ÂŞIĞIN DERDİ HER DERTTEN AYRIDIR
Kalbin, sırlarının mezarı olursa emeline çabuk ulaşırsın. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)
Sevgili Peygamberimiz: Sırrını gizleyen muradına çabuk kavuşur, buyurdular. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)
Tohum toprak altında bir müddet gizlenince sırrı bahçenin yeşillenip çiçeklenmesiyle sonuçlanır. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)
Vaatler vardır; kalbe güven verir, vaatler vardır; asılsız oldukları için kalbi cendereye (sıkıntıya) sokar. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)
İyi ve cömert insanların vaadi, seyyar hazine, akıp duran bir para gibidir. Kötülerin vaadi ise gerçekleşmediği için hastalığa benzer. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)
Göndereceğin yere akıllı birini yolla da tavsiyede bulunma. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)
Renk cazibesiyle meydana gelen aşk gerçek değil bir hevestir, böyle hevesler kısa zamanda rezilliğe döner. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-19
Tavus kuşunun kanadı kendi düşmanıdır. Büyük hükümdarların çoğunu kuvvet ve şehvet öldürmüştür. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)
Sevgili Peygamberimizin: Kâtili, katledilme ile müjdele, hadisini duymadılar mı? (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)
Kanımı dökenler, kanımın yerde kalmayacağını bilmiyorlar mı? Bugün bana ise yarın sanadır. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)
Duvarın gölgesi bir müddet uzasa bile yine duvarın dibine döner. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)
Bu dünya yalçın bir dağa, işlerimiz de seslenmeğe benzer. Yankı o sesi bize iade eder. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)
Her memleket insanının ilacı farklıdır. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)
Hiçbir hastalık gönül derdi gibi değildir. Aşk derdi kalbin inleyişinden anlaşılır. Aşığın derdi her dertten ayrıdır. Aşk için söylediğim güzel sözlerden aşka düşünce utanırım. Aşkı anlatan sözler ne kadar parlak olursa olsun, histe kalan, söylenmemiş aşk daha parlaktır. Âşıklık nedir? diye sorana: benim gibi olursan anlarsın karşılığından güzel cevap yoktur. Kalem her şeyi güzel güzel anlatırken söz aşka gelince tökezleyerek dayanamayıp kırıldı. Akıl, aşkın açıklamasında çamura düşmüş merkep gibi aciz kaldı.
Aşkın ve âşıklığın açıklamasını yine aşk söyler. Güneşin delili yine güneştir. Söz can güneşine gelince o zihinlere sığmaz, ne bir şeye benzer, ne bir hayalle canlandırılabilir. Aklı başında olmayanların sözünde doğruluk arama. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)
Ey dost gönlümüz aç onu çabucak doyur. Vakit keskin kılıç gibidir. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)
Hak dostu; her işi vaktinde yapar, vaktin evladıdır. Her işi rüzgârın esintisine bırakan dalkavuklar ise zamane çocuğudur. Yarın demek ve işi yarına bırakmak tarikat terbiyesine aykırıdır. Sen hak dostu değil misin? Veresiye veriş ve gelesiye gönderiş, varlığı yokluğa döndürür. Dünya'da dostun sırrının gizli kalmasından hoş bir şey yoktur. Hal ve sözün hatasız anlaşılması için, baştan savmadan ve saklamadan açıkça söylenmesi gerekir. İste, fakat ölçüyü kaçırmadan iste. Bir saman çöpü bir dağı kaldıramaz. Güneş Dünyamızın ısı ve ışık kaynağıdır ama yörüngesinden birazcık sapsa her şeyi ya yakar kül eder, ya da dondurur buz eder. Hayatta ortalığı karıştıran Bozguncu ve kan dökücülerle yakın olma. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)
Ben bir kır tilkisiyim postumu yüzmek için pusu kurup başımı kestiler. Ben bir filim, fildişi avcıları dişimi sökmek için kanımı döktüler. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)
Bir kimsenin ayağına diken batsa o ayağını dizinin üstüne kor. İğnenin ucuyla dikenin başını arar, bulamazsa dikenin battığı yere parmağına tükürük alarak sürer. Ayağa batan bir diken bu kadar güç bulunursa, gönüldeki diken nasıl bulunur? Cevap verin. Gönüldeki dikeni herkes görebilse idi, insanlara gam, keder ve tasanın üstün gelmesi mümkün müydü? (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)
Köy çocuğu eğlenmek için merkebin birinin kuyruğu altına bir diken kıstırır. Merkep onu çıkarmağı bilemediği için tepinip zıplamağa başlar. Tepindikçe diken daha fazla batar. Akıllı bir adam gerek ki o dikeni çekip çıkarsın. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.89-193)