Akyokuş’u geçip, bir dönem şoförlerin kâbusu olan Belenbaşı tepesini aştığınızda sizi masmavi sularıyla Altınapa Barajı karşılar. Yokuş bitmeden hemen sağa kıvrılan yol vadi boyunca seyir manzaralı güzergâh kategorisindedir. 55 kilometre sonra sizi böbrek taşlarını eriterek düşürmesiyle bilinen Güllüpınar kumdöken suyu ve Dereağzı Göleti karşılar. Son yıllarda Konya’nın kayak merkezi olma yönünde ciddi gelişmeler gösteren Derbent’ten bahsediyoruz. Hani benim de ata yurdum ya… Derbent Eğitim ve Kalkınma Derneği Başkanı, yakın hatta çok yakın dostum Avukat Mustafa Acar ile hem dernek faaliyetlerini hem de Derbent’i konuştuk.

Derneğiniz hangi tarihte ve kimler tarafından kuruldu?

Derneğimiz, 20.05.2009 tarihinde Mustafa Demirel, Mahmut Ç, Selahattin, Güneyjimen, Ramazan Kuşpınar, Mustafa Acar, Yaşar Bal, Mustafa Derbentli, Mustafa Ünal ve Halil Bıçakçı tarafından kurulmuştur.

Derneğinizin kuruluş amacı ve faaliyet alanları nelerdir?

Derneğimiz, başta Derbent İlçesi ve Derbentliler olmak üzere, ihtiyaç sahibi insanlara gerektiğinde, imkânlar ölçüsünde mikro kredi vererek istihdama yardımcı olmak, ayni ve nakdi yardımlarla sosyal destek sağlamak, okul, yurt ve meslek edindirme kursları gibi faaliyetlerle eğitime ve kültüre katkıda bulunmak, kültürümüze uygun, sosyal ve kalkınma içerikli proje hazırlamak ve uygulamak, gerektiğinde bu projeler için Avrupa Birliği, Dünya Bankası, KOSGEB gibi ulusal ve uluslararası kuruluşlardan hibe ve krediler almak ve bunları uygulamak amacı ile kurulmuştur.

Derneğin mevcut yönetim kuruluna dair bilgiler verir misiniz?

Dernek başkanlığı görevini bendeniz Mustafa Acar yürütmekteyim. Yönetim kurulu üyelerimiz ise Mustafa Derbentli, Ekrem Güden, Ali Eker ve Himmet Ünal’dan oluşmaktadır.

Yörenizde geleneksel hale getirdiğiniz organizasyonlarınız var mı, varsa bunlar hakkında bilgi verir misiniz?

Pandemi öncesi geleneksel hale getirmek üzere yaptığımız bazı faaliyetlerimiz var. Okullarda diş taraması, öğrencilerimizle yaptığımız kermes ve hemşehri buluşmaları bunlardan sayılabilir.

Başlıca faaliyetlerinizi örneklerle anlatır mısınız?

Bizim Dernek olarak öncelik verdiğimiz faaliyetimiz öğrencilerimizdir. İhtiyaç sahibi öğrencilerin giydirilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması, üniversite kazanmış ihtiyaç sahibi öğrencilerimize burs verilmesi, okullarda sağlık taraması, kültür yarışması düzenlenmesi, kermes yapılması, çocuklarımızın sosyal alanlarda gelişmesinin sağlanması, yine öğrencilerimizin kültür gezisine götürülmesi gibi faaliyetlerimiz vardır.

Tanıtım amaçlı yayınlar yapıyor musunuz?

En son, Editörlüğünü Prof. Dr. Ahmet Çaycı Hocamızın yaptığı ve Üniversite Hocalarımızdan ve yazarlarımızdan oluşan 22 kişilik bir ekibin 2 yıla yakın bir süre yaptığı araştırmalar sonucunda ortaya çıkan “Aladağ’ın İncisi Derbent” kitabını yayınlamak nasip oldu. Derbent hakkında ansiklopedik bir kültür kaynağı olan eseri hazırlayan başta Prof. Dr. Ahmet Çaycı hocamız olmak üzere tüm emeği geçen öğretim üyesi ve yazarlarımıza teşekkür ederiz.

Derneğe kayıtlı ne kadar hemşehriniz var ve derneğe ilgileri ne düzeydedir?

Derneğimize üye 90’a yakın hemşerimiz bulunmaktadır. Derneğimizin faaliyetlerine hemşerilerimizin ilgisi üst düzeydedir. Ancak açık söylemek gerekirse, destek konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. Koronavirüs salgınından bu yana faaliyetlerimizi oldukça kısıtlamıştık, önümüzdeki günlerde yine eski günlerdeki düzenli programlarımıza başlamayı planlıyoruz.

Sivil toplum faaliyetlerinin sizce en büyük sıkıntısı nedir?

Sivil toplum faaliyetlerinin en büyük avantajı ve dezavantajı gönüllülük esasına göre yürütülmesidir. Avantajı bu faaliyetleri yürütenlerin herhangi bir maddi menfaat beklemeden hizmet odaklı ve ecrini Allah’tan bekleyerek faaliyetlerini yürütmesidir. Dezavantajı ise bu faaliyetleri yürütenlerin yeterli vakit ayıramamasından kaynaklanmaktadır. Bu faaliyetlerin profesyonel kadrolar eliyle yürütülmesi hizmet kalitesini artıracaktır. Ancak bu da ciddi bir kaynak gereksinimi doğurmaktadır. Bugün Konya’mızda ve ilçelerinde faaliyet gösteren derneklerimizin pek çoğu bu faaliyetleri profesyonel bir şekilde yürütecek gelire sahip değildir. Öncelikle derneklerin sabit gelir getiren kaynaklara ihtiyacı bulunmaktadır. Bunlar öncelikli sorunlardır.

Eğitim, sosyal ve kültürel anlamda ne tür faaliyetleriniz var?

Eğitim alanında Derbent İlçemizde okuyan tüm öğrencilerimizin ihtiyaçları ile ilgilenmeye çalışıyoruz. Bunun için İlçe Milli Eğitim Müdürü, Kaymakam ve okul müdürlerimizle temas halindeyiz. Onlar bize ihtiyaçları bildiriyorlar, biz de bu ihtiyaçları karşılamaya çalışıyoruz. Ayrıca biraz önce de değindiğim gibi üniversite kazanan öğrencilerimize eğitim bursu veriyoruz.

Sosyal alanda ise buluşmalar, yarışmalar ve kermes faaliyetlerimiz, sağlık taramalarımız oldu. Bunları ileride artırarak devam ettirmeyi düşünüyoruz.

Kültür alanında ise öğrencilerimizi geziye götürme ve bilgi yarışması düzenleme gibi etkinliklerimiz oldu. Daha önce Çanakkale gezisine götürdük ama devamını sağlayamadık. Ayrıca yine “Aladağ’ın İncisi Derbent” kitabının yayınlanmasına vesile olduk. Bu alanda da kültür yayınları sayısını artırmayı hedefliyoruz.

Yardımlaşma sözcüğünün sivil toplum faaliyetlerinde karşılığı nedir?

Toplumumuzun örfünde imece ve ahilik vardır. Bizim derneklerimiz de bir tür imece usulü yardımlaşmadır. İhtiyaç sahiplerine ulaşma imkânı bulamayan hemşerilerimizden alarak, ihtiyaç sahibi hemşerilerimize ulaştırma ve aracılık sivil toplum faaliyetlerinin temelinde vardır. Bunu sadece maddi yardım olarak görmemek lazım. Yine yardımseverlerin yardımları ile sosyal, kültürel faaliyetleri de İlçemize kazandırmamız da bu kapsamda değerlendirilmelidir.

Şehri ve beldenizi yönetenlerden ne tür beklentileriniz var?

Şehri yönetenlerin yardımlaşmaya ve derneklere bakış açısı çok önemlidir. Bakış açısına, isim vermeden iki farklı kaymakamımızın davranışı ile örnek vermek isterim. Yeni gelen bir kaymakamımızı ziyaret ettik, kendimizi tanıttık; bize söylediği ilk cümle “benim size verecek param yok” oldu. Bir başka kaymakamımız geldiğinde yine ziyarete gittik, o kaymakamımızın ise bize ilk cümlesi “size nasıl yardımcı olabilirim” oldu. Çok çarpıcı iki örnek. Derneklerin yaptıkları hayır faaliyetlerinde idarecilerin ellerinden gelen desteği vermesi onların başlıca görevleri arasındadır. Bugüne kadar bizim Kaymakam ve Belediye Başkanlarımız bize ellerinden gelen desteği verdiler. Hepsine müteşekkiriz.

Yörenizin turistik ve kültürel değerler açısından tanıtılması için neler yapılabilir?

Derbent yöremiz tarihi ve turistik açıdan Konya’nın istisnai görülesi yerlerinden biridir. Konya’dan 55 km uzaklaşıp 600 m da yüksek rakıma çıktığınız da ormanlık alanları ve yüksek oksijeni ile sizi çarpar. Eşsiz doğası insanları hayran bırakır. Önceki dönem Belediye Başkanımız Hamdi Acar’ın hazırlattığı ve yapılması planlanan kayak merkezi sadece bir kayak merkezi projesi olmayıp beraberinde yamaç paraşütü, trekking gibi pek çok alanda spor yapılabilme imkânı verecektir. Sağlık turizmi ve dağ turizmi açısından eşsiz bir yerdir. Bunların ön plana çıkartılması ve tanıtılması gerekmektedir. Yine doğal mağara ve inleri görülmesi gerekir. Miryokefalon Zaferi’nin kazanıldığı savaş alanı da Konya- Beyşehir Yolundaki Bağırsak Boğazı Bölgesinde olup, Derbent sınırları içerisindedir. Buna ilişkin son dönemlerde tanıtım ve anma programları da yapılmaya başlanmıştır.  Özellikle ve öncelikle spor tesisleri ve bu projenin bir parçası olan sosyal tesisler ve otellerin bir an önce yatırımına başlanması ile Derbent sadece ulusal değil uluslararası bir cazibe merkezi haline gelecektir. Bu konuda tüm idarecilerimiz, vekillerimiz ve derneklerimizin el birliği ile çalışması gerekmektedir.  Bize Derbent’imizi ve Derneğimizi anlatma ve tanıtma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.

YARIN: KONYA YÖRÜK VE TÜRKMENLER DERNEĞİ

MUSTAFA GÜDEN 

Editör: TE Bilişim