Şivlilik hayaleti ve hortlamış May Day
Bugün Recep ayının üçüncü günü. Üç ayların ilk Perşembesi, Konya şehir merkezinde Şivlilik tabir edilen bir gün. Bugün de çocuklar tıpkı Ramazan, Kurban bayramında olduğu gibi komşu kapılarını çalarak kandili tebrik eder Şivlilik! diye bağırır, şeker ve ikramlarını alırlar. Gece fener alayı, gündüz şeker ve ikram toplama vesaire! Konya'nın merkezi dışındaki ilçelerinde böyle bir adet yok maalesef. Ben de çocukluğumda birkaç kez Konya'da Şivlilik gününü geçirmiştim. Uzun bir Şivlilik hatıratım yok. Ancak o kadar bir temas bile benim bugün özlemle yâd edeceğim günler arasında saymama kâfi geliyor.
Bu âdetin daha parlak hale getirilmesi lazım diye düşündüm önce. Kendine mahsus tekerlemeleri olan bu âdetin bu tekerlemelerinin müzikal bir müdahale ile çocuklar için pırıltılı bir hale getirilmesi gerektiğini düşündüm mesela. Başka neler yapılabilir diye düşünürken!
Çocukların coşkuyla kapılarını çalmasını ve Şivlilik diye bağırmasına aynı coşku ile karşılık veremeyen ve 'bu saatte beni niye rahatsız ediyorsunuz' edasıyla çocuklara bakan nasipsizleri düşündüm. Çocukların apartmana Şivlilik! diye bağırarak sakinleri 'rahatsız etmemesi' için apartmanın cümle kapısında çikolata, şeker dağıtmakla görevlendirilen kapıcıların çocuklara kapıyı açmamalarını düşündüm. Komşularından habersiz kentli betonzedelerin belediye marifetiyle gerçekleşen havai fişekli Şivlilik gösterisine, yalnızlaşmış fertler/aileler olarak iştirak ederek üç ayları 'idrak etmeleri'ni düşündüm. Çocukların canı sıkılmasın, bir değişiklik olsun diye gidilen farklı bir 'aktivite' olmuştu artık Şivlilik.
'Üç aylar'a girmenin insanlar üzerinde bir müspet tesir; coşku, ümit, ürperti, haşyet uyandırmadığı bir çağda böyle adetleri devam ettirmenin acaba bir manası var mıydı?
Bu husustaki heyecanımın manasızlığını fark ettim. Daha sonra Şivlilik denilen şölenin eskiden olduğu gibi asla devam edemeyeceğini acı da olsa fark ettim. Yaşanmayan, bitirilmiş, coşkusu alınmış, içi boşalmış bazı adetleri tekrar etmenin nostaljik bir tatminden başka ne faydası olabilirdi?
Hayat gayemiz dünya nimetlerinden daha fazla istifade etme üzerine kurulu iken üç aylar bizim için artık bir sosyal faaliyet mevsimi olmuş. Dünyevileşmiş. Başka bir dünyaya açılan kapı değil artık Receb-i Şerif. Dünya'ya indirilmiş olmaktan dolayı duyulan acı, cennet özlemi kaybolmuş!
Müslüman hayatının üstünlüğünün tebarüz ettirilmesi olarak tavsif edebileceğimiz Türklük, Konya'da da değişik formlara girmiş. Bence bu formlardan birisiymiş bu Şivlilik!
Her gün yeni bir 'herkes için eşitlik' yumurtası çıkaranları baş tacı eden Konyalılar olarak Şivliliğin istikameti ve heyecanından ne kadar uzağız. Bu yüzden olsa gerek Şivlilik her geçen sene biraz daha sönükleşen bir yıldız gibi. Gece aydınlatması hastalığının yok ettiği mehtap ve yıldızlarımız gibi o da gökyüzünde mahzun ve mahcup bize bakıyor.
Dün 1 Mayıs değil, Recep ayının 2. günü
1 Mayıs günü konusunda İstiklal Marşı Derneği portalinde Gökhan Göbel'in 1 Mayıs'la alakalı yazısı yayınlandı. Kaleme almayı istediğim ancak lazım gelen araştırmayı yapmakta tembellik ettiğim bu sebeple bir türlü kaleme alamadığım bir yazıyla karşılaştım. 1 Mayıs'a bizim penceremizden yapılan birkaç bakıştan birisi. Bu yazıdan bazı cümleler nakledeyim:
İstanbul'da 1 Mayıs ilk defa işgal yıllarında kitlevi bir gösteri haline büründü. Bu cümle dolayısıyla solcuların kendilerini ve başkalarını kandırdıkları gibi bu gösterilerin güya işgale karşı bir direniş olduğu fikrine kapılırsanız, yanılırsınız!
İstanbul işgal altındayken gayrimüslimlerin işlediği her cürmün yanlarına kar kaldığını da söyleyelim. İstanbul'daki işgal ordusu Ermeni, Rum ve sair azınlıkların işlediği her cürmü örtbas etmekte mahirdi. 1 Mayıs ilk defa bu İstanbul'da kutlanabildi...
Balkan topraklarının elden çıkması ve akabinde Seferberlik sırasında ise 1 Mayısın esamisi okunmuyor. Solculara sorarsanız bunun sebebi "İttihat ve Terakki" yönetiminin baskıcı tavrıdır. İttihat ve Terakki yöneticilerine kulak verirseniz solcular gâvur bayraklarıyla kutlamalar yapıyordu. Aralarına girmeyelim biz devam edelim!
O gün için İstanbul'da bulunan "işçi sınıfı" denilen insanların çoğunluğu gayrimüslim idi. Ve o çoğunluğun İşgal İstanbul'unda dokunulmazlığı vardı. İşgal İstanbul'unda alenen cinayet işleyen bir gayrimüslimin -Misak Torlakian vakası meşhur olduğu için burada zikredelim- başına bir şeycik gelmezdi. "1 Mayıs Bayramı" da yaparlar Müslüman işçilerden zorla para da toplarlardı!
Ve biz bu gayrimüslim işçilerin mütareke esnasında Müslüman işçilere ne gibi kötülükler yaptığını tam olarak bilmiyoruz. Sadece Cumhuriyet'in ilanından hemen sonra Şark Şimendiferleri işçileri, İstanbul Tramvay işçileri ve Terkos Tersanesi işçilerinin gayrimüslim amele ve idarecilerinin işten çıkarılmaları için beyanname verdiklerini biliyoruz:"Ermeni komitelerine cebren iane toplayan hainlerin, fabrika duvarlarına Konstantin Venizelos'un resimlerini yapıştırıp bunları 'Türklere öptüreceksiniz' diyen küstahların, muhterem kumandanlarımıza hakaret etmiş olan hainlerin zaman kaybetmeden Şark Şimendiferleri Kumpanyasındaki memuriyetlerinden suret-i katiyede uzaklaştırılmaları!
Yani birileri 1 Mayısı İstanbul'da ilk defa İstanbul işgal altındayken kutladı. Biz o sıra canımızla meşguldük. Dün de mübarek Üç Aylar'a girdik. Bugün 1 Mayıs değil. Recep ayının ikisi. Ümmet-i Muhammmed'e hayırlı olsun.
Bir biriyle 'irtibatsız' üç haber:
1- CHP 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması için kanun teklifi verdi. 1 Mayıs 2014
2- Yunanistan eski başbakanı George Papandreou, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ile Gezi Parkı'nı ziyaret edip, fidan dikti ve şöyle söyledi: Hep beraber daha iyi bir dünya yaratabiliriz, oluşturabiliriz. Vatandaşlarımızın sahip olduğu güç daha iyi bir gelecek yaratabilir.12 Kasım 2013
('Türk-Yunan Entegrasyonu' diye yutturulacak olan Büyük Yunanistan ve bu 'büyük ülke'nin müstakbel Ortodoks başkenti 'Kostantinopol'den bahsediyor. M.D.)
3- AKP Hükümeti Ulusal Bayram Ve Genel Tatiller Hakkında Kanun'u değiştirdi. 1 Mayıs günü Emek ve Dayanışma Günü kabul edilerek resmi tatil ilan edildi. 22 Nisan 2009
Mustafa DEVECİ
3 Recep 1435