2020’de Covid-19 salgını nedeniyle sağlık çalışanlarının fedakârlıkları, çektikleri cefa, verdikleri mücadele ve Türkiye’nin sağlığı için hayatlarını ortaya koymalarının herkesin aynı fikirde buluştuğu ortak nokta olduğunu kaydeden Metin Töke, fakat mesele sağlık çalışanlarının sorunlarını çözmeye, taleplerini yerine getirmeye gelince herkesin aynı hassasiyeti göstermediğini, ortak bir tavır sergilenmediğini iddia etti.

Töke, maaşların enflasyona adeta tuş olduğunu ifade ederek, “Kasım ayı enflasyonu TÜİK’e göre yüzde 14,3 iken alınan zam ise yüzde 9,98 de kaldı. Memurun şu an itibariyle yüzde 4 den fazla kaybı var. Ortalama memur maaşı ile geçen yıl 14,9 gram altın alınabilirken şu an 9,6 grama kadar düştü. Sağlık çalışanlarının buna ilave olarak döner sermaye gelirleri adeta sıfırlandı. 10 yıl önce alınan döner sermayenin mumla arandığı bir zaman yaşanmakta. Tavandan diye sunulan ek ödeme yavandan çıktı. Nöbet ücretleri komik seviyelere mahkum edildi. Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan fedakâr çalışanlara bir katkısı olmadığı gibi huzursuzluk ve çalışma barışını bozan bir hal aldı. Kısacası çalışanın ekmeği küçüldü, cebi delindi. Ağır ekonomik kayıplarla birlikte esnek mesaiden mahrum edilen, izinleri iptal olan sağlık çalışanlarına yapılanlar tükenmişlik sendromuna neden oldu. Kısacası 2020 her anlamda kötü izler bırakan bir yıl olarak kayıtlara geçti” dedi.

‘YENİ YILDA KAYIPLARIN TELAFİ EDİLMESİNİ İSTİYORUZ’

Türk Sağlık-Sen Konya Şube Başkanı Töke, yeni yıldan beklentilerinin kayıpların telafi edilmesi olduğunu vurguladı. Töke açıklamasını şöyle sürdürdü: “Biz sağlık çalışanlarının 2021 yılında öncelikle ekonomik kayıplarının telafi edilmesini istiyoruz.

Bu nedenle önümüzdeki dönemde süratle maaşlara zam şeklinde tek ödeme yapılmalıdır. Esnek mesai dışında çalışan saatlerin ücretleri ödenmelidir. Döner sermaye sistemi çalışan merkezli ve adaletli bir hale getirilmelidir. 3600 ek gösterge bir an önce hayata geçmelidir. Covid-19’un sağlık çalışanları için meslek hastalığı kabul edilmesi ve vazife malullüğü kapsamına alınması ile ilgili açıklamalar yapılmıştır. Fakat bunlar için illiyet bağı aranmamalı, vazife malullüğü de mutlaka 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanun kapsamında hayata geçirilmelidir. Sağlık şehitlerimizin geride bıraktıkları ailelerinin mağdur olmaması için bu şarttır ve yapılmalıdır. Kadrolu istihdam dışındaki tüm ucube modeller terk edilmeli, tüm çalışanlar kadrolu olmalıdır. Sağlık kurum ve kuruluşlarında ehliyet ve liyakat hâkim kılınmalı; sadece devlete ve millete sadakat esas alınmalıdır. Her hastaneye bir kreş mutlaka yapılmalıdır. Sağlıkta şiddetini önüne geçilmesi için ağır yaptırımlar gelmelidir. Görevde yükselme sınavında mülakatta tüm adaylara aynı puan verilerek adalete sağlanmalıdır.”

HABER MERKEZİ

Editör: TE Bilişim