Gürültü patırtı çıkarmak, yüksek sesle konuşmak, bağırmak, araçlardaki susturucuları söküp yüksek sesle bağırtarak araç kullanmak ara gazı vermek, ani ve hızla fren yapmak, içip içip nara atmak, araç içindeki müzik seslerini dışarıya vermek, yüksek sesle müzik dinlemek. Pazar yerlerinde çığırtkanlık yapmak, yüksek ayarda anons yapmak. Sokak düğünlerinin seviyesiz ve ahenksiz, işkenceye dönüşen müzik yayınları. Bütün bunların ortak adı: Gürültüdür.
Gürültü günümüzün kirlenmesidir. Bir çevre kirliliğidir. Gürültü bir ruh kararmasıdır. Gürültü bir akıl sapmasıdır. Bir denge ve eksen kaymasıdır.
Gürültü yapanlar hem kendilerine hem de çevrelerine saygısızlık yapıp rahatsız ederler..Gürültü yapanlar sadece kendi egolarını tatmin etmek için, çevrelerinde bulunan hastaları,uyumaya çalışan bebekleri düşünmezler.
Ders çalışan öğrencileri, ibadet eden insanları hesaba katmazlar. Dinlenmek için evine kapanan, kitap, gazete okuyan, sohbet eden, çayını kahvesini yudumlayanları akıllarına bile getirmezler. Onlara göre bu dünya sadece kendilerine aittir ve onlar istediklerini yapmakta hayvanlar gibi özgürdür.
Oysa Kur'an, Allah Rasulü'nün yanında yüksek sesle konuşmayı, insanlar arasında bağırıp çağırmayı yasaklamış, yüksek sesle konuşanları eşeklerin sesine benzetmiştir:
''O halde yürüyüşünde mu'tedil ol, sesini de alçalt! Çünkü seslerin en çirkini eşeklerin sesidir.''(Lokman:19)
Yüce Rabbimiz dua ederken bile bağıra çağıra dua etmeyi yasaklamış ve:
''Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin. Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez.''(A'raf:55) buyurmuştur.
Yüksek sesleriyle Ey Ulu Allah diye adeta nara atan, dua eden, Duahan hocaların kulakları çınlasın. Sanki sağır, hiç bir şeyi işitemeyen yüce Allah'a dua ediyorlar. Hâlbuki O Allah, karanlık bir gecede kara bir taşın üzerinde yürüyen kara bir karıncayı görür ve ayak seslerini işitir. Bizim medeniyetimizde incitmemek ve incinmemek esastır. Bizim medeniyetimizde bir insan kardeşini, komşusunu eliyle, diliyle, gözüyle ve sözüyle de olsa asla incitmez ve rahatsız etmez. Bizim medeniyetimizde sessizlik ve huzur hâkimdir. Bizim medeniyetimizde komşu komşusunun üzerinde tepinmez, ayaklarının ucuna basa basa merdivenlerden yürür.
Camide böyledir, dergâhda böyledir, sokakta böyledir, işyerinde, hastanede böyledir. Her yerde böyledir.
Günümüzdeki gürültü sevdalıları, gürültücüler ise, Cahiliye Mekke Toplumu'nun insanlarına, Kabe'nin etrafında ıslık çalarak, zılgıt çekerek, ellerini çırparak, çıplak bir şekilde putları için tavaf edip dönen insanlarına ne kadar da benziyor. Biçim ve yaşam tarzı olarak...
Peki, bu gürültücülere ne oluyor? Kendi başlarına buyruk nasıl da böyle hareket edebiliyorlar? Bu cesareti nereden buluyorlar? Utanmadan bu saygısızlıkları nasıl yapabiliyorlar? Asıl soru ve sorun bu.
Kim bunlara dur diyecek? Kimler bunlara engel olacak? Biz de mi gürültü yapsak ne yapsak?
HEM NALINA HEM MIHINA
BAZI ŞEYLER ZAMAN'LA
Hükümete karşı düzenlenen son 17 Aralık OPERA-SİYON'una Cemaat ve Cemaat'in yayın organı Zaman Gazetesi'nin de adının karışması TARAF'ın tarafında yer alması üzerine Konya'dan 2500'e yakın AK Parti'li abone, Zaman'dan vazgeçerek abonesini iptal ettirmiş. SIZINTI da SIKINTI vermiş.
BUGÜN'lerde olanlar için Zaman Gazetesi üzülmesin.
AK Parti'liler aboneyi keserse CHP'li ve MHP'li kardeşlerimiz abone olurlar. Böylece açıklarını da kapatırlar. Zaman'la her şey düzelir ve belli olur.
GÜNÜN SÖZÜ
ÇAĞIMIZIN HASTALIĞININ BELİRTİLERİ, KAFA VE KALBİN BOŞ OLMASI; MİDENİN İSE DOLU OLMASIDIR.