Bu hafta eğitim ile ilgili bir yazı yazmak istedim ve bir sözel bölüm mezunu olarak sözel bölüm okuyan öğrencilerin sorunları üzerine düşündüm. Aslında arkadaş arasında konuştuğumuz birçok şeyi yazıya dökmek istedim. Eğitimciyim hayır! Bir eğitimci kadar alana hakimmiyim? Hayır! Ancak dile getirmek istediklerim kendi gözlem ve yaşadıklarımızın bir yansıması.

****

Türkiye'de her yıl milyonlarca öğrenci üniversite sınavına girerek hayatlarını şekillendirecek meslek dalları ile ilgili bölümleri okuyor. Özellikle lise 2'den itibaren bölüm seçimi yapılarak okunacak bölüme yönelik bir yönelim sağlanıyor. Sözel bölüm, eşit ağırlık, sayısal, dil gibi farklı bölümler öğrencileri istedikleri alana hazırlıyor. Ancak saymış olduğum bölümlerin içerisinde sözel bölüm sanki biraz dışlanmış gibi duruyor. Öyle ki bazı bölüm öğretmenlikleri ve iletişim bilimleri dışında neredeyse sözel bölümde okunacak bölüm yok. Sözel bölüm öğrencisinin okul sonrası iş bulma olanağı da kısıtlı. Öğretmen olunduğunda da herkesin malumu KPSS çilesi ve atama umuduyla beklemek gerekiyor. İletişim alanında da sektörde sadece bu bölüm öğrencileri çalıştırılmıyor. Bu bölüm öğrencilerinin dışında da neredeyse herkes sektörde çalışabiliyor. Dolayısıyla istihdam konusunda son derece sıkıntılı bir süreç öğrencileri bekliyor. 

 

Yukarıda sözel bölümünün diğer bölümlere nazaran dışlanma durumundan bahsettim. Bunu biraz daha açarsak, bazı bölümler var ki sözel olması gerektiği halde başka bölümlerin bünyesinde yer alıyor. Mesela hukuk bölümünün eşit ağırlıktan öğrenci almasını çok anlamış değilim. Tamamıyla sözel olduğunu düşündüğüm bu bölüm, matematik yapma yetisine sahip olmayan sözel öğrenciler tarafından okunamıyor. Yine felsefe ve psikoloji bölümlerinin de sözel öğrenciler için daha uygun olduğu kanısını taşıyorum. Ancak karşımıza yine matematik sorunsalı çıkıyor. 

****

Matematik ve fen bilimlerine her zaman hayranlık ve saygı duymuşumdur. Zaten çalışma ve okunacak bölüm konularında sıkıntı çekmiyorlar. Ancak matematik yapamayan birinin de çok başarılı olarak bazı alanlar da iş yapabileceği ve çalışabileceğini düşünüyorum. Ben böyle düşünüyorum ama eğitim sistemimiz maalesef ki benim gibi düşünmüyor. Eğitim sistemimiz başarı kriterini matematik yapabilmekte buluyor. Ancak bunu da tam olarak başaramıyor. Öyle ki 10 matematik yapan bir öğrenci gidip mühendislik okuyabiliyor. Bu kadar düşük puanlarla ve mantar gibi türeyen üniversiteler ile nasıl bir başarı sağlanabilir bilmiyorum. Sitemde eşitlik olmadığını düşünüyorum. Adil bir iş alanı, üniversite eğitimi yaratılması için sözel bölüm öğrencilerini de çemberin içine dahil edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca son senelerde bazı bölümlerin Polis okuluna istihdam yarattığını da gözlemliyorum. Çünkü sistem ve kapitalizm kişilerin isteklerine cevap vermiyor. Köklü değişiklikler şart! Değişir mi belki de!