Su, kısaca hayat demek.

Cenâb-ı Hakk, Kur’an’da “Biz her şeyi su’dan yarattık” buyuruyor.

Su, bu dünyanın ve diğer dünyaların olmazsa olmazı..

Onsuz bir hayat asla dşünülemez…

Yeryüzündeki her şey ona muhtaç. Ayrıca insanoğlu, gökyüzünde bazı gezegenlerde koloniler kurabilmek için mutlaka suya ihtiyacı var. Uzaya çıkan insanoğlu yaşadığı bu dünyanın bir benzerini bulabilmek için ilk aradığı şey su’dur.

Su, “Kara Elmas” olarak bilinen petrolden daha kıymetli bir element; H2O.

İki hidrojen, bir oksijen atomundan oluşan su, yakıcı ve yanıcı özellikleriyle “mutlu evlilik” diye tabir edilen bir melekülü oluştururlar. Su tıpkı bir DNA gibi içerisinde keşfedilmeyi bekleyen sırlar taşır. Keşfedilmiş birçok özelliğinin yanı sıra, henüz keşfedilmeyi bekleyen sırları vardır.

Bulabilene aşk olsun…

Günümüzde petrole alternatif sürdürülebilir enerji kaynakları pekâla bulunabilir. Ama suya asla..!

Dünya ile insan bedeninin yüzde 70’i sudan ibarettir. Su aynı zamanda güç, kuvvet ve enerji demek. Nerede bir su bulursanız hemen duş alın. Kendinizi göl ve denizin mavi sularına bırakın.

Dünya yüzme şampiyonunun bir bardak suda boğularak öldüğünü de bilin.

Korona günlerinde insanların akciğerlerini aniden dolduran su yüzünden hayatlarını kaybettiklerini de bir kenara not edin. Neden nefessiz kaldıklarını bir düşünün.

***

Bizim bataklığa benzer bir Hotamış Gölü’müz vardı.

Demirel’in iktidarı döneminde bu bataklıklı gölümüze, temiz olmayan bir el uzanarak onu kuruttu! Bir dönem “Kurtar bizi baba!” diye eline sarılmaya çalışan kitleleri, yalan dolanlarla kandıran politikacıların kurbanı olan insanımıza; günah çıkartmaya çalıştılarsa da iş işten çoktan geçmişti. Bataklıkta yaşayan canlı varlıkların ahı ayyuka kadar uzandı da bugün o kurutulan gölü kurtarmak için canhıraş feryatlar yine arşa kadar yükseliyor.

İşte o feryatlardan biri, Konya-Karaman İlleri Hotamış ve Havalisi Türkmenleri Dayanışma Derneği Başkanı Ahmet Kiraz ve yönetim kurulu üyelerinden geldi. II.Abdülhamid döneminde temeli atılan ve menbaı Beyşehir Gölü olan Konya Ovasını Sulama Projesi (KOP), tamamlanması için bir hareket ve eylem bekleyen GÖKSU’nun Mavi Tünel vasıtasıyla kurumuş, suya hasret çatlak toprakların tekrar can suyuna ihtiyacı var.

Satın Kiraz’ın suya hasret çatlamış dudaklarından süzülen şu feryada bir bakın:

“Susuz tarımın, ziraatın Konya’da yapılabilmesi mümkün değildir. Su olmazsa Konya Ovası’nda tarım bitmiş demektir. Susuz ziraat zarar ediyor, zarar ettiriyor. Artık Konya ve Orta Anadolu bölgesinde susuz tarımın olması mümkün değildir. Bunun aksini söylemek Konya Ovası’nın ve Orta Anadolu’da tarımın bitirilmesi anlamına gelir.”

***

Bu feryat, Konya’da su savaşlarının başladığının işaretidir.

Mavi Tünel’in bitirilmesi için söz veren siyasi iktidarlar, yerli figüranlarıyla birlikte bu feryada kulak kabartmaları gerekir. Çiftçinin buğday ve arpa ekebilmesi için artan mazot ve gübre fiyatlarından evvel suya ihtiyacı var. Geçen hafta Güneydoğu Anadolu bölgesini gezdim. Konya çiftçisi gibi geçimini çiftçilik, meyvecilik, hayvan yetiştiriciliğinden sağlayan doğulu insanımızın; buğday ve arpa ekmek yerine gelir getiren alternatif ürünlere yöneldiğini gördük ve müşahede ettik. Suyun güç, kuvvet ve enerji kaynağı, insanımız başta olmak üzere nebatat ve hayvanatın da olmazsa olmazı olduğunun idrak ve şuuruna vararak 2013 yılında yapım inşasına başlanılan ve 2017’de bitirilerek Konya Havzasındaki çiftçimizin hizmetine sunulması planlanan Mavi Tünel ve Hotamış Göleti’nin 2022 yılı itibariyle neden bitirilemediğini STK’lar ve Konya medyası elbette sorgulamalıdır.

Oya gelindiğinde kitlelere 2023 ve 2071 vizyonuyla seçmen karşısına çıkanlar, yatırımlarda bölge ayrıcalığı yapmak yerine vatanın her bir karış toprak, yer ve bölgesine de el uzatmalıdır. Yerel aktörleri ve Ankara’yı harekete geçirmek için STK’lar ve Yerel Medya, at gözlüklerini bir kenara koyarak meseleye; hepimize hayat veren/verecek olan su kaynakları ve Konya Ovası’nın baş meselesi olarak bakmalı, kamuoyu baskısını artırmalıdır.

Madem çiftçimiz kalkınması için çare Mavi Tünel’dir…

Madem Konya’mızın ve insanımızın güvenilir/temiz gıdaya ulaşması için çare KOP ve Hotamış Göleti’dir…

Angora’yı uyarmak da bizim vazifemiz.

Ey Ankara! Duy sesimizi!

Konya’da Su Savaşları başladı ve Ankara sınırına dayanmak üzere…

Konyalı çiftçi önce traktörüyle, sonra yayan bir yürürse onu durdurmak ne mümkün!

Hâni diyordunuz ya;

YOLLAR YÜRÜMEKLE AŞINMAZ!