Kayahan’ın bestelediği ve ses sanatçısı Nilüfer’in sesinden dinlediğimiz “kar taneleri” adlı şarkıda “Özledim hem de çok özledim” nakaratı var.

Kar sevilirdi eskiden.

Yağması özlemle beklenirdi.

Kar beyazlığı, saflığı ve temizliği andırdığı ve çağrıştırdığı için hep özlenmiştir.

Kar berekettir aynı zamanda.

Cenap Şahabettin, Elhân-ı Şitâ yâni “Kar Ezgileri” adlı şiirinde; “Göklerden emeller gibi yağıyor kar/ Har tarafta hayalim gibi koşuyor kar” derken bir başka satırında da şu güzel ifadelere yer veriyor: “Karlar sükût ilahilerinin ezgileridir/ Karlar melekler âleminin bahçelerinin çiçekleridir.”

O birbirine benzemeyen kar tanelerinin meleklerin kanatlarında ağır ağır yeryüzüne inişini pencereden seyredip de bu beyti hatırlamamak ne mümkün!

***

Kim ne derse desin, bizim kuşak şiddetli kışlara, adam boyu yağan karlara, insanı korkutan buz sarkıtlarına, göz gözü görmeyen tipilere yetişmiştir. Biz o şiddetli kış şartlarında dahi mekteplerin yolunu gözlerdik. Yanılmıyorsam sene 1977’di. Kış çok şiddetli geçmişti. Evimiz o zaman İhsaniye’deydi. 15 Cem Apartmanı’nda ikâmet ediyorduk. Dışarıda göz gözü görmeyen bir kar fırtınası vardı. Bakkala dahi ekmek almaya gidememiştik. 100 adımlık Yatağanlar Ekmek Fırını’na ekmek almaya gidenlerin akıbetleri ise meçhuldü. Ertesi gün öğrendik ki fırının kapısından içeriye kendilerini zor atmışlar. Donmaktan son anda kurtulmuşlar. O sene çoban ve bekçiler dahil bek çok kişinin donarak öldüklerini gazetelerden okumuştuk.

***

Medyanın yazdıklarına, televizyon ekranlarının gösterdiklerine bakacak olursanız; karın felâket getirdiğine inanırsınız!

Aksine, kar felâket değil, berekettir.

Kar yağmasa köylü ve çiftçinin tarlasına ektiği tohum nasıl filiz verip yeşerecek ve Haziran’da mahsul olup rızkının karşılığını alarak sevinerek mutlu olacak?!

Kar sevinç ve mutluluk demektir.

Ötelerden gelen habere bakar mısınız: “Rızkınız ve size vaad oluna gelen şeyler göklerdedir.” (Zâriyât/22)

Şimdi yağmur ve kar yağmasa, güneş açmasa biz kullar ne yapar, ne içer, ne yeriz?

Müfessirler, cennetin yedinci göğün üstünde, Arş’ın altında olduğunu naklediyor.

***

Çileli Anadolu insanının emniyet sigortası olan Muhsin Yazıcıoğlu, kendisine uzatılan mikrofona konuşurken “Günümüzde siyaset kavga sanatı olarak yürütülüyor, iftira sanatı olarak yürütülüyor. Ve dolayısıyla herkes birbirine kinle bakmaya çalışıyor” dedikten sonra en iyisi ben bir gül şiiri okuyayım diyor.

“Gül, gül ki gül yüzünde binlerce güller açsın

Gül bahçesi gül yüzünden sevgi topla demet demet

Sevgide güller açsın, güller sevgi dağıtsın

Sevgiyle bakıyor, gül gibi görüyorsan sen bahtiyarsın...”

***

Milli Gençlik dergisinde kendisiyle yapılan bir mülâkatta “Kar tanesi olmak isteseydiniz nereye düşmek isterdiniz?” sorusuna Muhsin Başkan, şu cevabı veriyor:  “Bir kar tanesi olsam Mekke'ye düşmek isterdim.”

Muhammed Celâleddîn Rûmî de

***

Dünyaya ve insanlara kar tanesi gibi saf, temiz ve sevgiyle bakmak varken neden birbirimize; siyasetçilerin yaptığı gibi kin, nefret ve garezle bakalım ki…

Birbirimize sevgiyle bakarsak mutlaka iyi şeyler görürüz. Güzellikleri arayan her zaman mutlaka bir güzellik bulur. İyi bakanın iyi gördüğü gibi. Cennetmekân Muhsin Başkan’ın şiirinde ifade ettiği gibi.

“Sevgiyle bakıyorsanız gül gibi görürsünüz. O zaman bahtiyar olursunuz. Niye kötülük arayalım ki bu dünyada.”

GÜNÜN ŞER SÖZÜ

ABD Devlet Başkanı Biden, Fox News muhabiri Peter Doocy'ye  “stupid son of a bitch” demiş. Bizde bir söz vardır: “Kötü söz sahibine aittir.”

GÜNÜN İYİ SÖZÜ

Oğuz Kağan Töresi: “Disiplin, adalet, ahlâk ve millete hizmet.”