Daha üniversiteyi bitirdiği yıllarda bir ilaç firmasının muhasebe müdürü unvanına sahip olan Demir, çalışma hayatına daha 6 yaşında başladığını söylüyor Konyalı iş adamı 17. ve 18.dönem Konya Milletvekili Kadir Demir, hayat hikayesini anlattı. Bozkır’ın Aliçerçi köyünün zorlu şartlarında okumayı başarabilmiş olan Demir, daha 5-6 yaşlarında Aliçerçi köyünde tezek toplayarak çalışma hayatına başladığını söylüyor. Üniversite ve askerlik hayatının da çalışarak geçtiğini belirten Demir, gençlere; “Bizim yetişme şartlarımız çok farklıydı. Şimdi ki nesle bakıyorum, her türlü imkana sahipler. Bu imkanları değerlendirsinler.” dedi.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Kadir Demir. 1952 yılında Bozkır’ın Aliçerçi köyünde doğdum. İlkokulu köyde okudum. O zamanlar bizim köyümüzde orta okulu okuyan insan sayısı yok denecek kadar azdı. Biz iki arkadaş, Bozkır’da orta okula kaydolduk. Bozkır’la köyün arası 12 kilometreydi. Okul açıldığı zaman Bozkır’a gidip, okul kapanınca köye dönüyorduk.

KADER ANI

Okul hayatınızdan sonra iş hayatınıza başlayışınız nasıl oldu?

1964-1965 öğretim yılında Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğünün aldığı bir kararla Bozkır Orta Okulu’ndan mezun olanlar ya Taşkent Lisesi’ne ya da Beyşehir Lisesi’ne gidecekler diye karar alıyor. Bozkır, Çumra, Seydişehir, Hadim’de lise yok. Ancak olan yerlere de ulaşım yok, yollar şose. Beyşehir’e nereden gidilir, Taşkent’e nereden gidilir ulaşım imkânı olmadığı için bizde bilmiyoruz. Bizde Konya Erkek Lisesi’ne kayıt yaptırabilmek için biraz uğraştık. Kayıt yaptıramayınca Konya Ticaret Lisesi’ne yazılmak zorunda kaldım. Ticaret lisesi mezunlarının gidebileceği Türkiye’de 5 ilde İktisadi Ticari İlimler Akademisi var. Burada kader yazısını yazmaya başlıyor. Elimizde olmayan nedenlerden dolayı klasik lisede okuma şansımız elimizden alınıyor. Kayıt yaptırdığım Ticaret Lisesinden üniversiteye girme şansım yok. İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Adana’da bulunan İktisadi ve Ticari İlimleri Akademileri kendi imtihanlarını kendileri yapıyor. Ben İstanbul ve İzmir’de imtihana girdim ve İstanbul’u iyi bir derece ile kazandım. Çalışmak için de okulun gece bölümüne kayıt oldum. Okul açılınca da iş aramaya başladım. Bir süre sonra Tahtakale’de iş buldum. Bir yıl orada çalıştım. Sınıfı geçince Konya’ya döndüm. Aynı yıl Konya Şeker Fabrikası, Pancar Muhasebesinde çalıştırmak üzere 30 civarında geçici personel alımı için ilana çıktığını öğrendim. Müracaat ettim. Açılan imtihanı kazandım, 1969 yılında Konya Şeker Fabrikası Pancar Muhasebesi bölümünde çalışmaya başladım. Bu benim aynı zamanda sigortalı ilk işim oldu. Ben Konya Şeker Fabrikasında çalışırken İstanbul’da Şişli semtinde İltaş İlaç Fabrikası, büyük bir fabrika 1000 civarında çalışanı var. Mamul Madde Deposunda güvenilir bir elemana ihtiyaç duyuyorlar. Mamül Madde Deposunu bir türlü tutturamıyorlar. Buda fabrikanın yönetim kademesinde büyük bir huzursuzluğa sebep oluyor. Fabrika yönetimi karar alıyor, ve satış müdürüne yetki veriyor. ‘Anadolu’dan namuslu, dürüst, güvenilir bir adam bulabilir misin?’ diyorlar. Konya’da beni buldular. Okulum İstanbul’da idi ve öğretime başlamıştı. Ben Konya Şeker Fabrikası Pancar Muhasebesi’nde 4 ay çalıştıktan sonra izinli olarak İstanbul’a gittim ve ertesi günü İltaş İlaç Fabrikasında işe başladım. Bana depoyu teslim ettiler ve ertesi günden itibaren depo sayımı tıkır tıkır tuttu. Ben sabahtan akşama kadar fabrikada çalışıyor, akşama mesai bitince de okuluma devam ediyordum. İkinci sınıftan üçüncü sınıfa geçtiğim yaz yine İstanbul’da Bahçelievler’de Hüsnü Arsan İlaç Fabrikasından teklif aldım. Bu yeni fabrikada önce bir süre pazarlama ve satış bölümünde çalıştım. Çok geçmeden beni muhasebe bölümüne aldılar. Okulu bitirdiğim yıl Hüsnü Arsan İlaç Fabrikası Muhasebe Müdürlüğü’ne yükseldim.

Okul bittikten sonra da İstanbul’da iş hayatına devam ettiniz mi?

Yok, okul bitince Konya’ya döndüm, bir süre özel sektörde çalıştım. Konya’da Bir grup iş insanı bir araya gelmiş, Şekerleme üretimi yapan bir işyeri kuralım diye karar almış, yönetici Ortak olarak beni de davet ettiler. 1980 yılında Toptancılar Çarşısı’nda Can Şekerleme isminde kağıtlı şeker, gofret üretimine başladık. Hedefim daha da büyümek. Ülker, ETİ, gibi Büyük markaları takip ediyorum. Bakkallarda satılan ‘kırık çeşit’ dedikleri türü üretmek istiyorum. Konya 2.Organize Sanayi Bölgesi’nde de büyük bir arsa talep ettim.

O yıllardan bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?

1980’li yıllar, Can Şekerleme ‘de çalışırken Melih Gökçek bana geldi. Benden şeker istedi. O yıllarda Ankara Etlik’de market çalıştırıyordu. Melih önceden tanıdığımız bir arkadaşımız. Bir kamyon şeker, markette satabileceği ürünlerden tedarik edip Markette satmak üzere Ankara’ya götürdü. Mal bitince tekrar geliyor ve yine alıp tekrar Ankara’ya gidiyor. 2-3 ay böyle devam ettik. Burası da enteresandır. Bir gün fabrikaya bir araçla 5 kişi ile geldi. 4 tanesi 1980 yılı öncesinde Adalet Partisinde senatörlük yapmış. Tabi Melih Gökçek’in o dönemler Adalet Partisi’ni takip eden bir parlamento muhabirliği serüveni de var. Bunlar 70 yaşın üstünde insanlar ve evine ekmek götüremeyen insanlar. 12 Eylül 1980 ihtilali olmuş milletvekillerinin ve senatörlerinin emeklilik hakkı diye bir şey söz konusu değil. Bir anda ortada kalıyorlar. Melih Gökçek, bunlara yol gösteriyor. Ankara Belediye Başkanına çıkın size Gençlik Parkının içinde belediyenin açtığı Ucuz Giyim Fuarından size yer versin diyor. Senatörler, Ankara Belediye Başkanına çıkıyor. Belediye başkanı 12 Eylül döneminde atanmış bir general. Hallerini arz ediyor ve Ucuz Giyim fuarından yer istiyorlar. Ankara Belediye Başkanı, Sıhhıye de köprüaltında Ucuz Yiyim Fuarı açacağım. Size oradan yer göstereyim diyor. Melih Gökçek bunları aldı Konya’da bana getirdi ben de onlara bir kamyon şeker ve gofret verdim. Ucuz Yiyim Fuarında benden aldıklarını sattılar ve evlerine ekmek götürdüler. 1982 sonları idi. Yine bir gün tahsilat için Ankara’ya gittim. Melih Bey bende geleyim dedi. Ucuz Yiyim Fuarına birlikte gittik. Gerekli tahsilatları yaptıktan sonra ben İskitlere gideceğimi söyledim. Melih Gökçek ‘ben götüreyim seni’ dedi. Melih Bey’in arabasıyla İskitlere doğru giderken Ankara Ziraat Fakültesi önünde Melih Bey’e teklifte bulundum. Türkiye yeniden siyasi hayata dönüyor, siyasi partiler kuruluyor, bir partiye girelim siyaset yapalım dedim. Melih Bey ben bu dönem siyasete girmem bu askerler kolay kolay teslim etmezler dedi ve ben Konya’ya döndükten sonra Anavatan Partisi İl Yönetim Kurulu Üyesi olarak siyasete başladım.

Peki biraz da siyasi yaşantınıza başlangıç dönemlerinden bahseder misiniz?

1983’te siyasi partiler kurulurken ben de Anavatan Partisi’nde siyasi hayatıma başladım. İl yönetim kurulu üyesi oldum. O dönemler milletvekilliğine müracaat ettim. Yaşım 31’i daha 26 gün geçmiş. Beni listeye almadılar. Konya’da 2 bölgede 13 milletvekili vardı. Konya’da 5 tane veto oldu. Allah rahmet eylesin Abdullah Tenekeci Paşa Konya’da kurucu üyeydi, ‘Veto olan adamların yerine 2 isim getirilsin, ben seçeceğim’ dedi. Durmuş Alagöz ikinci bölge üçüncü sırada adaydı. Veto olunca yerine kardeşi Mustafa Alagöz’ü koydu ama Mustafa’nın yaşı tutmadı. Tabi tespit ediliyor. Mustafa’nın yaşının 31 olmasına 20 gün var, benim yaşım 31’i 26 gün geçmiş. Ne yapalım diye düşünülürken beni aday gösterdiler. Böylelikle listeye girdim. Konya 2.Bölge 3.sırada listeye girdim.

6 Kasım 1983 Tarihinde yapılan Genel seçimlerde Konya’da 8 milletvekili çıkardık. Milliyetçi Demokrasi Partisi 2 milletvekili çıkardı. Halkçı parti 3 milletvekili çıkardı. Dolayısıyla 10 yıl milletvekilliği yaptım. Ben plan bütçe komisyon başkanlık divanı üyesiydim. TBMM Başkanlık Divanı Üyesiydim. Çok yoğun çalıştık. 1991 yılında Genel Merkezde Basın ve Propaganda Başkan Yardımcısıydım.

Milletvekilliğinde ilk icraatlarınızdan bahseder misiniz?

Daha önce bahsetmiştim. 1964-1965 öğretim yılında Konya Ticaret Lisesinde lise öğrenimine başlamıştım. O yıldan itibaren lisedeki Meslek Dersleri hocalarımız, ileride muhasebeciliğin kanunun çıkarılacağını ve muhasebeciliğin güzel bir meslek olarak hayata geçirileceğini okul yıllarında hep anlattılar. Esasen, muhasebecilik meslek kanunu ilk 1950 yılında TBMM’de gündeme getirilmiş. Ancak, 1950 yılından itibaren müteaddit defalar TBMM gündemine getirilmesine rağmen TBMM’de avukat-hukukçu milletvekillerinin sayısının fazla olması, hem de muhasebecilik mesleğine yakın duran milletvekillerinin, mahkemelerde vergi kanunlarıyla ilgili savunmaların kendileri tarafından yapılması gibi iddialar sebebi ile hep akamete uğramış bir türlü kanunlaştırılamamış.

En son 12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra oluşturulan Danışma Meclisinde, Danışma Meclisi Üyesi Mehmet Pamak tarafından verilen kanun teklifi Plan ve Bütçe Komisyonu gündemine kadar getirilmesine rağmen kanunlaştırılamamıştır. Cenab-ı Allah’a hamd ediyorum bu yüce görev bana nasip oldu.1950-1989 40 seneye yakın konuşulan bir türlü icraata geçirilemeyen kanun benim teklifim olarak 39 yıl sonra kanunlaştı. 1984 yılında Konya milletvekili olarak Serbest Muhasebecilik ve Mali Müşavirlik Kanunu adı altında teklifimi TBMM’ye sundum. Dönemin Maliye ve Gümrük Bakanı Vural Arıkan beni bakanlığa davet etti.

Bir akşam vakti bakanlığa vardığımda yanında kız kardeşi ve Edirne milletvekili Türkan Arıkan ve Bakanlık Müsteşarı Ertuğrul Kumcuoğlu da oradaydı. Türkan Arıkan söze girdi. ‘Sen TBMM’ye Serbest Muhasebecilik ve Mali müşavirlik kanun teklifi vermişsin onu çek’ dedi. Niçin dedim. Bakanlık olarak tasarıyı biz getireceğiz dedi. Siz tasarıyı getirin bende çekeyim dedim. Bakanlık kanun tasarısını hazırlayıp getiremeden bir de Halkçı Parti Adana milletvekili bir arkadaşın kanun teklifi TBMM’ye geldi. Sonra Maliye ve Gümrük Bakanlığı da Tasarısını TBMM’ye sundu. 3 kanun teklifi birleştirilmek üzere oluşturulan alt komisyona havale edildi. Bütün emek ve gayretlerimize rağmen alt komisyondan bir türlü geçiremedik ve dönem sonunda kanun teklifi KADÜK oldu. 1987 yılında TBMM erken seçime gitti. Bende Konya’dan yeniden milletvekili seçildim. İlk işim KADÜK olan kanun teklifini yeniden TBMM’ye taşıdım. Başbakanımız Sayın Turgut Özal talimat verdi. Maliye ve Gümrük Bakanımız Sayın Kurtcebe Alttemuçin destek verdi. İki yıl gibi bir yakın takipten sonra Konya Milletvekili Kadir Demir ve arkadaşlarının teklifi olarak 3568 sayılı Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik kanunun 01 Haziran 1989 tarihinde TBMM’den geçti ve yürürlüğe girdi. Bu tarihten sonra da meslek hak ettiği değeri buldu. Meslek odalarını kurdu. Üst kuruluşlarını oluşturdu. Meslek mensuplarına güven veren bir kuruluş oldu.

Daha önceden siyasete başlama gibi bir düşünceniz var mıydı?

Siyasetin ilk kez hayatımda konuşulması, askerlik dönemimde olmuştu. Onun hikayesi de şöyledir: 1975 yılında askere gittim. İlk 1975 yılında 4 ay kısa dönem Kaynakta Birikmiş Yedek Subay adaylarını askere aldılar. Ankara Etimesgut Tank Taburunda asker olduk. Orada İstanbul’dan okulda beraber okuduğum arkadaşlarla birlikte olduk. Ben Askerdeyken de hafta sonları cumartesi-pazar çalışıyordum. Konya’da bir kooperatifin muhasebe işlerine bakıyordum. Askerde Cuma günleri izin veriyorlar, hafta sonu Konya’ya gelip işlerimi hallediyorum. Askerdeki o iki arkadaşım, Konya’ya benden habersiz beni ziyarete geliyorlar. Gelirken yolda kavga etmişler, küsler. Dönerken de araba sahibine dedim ki, ‘Celalettin bu yıl seninle üniversite imtihanlarına girelim. Hukuk okuyalım.’ dedim. ‘Hukuk okuyunca ne olacağız’ deyince de milletvekili oluruz demiştim. Milletvekili olmayı daha o yıllarda telaffuz etmiştim. Celalettin Bey 1977 seçimlerinde Giresun’dan MSP’den 1.sıra milletvekili adayıyım demişti. Dediği sıradan aday oldu ama seçilemedi.

HAYATA DÖNÜŞ

10 yıllık milletvekilliğinin ardından ticari hayata dönüşünüz nasıl oldu?

Rize Milletvekili Mustafa Parlak diye bir arkadaşım, ortak şirket kurma teklifinde bulundu. Milletvekilliğinden önce çay fabrikasında genel müdürlük yapmış, bu işi bildiğini ve çay fabrikası kurmak istediğini söyledi ve ‘Ben üreteyim, sen sat’ dedi. Ankara’da dükkân aramaya başladık. O dönemler Mesut Yılmaz Başbakandı. Rize milletvekili Mustafa Parlak’ı, milletvekili aday listesine yazmamıştı. Seçimden sonra Mustafa Parlak’ı Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı yaptı. Başkan olunca da işten vazgeçti. Konya’ya geldim, Toptancılar Çarşısında bir dükkan tuttum. Tekrar bildiğim iş olan toz şeker satmaya başladım ama 10 yıldır bu işleri yapmayınca çoğu şeyi unutmuşum.

Polat Madencilik olarak kömür işine ne zaman başladınız?

Milletvekilliğinden sonra Konya’da toz şeker satarken Muzaffer Polat’ın başkanlığını yaptığı bir aile şirketi olan Polat Madencilik Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne ortak oldum. Ermenek’te yeraltı maden ocaklarından linyit kömür çıkarıyor ve Konya’da pazarlama ve satışını yapıyoruz. Muzaffer Polat Yurt dışına bir kömür kongresine gidiyor. Kömür tabi o zamanlar açık satılıyor. Kongrede yapılan konuşmalarda Kömürü çuvalla satalım deniliyor. Kömürü çuvala koyduracaklar diyip Bir fabrika kurmayı düşündük ve çuval fabrikası kurduk. Konya’da ilk çuval fabrikasını biz kurduk. Dünyada En iyi çuval makinelerini yapan yer o zamanlar Avusturya’da Starlinger adında bir fabrika.

Fabrikanın yetkililerini görüşmek üzere Konya’ya davet ettik. Türkiye’ye geldiler bana Gaziantep’e gel orada görüşelim dediler. Ben Konya’ya gelmeleri için ısrar ettim. Onlar İstanbul’a gel orada görüşelim dediler. Gaziantep’e geliyorsunuz İstanbul’a geliyorsunuz bende alıcıyım Konya’ya niye gelmiyorsunuz deyince Konya’ya uçak yok dediler. O zaman Ankara’ya gelin orada görüşelim dedim. Hehenberger isimli Avusturyalı yetkilinin bana sorduğu ilk soru ‘Bu çuvalları nerede satacaksın’ oldu. Bende Konya’da 50 ye yakın un fabrikasının olduğunu bu un fabrikalarına satacağımı söyledim. Hehenberger ‘Konyalı senden çuval almaz’ dedi. 1996 yılında kömürün değer kazanması ve torbalanarak satılmaya başlanmasıyla Konya’da ilk Polipropilen Çuval Fabrikası kurduk. Aradan 30 sene geçti, Konyalı bizden çuval almadı. Almayınca da kömür çuvalı, gübre çuvalı gibi daha nitelikli çuvallar ürettik. Ardından mermer fabrikası kuralım dedik, 1998 yılında Polmer Madencilik Limited Şirketi’ni kurarak, yer altı zenginlilerimizden olan mermer ve traverten işine girdik. Farklı şehirlerde mermer çıkararak bu işi de yapıyoruz. Şimdi de Karaman’da traverten mermer üretiyoruz Konya’daki fabrikalarımızda işliyoruz.

Vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz.

Editör: TE Bilişim