolculuğa çıkacaksın. Sen üzülme ey Peygamber'e (sav) komşuluk yolunda yürüyen kardeşim. Çünkü Allah'ın (c.c.) müjdesi seninle beraber: “Lâ tahzen! İnnallahe meassabirin! (Üzülme! Allah sabredenlerle beraberdir!)”

Hû ile!