Geçmişten günümüze kadar tarihin her anında yer alan ve bulunan skolyoz halk arasında omurganın yana doğru kayması olarak bilinir. Ancak skolyoz sadece omurganın yana doğru kayması değil aynı zamanda rotasyonudur (dönmesidir). Skolyoz şekline göre C veya S skolyoz olarak adlandırılabilir. Bu şekilleride skolyoza katılan omur sayısı etkileyebilir.

Skolyoz her yaşta görülebilmesine rağmen özellikle büyüme çağındaki kız çocuklarında görülmektedir ve en ciddi olanlar da bu gruptur. Çünkü yana eğilen omurganın büyümeyle birlikte daha fazla yana eğilmesi ve dönmesi beklenmektedir.

Teknolojinin gelişmesiyle de asimetrik duruşun artması skolyoz oluşumunu da arttırmaktadır. En tipik belirtisi omuz yükseklik farkı olan skolyozun boynun orta hatta olmaması, karın bölgesindeki çukurluların farklı olması, yürüyüş bozuklukları gibi belirtileri de olabilir. Aileleler çocukların omuz seviyelerinin fark ederse en yakın hekime veya fizyoterapiste gitmelidir. Çünkü zamanında müdahale edilmeyen skolyozların açısı büyüyerek tedavisi daha zor ve karmaşık bir hale getirebilir.

Skolyoz oluşumunun birçok sebebi olmakla beraber en fazla idiopatik(bilinmeyen) ve postüral olarak geliştiği bildirilmektedir. İdiopatik skolyoz daha çok doğuştan vertebralardaki (omur) şekil bozukluğuyla gelişmektedir. Postüral bozukluk ise en fazla asimetrik duruştan kaynaklanmaktadır. Büyüme çağındaki çocuklarda özellikle kız çocuklarında asimetrik duruş, asimetrik aktiviteler, asimetrik olarak yapılan spor, ağır çantayı tek bir omuzda taşıma gibi sebeplerle ortaya çıkabilmektedir.

Skolyoz iskelet sistemini ilgilendiren bir hastalık olarak görülse de çocuğun postüründeki(duruşundaki) asimetri nedeniyle kendi yaşıtları arasında dışlanmaya kadar gidebilecek bir durum yaratabilir. Bu durum da büyüme çağındaki çocuğun psikolojisini etkileyerek içe kapanık bir duruma düşmesine sebep olabilir.

Skolyozun değerlendirilmesinde hekim ve fizyoterapist birçok şekilde skolyozlu çocuğu değerlendirebilir. Skolyozlu çocuğun hem radyolojik hem de klinik durumu değerlendirilerek tedavi seçeneğine karar verilir. Unutulmamalıdır ki tedaviye karar verilirken sadece açısı göz önünde bulundurulmamalı aynı zamanda klinik durumu da kesinlikle göz önünde bulundurulmalıdır.

Skolyoz tedavisinde ilk amaç eğriliğin ilerlemesini yavaşlatmak, mümkünse durdurmak ve en çok istediğimiz eğriliğin açısını azaltmaktır. Skolyoz tedavisinde cerrahi ve konservatif tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Konservatif tedavide ortez ve fizik tedavi yer almaktadır.

Skolyozda kullanılan ortezler genel olarak 3 nokta prensibine göre yapılır ancak unutulmamalıdır ki her ortez kişiye özgü olmalıdır. Ortez kullanım süresi bireye özgü olmakla beraber genel olarak uyku süresi dışında kullanılmaktadır.

Fizik tedavide ise omurgayı düzeltici egzersizler, yumuşak doku mobilizasyonları, kas kuvvetlendirilmesi, kas germesi, denge ve proprioseptif egzersizler, vücut farkındalığı egzersizler gibi birçok teknik kullanılabilir. Skolyoz tedavisinde son zamanlarda popüler olan üç boyutlu egzersiz tedavisi sıkça kullanılmaya başlanmıştır. Üç boyutlu skolyoz tedavisinde eğrinin tipi ve şekli bakımından omurgayı düzeltici hareketler yaptırılır. Egzersiz tedavisinde düzeltici pedler, barlar, sopalar kullanılarak solunum ile birlikte yaptırılır. Yapılan çalışmalarda üç boyutlu egzersizin gelişmekte olan skolyozlu çocukların tedavisinde iyileşme sağladığı söylenmektedir. Ancak bu konuda eğitim almış fizyoterapistler tarafından yaptırılması gerektiği unutulmamalıdır. İnternette gösterilen egzersizler genel egzersizler olup bireye etki etmeyebilir hatta zarar verebilir. Egzersizler bireye özgü olmalıdır.

5-10 yıl öncesine kadar skolyozlu olgularda yüzme herkes tarafından önerilen bir spor olmasına rağmen son zamanlarda yapılan çalışmalarda yüzmenin skolyozlu olgularda açıyı arttırabileceği söylenmektedir. Büyüme çağındaki skolyozlu çocuklarda asimetrik sporlardan kaçınılmalıdır. Yine son zamanlarda yapılan çalışmalara göre simetrik (iki elini) sporlar önerilmekte ve okçuluk bunların başında gelmektedir.

En doğru bilgi ve tedavi için fizyoterapistinize danışabilirsiniz. Sağlıklı günler dilerim.