Sosyal Araştırmalar ve Dayanışma Vakfı 1991 yılında kurulduktan kısa bir süre sonra Bosna Hersek’te soykırıma kadar uzana büyük bir savaş başlayınca bölge ile yakından ilgilenmeye başladı. Savaş’ı Boşnakların kazanmasından sonra Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç’in seçimleri kazanması için de önemli çalışmalar yürüttü. Balkan ülkelerine odaklı sosyal ve kültürel faaliyetler icra eden SADAV’ın çalışmalarını Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi Tahir Erbil ile konuştuk.
Siz kuruluşundan bu yana SADAV Yönetim Kurulu üyesi olarak gerek yurt içinde gerekse yurt dışında önemli faaliyetler yürütüyorsunuz. SADAV kimler tarafından ve ne zaman kuruldu.
Kısa adı SADAV olan Sosyal Araştırmalar ve Dayanışma Vakfı 1991 yılında Ercan Uslu başkanlığında kuruldu. Halil Ürün, Hüseyin Üzülmez Seyit Mehmet Buga, Ahmet Sorgun, Hasan Oğuz, merhum Muharrem Metin Şener, Faruk Altınok, Sefer Demirok, Faik Özdengül ve daha bir grup arkadaşımızla sosyal ve kültürel faaliyetler icra etmek üzere harekete geçtik.
Bosna Hersek ve diğer Balkan ülkelerine yönelik ilgi ve faaliyetleriniz nasıl gelişti?
Vakıf binamızda programlar icra ederken 1992 yılında Bosna Hersek savaşı başladı. Biz de vakıf olarak Osmanlı'dan bakiye kalan gönül coğrafyamızda yer alan, Bosna Hersek gibi kriz bölgelerine sağlık, kültürel ve benzeri noktalarda gücümüz nispetinde bizzat gidip yerinde gerekli ilgiyi kurarak, maddi kültürel ve sosyal münasebetler sağlama kararı aldık. Muhtelif zamanlarda ve zor şartlarda bölgeye giderek neler yapabileceğimize dair tespitlerde bulunduk, yardımları ulaştırdık.
Bu arada o ülkelerin şartlarından dolayı; Türkiye'de eğitim görmeyi düşünen öğrenciler olduğunu müşahede ettik. Onlara, Konya'ya gelmeleri ve eğitim görmeleri hususunda yardımcı olduk. İaşe ve ibate gibi ihtiyaçlarında da yardımcı olduk.
Bu bölgeler nihayetinde Evlad-ı Fatihan diye isimlendirilen bölgelerdi. Osmanlı eserlerinin, Mevlevi tekkelerinin yer aldığı, köklü tarih birliğimiz olan yerlere gerek savaş döneminde, gerekse barış ortamında gerekli yardımları ulaştırmaya gayret ettik. Oralarla kültürel bağlarımızı kuvvetlendirmemizde bu çalışmalar çok etkili oldu.
Başkanımız Ercan Uslu’nun önderliğinde birçok isimsiz kahramanla birlikte, çok çeşitli alanlarda vakfımızın amacı doğrultusunda, hedeflenenden daha fazla hizmetler edebilmiş olmanın huzuruna eriştik. Reklama dayanmayan, samimi ve sadece hizmet etmek amacıyla hareket etmemizle ilâhi yardımın da tahakkuk ettiğine inanıyorum.
Buralara hizmet etmeye çalıştığımız dönemlerde ülkemiz yönetimi, o günün şartlarında bize yardımcı olmak bir tarafa; birçok riski de alarak bu faaliyetleri yürütmemiz icap etti. Ancak dönüp baktığımızda, inanç ve kültürel gelişme yönünden, geçen bu süre zarfında oralardan gelerek Konya’da eğitimini tamamlayan gençleri bugün Balkanlarda Başmüftü, müftü ve milletvekili gibi üst düzey görevler yaparken görmek, bürokraside görev almış olarak görmek bizi çok memnun ediyor, iftihar duyuyoruz.
Bosna’da savaş 1995 yılında zaferle sonuçlandıktan sonra münasebetleriniz nasıl seyretti?
Ülkemizin içinde bulunduğu çetin şartlara rağmen bizim verdiğimiz destekler Bosna halkı ve devlet yöneticileri tarafından her zaman ifade edildi, takdir gördü. Nitekim Bosna Hersek’te seçimler yapılacağında stratejik çalışmalar hususunda SADAV’dan da destek istediler. Başkanımız Ercan Uslu siyasi tecrübe sahibi olmam sebebiyle benim orada görev yapmamı özellikle istedi. Bosna’da Aliya İzzetbegoviç’in Cumhurbaşkanı seçilmesi için yoğun çalışmalar yaptık.
Aliya gibi bir kahramanın, bilge kralın karşısına çıkan rakibin arkasında kimler vardı?
Sahada bizzat gördük; Aliya’ya rakip olanları Amerika'nın bakanları, üst düzey devlet adamları destekleyip; bizzat saha çalışması yaptılar. Cephede silahlı mücadelede kazanılan zaferden sonra ikinci büyük zafer, siyasi mücadelede sandıkta Amerika’ya karşı kazanıldı.
Batı Trakya’da sizin ilgi alanızdaydı, orada neler yaptınız?
Batı Trakya'da vakıf olarak ayni ve nakdi yardımlar, eğitim ve kültürel faaliyetler yaptık, birçok çalışmada bulunduk. Batı Trakya Başmüftüsü Mehmet Emin Aga’yı ziyaret ettik. İmam Hatip Lisesini Konya’da okuyan İbrahim Şerif ile de orada görüştük. Merhum Sadık Ahmet’in mezarını, arkadaşlarını, onunla birlikte mücadele edenleri ziyaret ederek görüşmeler yaptık, istişarelerde bulunduk. Bizim vakfımız aracılığıyla Konya’da okuyan bir arkadaşımız olan Mustafa Trampa da şu an Batı Trakya Müftülüğü yapıyor.
Yunan makamlarının bir dönem ziyarette bulunmaya kısıtlama getirdiği, İskeçe’nin kadim Türk köylerinden Şahin köyüne ziyarette bulunduk. Yunanistan tarafından uygulanan bütün asimilasyon politikalarına rağmen Şahin köyü halkı dini inancını, kültürünü yitirmemiş özel bir bölgeydi. Bu yüzden Şahin Köyü “yasak bölge” olarak bilinirdi. Uzun uğraşlar neticesinde biz Şahin köyünü ziyaret ettik ve oradaki insanlarla münasebetler sağladık.
Balkanlarda var olan tarihi izler sizde nasıl duygular oluşturdu?
Makedonya'da rahmetli Turgut Özal’ın da ziyaret ettiği bir tekkeyi de ziyaret etmiştik. Orada Osmanlı Sancağını görünce; ceddimizin dünyanın her yerinde ne denli bir adil düzen uyguladığını, izler bıraktığını ve tarih sahnesinde her zaman kendini gösterdiğini müşahede etmiş olduk.
SADAV Başkanı Ercan Uslu, Bosna’da savaş sona erip sulh hâkim olduktan sonra Bosna Hersek Devleti tarafından Konya Fahri Konsolosu olarak atandı ve vakıf aracılığı ile kurulan münasebetler diplomatik bir boyut kazandı. Bu hususta neler söylemek istersiniz?
İnsana yapılan yatırımın hiçbir zaman boşa gitmediğine inanıyoruz. Bu tür vakıf insanlarının çoğalmasıyla; mutlu bir gelecek için, özlenen insanları yetişeceğine inanıyorum. Balkanlarla ilgili yapılan bu hizmetler neticesi olarak SADAV Başkanımız Ercan Uslu bizzat Aliya İzzetbegoviç tarafından Bosna Hersek Konya Fahri Konsolosu olarak atandı. Bu da bizim için ayrıca onur vesilesi olmuştur.