Nijerya Federal Cumhuriyeti, Afrika kıtasının batısında yer alan Nijerya’dan Konya’ya eğitim için gelen Ismael Abassa Aboubacar, eğitimlerini tamamladıktan sonra ülkesinin ve Afrika kıtasının sorunlarını çözümü için çalışacağını söyledi. 

Öncelikle sizleri tanıyabilir miyiz?

Ben Ismael Abassa Aboubacar Nijerliyim. Nijer'in Güneydoğusundaki Niamey şehrinde doğdum. İlk okul ve orta okulu Niamey şehrinde tamamladım. Lise hayatımı da Uluslararası Mevlana Anadolu İmam Hatip lisesinde son sınıf öğrencisiyim.

Konya’yı eğitim için tercih etmenizdeki sebep nedir? Konya ile ilgili görüşleriniz nelerdir?

Aslında Konya'ya gelmek benim tercihim değildi ama Konya'da kalıp eğitimimi devam etmek benim tercihimdi. Hatta şöyle söyleyeyim Türkiye'de okuma burs programı yayımlandığında, sınava sadece heyecan olsun diye girmiştim. Çok fazla başvuru vardı ve sadece dört kişilik kontenjan mevcuttu. Üstelik sınava giren bütün öğrenciler en az benim kadar başarılı öğrencilerdi. Seçilebileceğimi pek düşünmüyordum ama gene de denemekte fayda var diyerek sınava girdim ve kazandım. Kazanmış olmama rağmen, başta Türkiye'ye gelme konusunda biraz tereddüt ettim çünkü hiç bilmediğim, beni ne beklediğini tahmin edemediğim bir diyarlara gitmeye hazırlanıyorum. Sonra aklıma bu kadar öğrenci içerisinde seçilmiş olamam geliyor. Kendime başarmam gerektiğini, ülkeme ve insanlığa faydalı olmam gerektiğini söylüyorum ve haydi ya ALLAH deyip yola çıkıyorum. Bir de Türkiye'ye gelmemde, doğru kararlar almamda emeği geçen Özay Yüksel hocama şükranlarımı sunuyorum. Konya çok güzel bir şehir. İstanbul, Bursa, Ankara kadar güzel benim için, özellikle Konya insanın hamiyetperver tutumu benim için örnek bir haslet olmuştur. Hem ne demişler gez dünyayı gör Konya'yı.

Konya’da eğitimini tamamladıktan sonra ne gibi hedefleriniz var?

Bir Afrika çocuğu olarak benim en büyük gayem öncelikle Ülkemin (Nijer) sonra Kıtamın (Afrika) sorunlarına çözüm üretebilmektir. Ve o sorunların çözümlerinin çoğu sağlık ve eğitimden geçtiğine inandığım için İnşallah ileriki süreçte sağlık sektöründe hizmet vermek istiyorum. Ülkemde, Hekim istihdamının yetersizliği sebebiyle birçok insan sağlık hizmeti alamamaktadır. Başkentte bile, belli ekonomik düzeyin altındaki insanlar sağlık hizmeti alamamaktadırlar. Bu durumdan en çok etkilenenler de çocuklar ve kadınlardır. Bazen keşke hepsine yetişebilsem diyorum kendi kendime ama bir yandan da benim gibi düşünenlerin olma ihtimali ve onların da bu yönde çalışma isteklerinin olduğunu bilmek beni bir nebze de olsa rahatlatıyor.

Ülkenizin kültürü ve yaşantısı ile ilgili bilgi verir misiniz?

Nijer toplumu geçmişte uzun süre birbirinden bağımsız yaşamış birçok etnik grup ve bölge ile tek bir devlet çatısı altında yaşadıkları kısa dönemi yansıtan bir çeşitliliğe sahiptir. Ülkedeki ana etnik gruplar Hausa, Djerma, Tuareg, Kanuri, Tubu, Arap, Gurmançe ve Pollerdir. Zamanında bu etnik gruplar arasında çok fazla savaşlar olurdu. Bu savaşları önlemek için ilginç bir çözüm üretmişler, kuzen şakalaşmaları diye bir adet oluşturulmuş. Mesela balıkçılıkla uğraşan Djermalar, hayvancılıkla uğraşan Pöllerden süt alırlar, alışveriş yaparlar ve o pazarlama esnasında kuzen şakalaşmaları yaparlar. Böylelikle zamanla eskiden var olan husumet yok olup gitti. Ülkemde yerel kıyafetlere çok önem verilir özellikle özel günlerde (bayramlarda, düğünlerde, ad koyma merasimlerde vs).

Türkiye ile görüşleriniz nelerdir?

Türkiye, benim gibi hayalleri olan Nijerli çocukların hayallerini süsleyen gelişmiş bir ülkedir. Türkiye’ye eğitime geldiğimde, olaylara bakış açımı genişlettikten sonra daha net anladım ki düşüncelerimde ve hayallerimde haklıymışım. Özellikle Türkiye'nin tüm mazlumların hamisi olması ve ihtiyaç sahibi olan ülkelere yardım etmesi sebebiyle Nijer halkının ve benim gönlümdeki yeri büyüktür.

Ülkenizde Ramazan’da neler yapılıyor? Ne tür hazırlıklar yapılıyor?

Benim ülkemde mesela Ay'a bakma törenleri olur yani Ramazan’ın ayının başladığını belirten. Her camide akşam namazından sonra cemaat toplanıp bir 10 dakika falan gök yüzünü incelerler. Ay görülür görülmez herkese haber salmak için çocuklar mahalleden mahalleye koşarlar. Yolda karşılaştıkları amcalar, dedeler bu güzel haber için çocuklara harçlık dağıtır.  Hatta çocukluğumu besleyen çok güzel anılarımdandır. Bu olay hem Ramazan ayını ağırlarken hem uğurlarken yaşanır. Ülkemde Teravih namazları genelde hatimle kıldırmıyorlar ama Ramazan'ın son 10 günü, bütün camilerde gerek teravih gerekse Teheccüd'te hatim indiriyorlar. Bizde mesela sahurda yemek yeriz sağlam bir şekilde. Günde 42, 44 derece sıcaklığa hazırlık amaçlı. İftarlar çok başka bizde. Türkiye'de gördüğüm kadarıyla ezan okunur okunmaz, önce hurma, su sonra direk yemeğe geçilir, yemekten sonra akşam namazı kılınır. Bizde mesela ezan okur okunmaz bir hurma bir su aldıktan sonra akşam namazına geçeriz. Akşam namazından sonra çorba ve onun benzerleriyle mideye kendini hazırlasın babında haber gönderiyoruz ve yatsı ile teravih namazına geçiyoruz. Teravih'den döndükten sonra artık asıl yemek başlıyor. Bayram günü herkes en güzel yerel elbiseni giyer ve namaza gider. Sonra yemek yer ve akrabalarına ziyaret eder. Çocuklar ise küçük küçük gruplar oluşturup evden eve gezerek büyüklerin ellerini öper ve harçlık alır. Böylelikle Ramazan ayını uğurlamış oluyor.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA 

Editör: TE Bilişim