Son günlerde aşı konusunda tartışmalar yaşanıyor.

Aşı güvenli mi, değil mi?

Şahsi yaklaşımımı açıklayayım ki; Devlet hiçbir zaman vatandaşının kötülüğünü düşünmez.

Vatandaşını düşünmeyen bir devlet olmaz…

Yine de aklınızda şüpheler varsa bu konuda uzmanların düşüncesine bakmak lazım.

Misal, Konya’da yaşayan bir vatandaş olarak Konya’daki kurum ve STK’ların açıklamalarına da güvenmem lazım.

Bizzat bu süreci yaşadığım için şunu rahatlıklar söyleyebilirim ki; İl Sağlık Müdürlüğü bu konuda fizibiletiyi yapıyor.

Öyle tahmin ediyorum.

Aşı yapılacak kategoriler, falan işte…

Organize anlamında.

Hakikaten İl Sağlık Müdürü Mehmet Koç ve ekibinin çok büyük emekleri var.

Gece gündüz çalışıyorlar. Vatandaş sağlığını düşünerek çok değerli adımlar atıyorlar.

Salgın döneminden bahsediyorum.

Birebir takip yapılıyor. Bizzat aranıp ihtiyaçları ve sağlık durumu soruluyor.

Daha çok şey yazılabilir tabi… Lakin önceki yazılarımda bahsettiğim için yeniden yazmayacağım.

İl Sağlık Müdürlüğü’nün aşı konusunda da fizibilitesi aynı hassasiyette olacaktır.

Bundan eminim…

Bir kez daha İl Sağlık Müdürü Mehmet Koç’a başarılı çalışmalarından dolayı teşekkür etmek istiyorum.

Bir de meslek örgütleri aşı konusunda ne düşünüyor?

Bunu da atlamayalım değil mi?

Dün sosyal medyada Konya Tabip Odası Başkanı Dr. Eyüp Çetin’in paylaştığı notların önemli olduğunu düşünüyorum.

Belki kendi cümleleri değil ama tespitlerin altına imza atacağı için böyle bir paylaşım yapmıştır elbette.

Yani Eyüp Çetin aşı konusunda ne düşünüyor? sorusu soranlara bir cevaptır.

Hadi paylaşayım…

AŞI ile ilgili Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, ÇOCUK ENFEKSİYON HASTALIKLARI UZMANI, sabah çok NET bilgiler verdi. Özetle:

1. Çin 'den gelen inaktif aşı dışında UZUN SÜRE başka  bir aşımız olmayacak.

Diğer firmaların aşıları gelse bile saklama alt yapımız yok. Öteki aşıları bekleyeyim de onları olurum diye bir seçenek yok.

2. Diğer aşılar gelse bile HICBIR aşının ne kadar koruyacağı belli değil.

3. Kısa bir sürede toplumun büyük kısmını aşılamak lazım. Pandemi olunca devletin aşıyı mecbur tutma yetkisi var, ama şu anda MECBUR DEĞIL.  Aşıya kararsız olanlar, AŞI KARŞITI DEĞIL , kararsızlık yaşıyorlar.

4. Aşı olan rahat olmamalı.  Çünkü koruyuculuk bilinmiyor.  Koruyuculuk %80-90 bile olsa, %10 yine bulaştırır.  Bu aşıdan beklenen BULAŞTIRICILIĞIN ÖNLENMESİ

5. SARS ve EBOLA salgınlarında AŞI YAPILAMADAN virüs iyi yönde mutasyona uğramıştı. COVID19 virüsünde "iyi" mutasyon gerçekleşmedi.

6. Aşılama %60 olursa 1-2 ay içinde sonuca ulaşılır.

7. Hamileler ve çocuklar aşılanmayacak.

Hamilelere ilk 3 ay yabancı Antijen vermek istemiyoruz ama hamile kişi yanlışlıkla aşılanmışsa sorun olmaz. Zaten inaktif aşı. 

Yetişkinlerin aşılanması çocukları koruyacak.

8. Ilac allerjisi ile aşının ilgisi yok. "Allerji" denince insanlar yanlış anlıyor.  Bizim bahsettiğimiz alerji , kızarıklık değil. Hekimler, alerjiden bahsedince şoka sokacak olayı kastediyor.

9. Kalp hastalığı, organ nakli, kronik böbrek hastalığı, tip 2 diyabeti, kronik hastalığı, kanıtlanmış immun sistem eksikliği, 65 yaş üstünde olanlar zaten MUTLAKA AŞILANMALI

10. Çin 'de devlet memurlarına aşı zorunlu yapıldı ve Çin 'de 1 milyon üzerinde kişi açıklandı.  Sonuçları veremiyorlar çünkü vaka sayısı yok denecek kadar az. Faz 3 çalışması, bu nedenle vaka sayısının fazla olduğu Brezilya, Endonezya ve Türkiye 'de yapılacak.

11. Gebeler ve çocuklar hariç, emzirenler, Covid19 hastalığı geçirenler dahil aşılanmalı

12. İdarecilerin, halkın güvendiği kişilerin aşı olması lazım, hatta basın önünde aşı olması lazım. 

Son söz:  Biz COCUK DOKTORLARI kadar aşı sayesinde canların  kurtulduğunu gören bir meslek grubu yoktur.

Bunun tersi de geçerli, biz COCUK DOKTORLARI kadar aşı olmadığı için kucağında bebeklerin kaybedildiğini gören, bebeğini kaybeden annelerin feryatları arasında çalışan bir meslek grubu yoktur.

Bu virüsten aşı dışında bir kurtuluşumuz yoktur.

Hepsi de önemli tespitler…

***

Abdülcelil Hoca yorulmadan çalışıyor

Hazır bu konuya girmişken…

Bizzat yaşadığım korona sürecinde yetkililerin üzerine düşenin en iyisini yaptığını ifade etmiştim.

Elbette ki bütün sağlık çalışanlarının emekleri, gayretleri görmezden gelinemez ama bir kişiye özel cümleler kurmam lazım.

Benim süreci hemen başından sonuna kadar takip eden bir isim…

Beyhekim Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Abdülcelil Kalem Hoca…

Maşallah Abdülcelil Hoca’nın enerjisine…

Biliyorsunuz, Beyhekim Hastanesi de pandemi hastanesi. Ve o yoğun olduğu günlerde de gece gündüz demeden, mesai mevhumu gözetmeden canla başla çalıştı.

Tekrar söyleyeyim…

Bütün sağlıkçıların haklarını teslim etmek lazım…

Ama Abdülcelil Hoca’nın özel gayretleri, herkesle ilgilenmeye çalışması, gerektiğinde telefon ile sonucu takip etmesi…

Aynı takibibütün hastalara yapıyor.

Yetişebildiği kadarıyla…

Dua ediyorum ki; bu salgın en kısa sürede sona erer ve Abdülcelil Hoca ile bir söyleşi imkanımız olur.

Süreçte neler yaşadıklarına dair…

Rabbim yardımcıları olsun…