Türk siyasetinin sembol ismi Hayri. Her yerde karşınıza çıkar. Köyde kente, tarlada bayırda. Bazen eğitimli olarak çıkar karşımıza, bazen eğitimini bitiremeyende.

Bir konuşmaya başladı mı, susmak nedir bilmez. Her şeyden anlar. Hiçbir şeyden habersiz değildir. Konuştukça coşar, coştukça coşar. Liderine bağlıdır. Ona toz kondurmaz.

O her şeyi bilir. Ama okumayı sevmez. İlk emri “Oku” olan kitabından bazı ayetleri ezbere bilir ama ne manayı geldiğini bile bilmez, sorgulamaz. Gerek de yoktur (!)

Ama lideri bir şey dedi mi hiç sorgulamaz, irdelemez. “Ne büyük adam” der. “Bu olmasa yok oluruz, biteriz” diye düşünür. “Herkes hata yapar, bizimkisi hata yapmaz” der. O Ne söylese “Hamburabi kanunu”dur.

Bazen canının sıkıldığı an olur. Kızar ama “ bu giderse kim gelecek, falancalara mı oy vereceğiz” der. Hemen birkaç güzel slogan bulur, kendini teskin eder.

Merhum Abdürrahim Karakoç abi “Hikaye-i Farzımuhal” adlı şiirinden, etrafımızda, çevremizde, mahallelimizde, işyerimizde velhasıl toplumun her kesiminde bulunan sembol isim Hayri’yi şu şekilde  tarif eder.

“Lideri dese ki; 'evladım Hayri
Dört ayaküstünde yürü sen gayri'

Hiç itiraz etmez, bu emre uyar
Lider ne söylese 'hikmet var' sayar

Takla atar, lider 'takla at' dese
Yatar her çamura 'hadi yat' dese

Lideri düşünür, Hayri düşünmez
Hayri liderlerinden ayrı düşünmez

Lideri karaya demiş ise ak
'Onun bir bildiği vardır muhakkak'

Aklı yok, beyni yok mazurdur Hayri
Kula kulluk için hazırdır Hayri

'Keramet' hükmünü verir zırvaya
Emin adımlarla yürür zirveye

Lidere sarılan sarmaşık Hayri
Biraz bencil, biraz karmaşık Hayri

Tek gayesi makam, artı menfaat
Lider basamaktır, parti menfaat

Emeline vasıl olursa Hayri
Umut ettiğini bulursa Hayri

Kendine münasip köleler seçer
Açar tekkesini irşada geçer

İki ayak üzere yürür artık O
Sırrı bilir, gaybı görür artık O

Dalkavukluk böyle verir semere
Bundan sonra eşek biner semere.”

Ömerleri arıyor musunuz?

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Erdoğan  AK Parti'nin 18. kuruluş yıl dönümü töreninde( 2019 yılı Ağustos)  "Büyük kongre sürecimiz önemli bir fırsattır. Belde, ilçe, il kongrelerimizi başlatıyoruz." "Mevcut kadrolarımızla beraber herkesi kongre sürecimize aktif olarak katılmaya davet ediyorum. Kanaat önderleri kimlerse kadromuzu onlarla güçlendireceğiz. Bize Ömerler lazım. Bu Ömerleri bulduğumuzda, şu anki konumumuzdan daha ileriki bir konuma geleceğiz, hiç endişeniz olmasın." ifadelerini kullanmıştı.

Heyecanlanmıştık. Çünkü 2018 Haziran seçimlerinde Cumhur ittifakının adayı Sayın Recep Tayyip Erdoğan yeniden halk tarafından seçilmişti. Devletin “beka” problemi vardı. Onun için ağız birliği edilmişti, cumhur ittifakının bileşenleri “bekadan” bahsediyordu. Milliyetçiler, ülkücüler ve vatanseverler için damardan girilmişti. Bizde Ogün ki şartlarda Cumhurun bir parçası olarak, meydanlarda oy istedik, oy verdik.

Rahmetli Türkeş, şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu zaman zaman konuşmalarında “başkanlık” sitemi ile ilgili atıflar yapıyor, Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmesini istiyorlardı. Bizde bu yeni sistemden umutluyduk.

Beklentimiz klasik tabir ile “devletin bekası, milletin refahı ile birlikte güçlü bir Türkiye’nin inşası idi.

Halk tarafından seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan artık 84 milyonun cumhurbaşkanıydı. Partili cumhurbaşkanı olsa da 2023 vizyonunu gerçekleştirmek için, işinin ehli, dirayetli ve donanımlı, nitelikli bireylere ihtiyaç vardı. Her kesimden kişiler yönetimin bir ucunda olacaktı. Kuran  “Emaneti ehline verin” diyordu. Fahri Kâinat efendimiz Kabenin anahtarını daha o zaman Müslüman bile olmayan Osman bin Talha’ya teslim etmemiş miydi?   

Aradan 4 yıldan fazla zaman geçti. Geçen süreç içerisinde, geline noktada,  Ömerlerin yönetimde ne kadar olduğu ortada. Göreve gelmek, bir yerlere atanmak için illaki referans, mensubiyet ilkesi ön planda. Örnekleri gördük, duyduk. Ömer olmak yetmedi.

Hz. Ömer adalette, yönetimde Müslümanlar için, hazreti peygamberden sonra bir sembol, bir örnek şahsiyetti.

Ne buyuruyordu adil, mert, cesur bir o kadar da peygamber aşığı Hz. Ömer "Yanlış yaptığımızda bizi uyarmazsanız sizde, uyardığınız halde sizi dinlemezsek bizde hayır yoktur." 

Şimdi bütün siyasi parti yöneticilerine, genel başkanlarına, kurumlarda yönetimde bulunan etkili yetkili kişilere sesleniyorum. “Ömerler” arıyor musunuz?

Baki selamlar.