Hz. Peygamber’in, sağlık ve zamana dair şu sözü düşündürücüdür: “İki nimet vardır ki insanların çoğu (onları değerlendirme hususunda) aldanmıştır: “Sağlık ve boş zaman.”

Dünyada aldandığımız, kıymetini idrak etmekte zorlandığımız nimetlerin başında gelen sağlık ve boş zaman üzerine çok düşünmeliyiz. Aslında koronavirüs denen illet, sağlıkla ilgili bize, hem beşerî hem de ilâhî bir uyarı idi. Ben, bu konuda insanların, ekseriyetinin bu küresel virüs ile daha öncesinde insanlara yedirilen GDO’lu yiyecekler ve gıdalardaki katkı maddelerini değerlendirme konusunda aldandıklarını, aldatıldıklarını düşünenlerdenim. 

Allah Resulü, kendisine tabi olanlara bakın nasıl yol gösteriyor: “Beş şey gelmeden önce beş şeyin değerini çok iyi bilmelisin; ihtiyarlığından önce gençliğinin, hastalığından önce sağlığının, yokluğundan önce varlığının, meşguliyetinden önce boş vaktinin ve ölümünden önce hayatının.”

21.yüzyılın ilk çeyreğine az bir zaman kala Yüce Mevlâ, bize, beş şeyin ne kadar kıymetli bir nimet olduğunu gösterdiği gibi, ömrümüz elverirse bundan sonraki hayatımızda da bütün bu nimetlerle imtihan edileceğimiz de aşikâr. Bize, dünya hayatının geçici olduğu korona virüs salgını ile hatırlatıldı. Hatırlayıp dirilenlere, bundan ders ve ibret alanlara ne mutlu!

Yeryüzünde gördüğünüz her şey her salise, her saniye, her dakika ve her gün değişiyor. Dünyada bir değişim söz konusu ve bu, mütemadiyen tekrarlanıyor. Gündüz geceyi bürüdüğü gibi gece de gündüzü alabildiğince üstünü örtüyor. Bu kozmik olayda düşünenler için büyük bir nimet var. Geceyi bize döşek kılan Rabbimiz, gündüzü de çalışma sahası yapıyor. Hayvanlar ve kuşlar, gündüzün ağarmaya başlamasıyla birlikte nasıl yuvalarından kalkarak ve uçup rızk peşinde aramaya koyuluyorlarsa, insanoğlu da boş durmayarak ve çalışarak günlük rızkını kazanmakla mükellef. Ağlamayan çocuğa meme verilmediği gibi çalışmayan, yan yatanlara da kimse para vermiyor.

***

Kur’an’da “bir işi bitirince diğerine koyul” (İnşirâh, 94/7) emriyle Hakk Teâla, insanın sürekli bir eylem hâlinde olması gerektiğini bildiriyor. “Boş işlerden yüz çeviren” (Mü’minûn, 23/3) müminler olarak faydalı işlere zaman ayırmamız, saatlerce ekran başında boş, faydasız, dedikodudan ibaret şeylere bakarak vakit harcamamız, beyhude uğraşlarla kendimizi meşgul etmememiz gerektiği bize hatırlatılıyor. Din ve Allah’ın emirleri 7/24 saat hepimiz için geçerli. Nasıl ki Allah insanoğluna, bir seneyi 12 ay olarak tesbit etmiş ve belirlemişse; birtakım ibadetlerin edasını vakitlere, insanın zaman ile ilişkisini bir cetvele bağlamıştır. Bu suretle günlerimiz, haftalarımız, aylarımız bir taksime tabi tutulmuş oluyor.

***

Korona günlerinde ezberlediğim en güzel dualar arasında şu duayı o kadar önemsiyorum ki; “Gece ve gündüzün getirdiklerinin şerrinden, rüzgârın ve zamanın getirdiği kötülüklerden Allah’a sığınırım.” Her türlü kötülükten âlemlerin rabbi olan Allah’a sığınılması gerektiğini bize öğreten bu hadiste, bu kötülüklerin arasında geçen “zamanın getirdikleri” ifadesi, bana pek manidar geldi. Korona virüsten ayrı olarak “zamanın getirdiği” ile ilgili ne kötü şeyler göreceğimizin habercisi olarak son teknolojik gelişmelere, hayatımızı çepeçevre kuşatan elektronik cihazlara, yapay zekâya sahip robotlara, uçaklardan hariç, gökyüzünde uçuş alıştırmaları yapan lityum pillerle çalışan gök taksi ve gök motosikletler ile daha bize gösterilmeyen nice gizli silahlara varıncaya kadar o kadar çok şey icat ediliyor ki…

“Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi”

Kânûnî Sultan Süleyman’ın şu beyiti pek hoşuma gider: “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi/ Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi.” Türk mûsıkîsinin ses sanatkârı Barış Manço’nun güzel bir şarkısı var: “Usta terzi dar kumaştan bol gömlek diker/ Doğru tartan esnaf rahat, huzurlu gezer/ Eğrinin ve doğrunun hesabı mahşerde/ Dünyada biraz huzur her şeye bedel/ Sağlığın nasıl gülüm sen ondan haber ver/ İlaç neye yarar vâde gelmişse eğer/ Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi/ Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi.”

Rahmetli Barış’ın bu şarkısı, her nedense pek çalınmıyor. Her neyse…

Kıymetli okurlar! NEÜ Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Üroloji Bölümünde, 26 Eylül 2022 Pazartesi günü böbrek taşı operasyonu geçirdim. Sahasında uzman Doç. Dr. Mehmet Balasar, açık ve kapalı ameliyat yapmadan sistoskopi yöntemiyle sağ böbrekte bana büyük ıstırap veren taşlardan bendenizi kurtardı. 27 Eylül 2022 Salı günü de taburcu oldum. Şimdilik takılı stent ve ilaçlarla hastalığın yan etkilerinden kurtulmaya çalışıyorum. Dualarınız, bu hastalığı atlatmada ve tekrar eski sağlığıma kavuşmada bana yardımcı olacaktır.

Sevgili dostlar! Dualarınıza muhtacım! Rabbim! Bizleri, sağlıktan, sıhhatten, afiyetten, şifadan ve birde dualardan/dualarımızdan ayırmasın.