Konya’nın önemli iş adamlarından Köprülü Mobilya ve Köprülü Oto Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Köprülü, küçük yaşlarda başladığı iş hayatında, Konya’da iz bırakan önemli bir isim oldu. Niğdeli olmasına rağmen, ailesinin Konya’ya gelmesiyle Konya’da doğan, büyüyen ve iş hayatına da Konya’da atılan Köprülü, memleketi olarak gördüğü Konya ticaretine katkı sağlayan bir isim oldu. Aile mesleği olan halı sektöründe işe başlayan sonrasında mobilya ve otomobil sektörüne girerek iş alanını genişleten Köprülü, dürüstlüğü ve çalışkanlığıyla sürdürdüğü ticari hayatına bugün dahi aynı şevk ve azimle devam ediyor. Ticareti ve iş hayatını çok sevdiğini belirten Köprülü, “Ticareti seviyoruz. Ben ticaret aşığıyım. Bazen çocuklarım: “Baba erkenden dükkana gidiyorsun hiç mi durmazsın” derler. 53 senedir hiç durmam dükkanı açarım, 53 senedir de aynı heyecanla işime gelirim. Bu para değil, para ikinci planda” diyor.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Aslen Niğdeliyiz ama 1956’da Konya’da doğdum, Konya’da büyüdüm. Konya’da 50 yıldır ticaretin içindeyim.

İş hayatınız ne zaman başladı? Hangi sektörlerde bulundunuz?

1953’te ailem Konya’ya yerleşmiş. Ailemin esas mesleği halıcılık. Konya’da o dönemde halı işine girmiş ailem dolayısı ile Konya’da halı sektöründe önemli bir yere gelmişiz. Konya’nın köylerine “harmandan harmana” diye tabir edilen ödeme şartıyla halı satışı yapardık. Benim çocukluğumda böyleydi. 1968’den itibaren de halının yanına mobilyayı koyduk. Türkiye’nin, Konya’nın gelişmesiyle, birbirini tamamlayan sektör olduğu için mobilya sektörüne girdik. 1980’li yıllarda da Arçelik bayiliğini dahil ettik. Kardeşlerimizle birlikte bu sektörlerde 2000’li yıllara kadar devam ettirdik. 2000’li yıllarda da BMW Otomobilinin bayiliğini aldım. Konya’mıza bu dünya markası otomobili de dahil etmiş olduk. Bu arada 2007 yılında kardeşlerimizle işlerimizi ayırdık. Otomotiv ve mobilya sektöründe çocuklarımızla birlikte devam ediyoruz. Biz ilk dönemlerde ben çocukken, Karaman Yolu’nda halıcılık yapıyorduk. Sonra mobilyayı da işimize ilave edince Bedesten Çarşısı’na geldik. 1980’li yıllarda Alaaddin Caddesi’ne geldik, 2000’li yıllardan sonra da Ankara Yolu’na geçtik.

Ticaret sizin için ne ifade ediyor? Konuyla ilgili neler söylersiniz?

Ticaretin şekli sürekli değişiyor. Çağa ayak uydurmanız gerekiyor. Ticaretin, sanayinin içinde olup da çağa ayak uydurmazsanız ayakta kalamazsınız. Yenilikleri sürekli takip etmek zorundasınız. Bizde de ticari serüven sürekli değişti, gelişti. Yeniliği takip ettik, bugünlere geldik. Ticareti seviyoruz. Ben ticaret aşığıyım. Bazen çocuklarım: “Baba erkenden dükkana gidiyorsun hiç mi durmazsın” derler. 53 senedir hiç durmam dükkanı açarım, 53 senedir de aynı heyecanla işime gelirim. Bu para değil, para ikinci planda. Ben işimi seviyorum. Kimi denizi sever, kimi başka bir şeyi sever, ben işimi severim, işimin hastasıyım.

BMW gibi önemli bir markanın bayiliğini aldınız ve başarıyla yürütüyorsunuz. Bu süreç nasıl oldu?

Çocukluktan beri otomobili seviyordum. Kısmet oldu 2000 yılında BMW’ye müracaat ettim. Birkaç firma arasında bizi tercih ettiler ve bayiliği almış olduk. Şerefimizle, gururla bu dünya markası otomobili Konya’ya getirdik ve başarıyla temsil ettik. Etmeye de devam ediyoruz.

Ticari hayatınızda önemli tecrübeler edindiniz, belki zorluklar yaşadınız. Ama başarılı da oldunuz. Bunu nasıl sağladınız?

Ticaret risktir. Dikkat edeceksin ve kafanı çalıştıracaksın. Ben BMW bayiliğine ilk başladığımda 2-3 tane araba koyamazdım. Ama azmettik, mücadele ettik. Ben bayilik aldığım ilk dönemde Konya’da 5 tane BMW yoktu. BMW zaten bir dünya markası, adamlar otomobili iyi yapıyor, kendini satıyor. Ama biz de sebebini işledik, bizim de şahsi çalışmalarımızla, dürüstlüğümüzle Konya’da BMW markasını iyi bir yere getirdik. Konya’da kendi segmentinde zaman zaman birinciliğe oturuyoruz.

Süleyman Köprülü iş aşığı. Ama işin dışında neler seviyorsunuz?

25’li 30’lu yaşlarda Konya gençleri olarak bir gurup arkadaş siyasete girdik. Hemen hemen 30 sene siyasette bulundum. Demokrasi adına siyasete girdim. İktidar kadar muhalefet de gerekli diye siyasete girdik. Bu anlamda iktidardan ziyade muhalefette görev aldım. 30 yıl siyaset içerisinde bulundum. Maddi bir beklentimiz olmadan, şahsi çıkarlarımız olmadan siyaset yaptık. Düzgün siyaset, düzgün ticaret hayatını benimsedim ve hayatımı da bu yönde şekillendirdim.

Arkadaş gurubunuz var sürekli oturuyorsunuz. Bu dostluklar devam ediyor mu?

Hem siyasetten hem ticaretten 30 senenin üstünde olan dostlarımız var. Bu arkadaşlarımızla biz zaman zaman yemekli sohbetler yapıyoruz. Bu sohbetler içerisinde Türkiye’nin, Konya’mızın ticaretini, siyasetini ele alıyoruz. Herkes kendine göre fikirlerini söyler, ortak noktada buluşuruz. Bu ülke hepimizin. Biz bunları yapmak zorundayız. Biz belli bir yaşa geldik, bundan sonra da tecrübelerimizi gençlere aktarmaya özen gösteriyoruz.

Hayeesani: Etliekmeğe bayıldım Hayeesani: Etliekmeğe bayıldım

Konya’nın ve Türkiye’nin sanayi noktasında geldiği durumu nasıl görüyorsunuz?

Bulunduğumuz sektörlerden dolayı, sanayicilerimizin belki yüzde 80’i bizim dostlarımız. Sanayicilerimizle içiçeyiz. Sizinle yaptığımız sohbetleri biz iş adamlarımızla da yapıyoruz. Konulara hakimiz. Konya sanayisi muhteşem ilerliyor. Arkadaşlarımızın yolu açık olsun. Konya’mızı gururla temsil ediyorlar. Hepsine başarılar diliyorum. Belki biz göremeyiz ama, bunu söylemiş olayım, 20 yıl sonra dünya devi bir Konya göreceksiniz. Yeni nesil o kadar güzel geliyor ki; daha tahsilli, daha bilgili, daha kültürlü nesiller geliyor. 2-3 ay önce Gaziantep’e gittim, Sanayisini 2-3 gün gezdim. Müthiş bir sanayi yapmışlar. Temel mesleğim halıcılık olduğu için, halıcılık konusunda mesela müthiş bir yere gelmiş. Dünyada halı konusunda birinci olmayı başarmış. Bu durum gurur veriyor. Dolayısı ile, Konya’nın da 20 sene sonra otomotiv yedek parçada, tarım makinelerinde veya farklı alanlarda dünyada ilk sırada yer alacağından hiç kuşkum yok.

Gençlere tavsiyeleriniz neler olur?

Çalışmak, çalışmak, çalışmak…Tabi ki gençlerimiz gezsin, sosyal hayatları olsun. Ama bu hayatı yaşamak için de para lazım. Parayı nasıl bulacaksınız? Çalışacaksınız. Önce iş, sonra eş, sonra çocuk…Benim anlayışım bu. İş olmadan hiçbir şey olmaz. Ben buraya gelen gençleri de bazen yokluyorum. Biz gençken çekinirdik, konuşamazdık. Gençlerimiz çok rahat konuşuyor. Gençlerimiz daha özgüvenli, daha tahsilli, daha bilgili. Bu büyük bir gelişme. Onun için geleceğimiz iyi. Gençlerimizin büyük bir kısmı tahsilli, kültürlü. Kendilerini iyi geliştirmiş gençlerimiz geliyor, dolayısı ile hiç kimse karamsar olmasın, aydınlık Türkiye bizi bekliyor. Bunun yanında, siyasilerimizin, memurumuzun, işçimizin, sanayicimizin dolayısı ile herkesin üzerine düşeni yapması lazım. Çünkü bu vatan, bu bayrak bizim. Biz birlik olursak, beraber olursak kimse bir şey bize yapamaz. Bu yüzden gençlerimiz birlik ve beraberlik içerisinde yollarına devam etsinler.

ABDULLAH AKİF SOLAK

Editör: TE Bilişim