Danimarka Enerji Ajansı Küresel İşbirliği Merkezi Direktörü Ole Emmik Sorensen, Türkiye ile Danimarka'nın Stratejik Sektör İşbirliği Programı kapsamında bölgesel ısıtma ve elektrik sektörünün modellemesine odaklanacağını belirterek, "Şu an yenilenebilir enerji potansiyelinden en iyi şekilde faydalanmak için elektrik sektörünün modellemesi ve planlanmasına yönelik çalışmalara da başlıyoruz." dedi.

BEST For Energy projesi kapsamında Türkiye'deki temiz enerji özel sektör temsilcilerinin Danimarka'ya düzenlediği çalışma ziyaretinde AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Sorensen, Danimarka'daki enerji dönüşümünün 70'lerde yaşanan enerji krizi sürecinde başladığını söyledi.

Sorensen, söz konusu dönemde Danimarka'nın ithal fosil kaynaklara bağlılık oranının yüzde 99 olduğunu ve enerji fiyatlarının da arttığını, ülkenin yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği gibi milli kaynaklara daha fazla odaklanmaya karar verdiğini ifade etti.

Dünyada ve Avrupa'daki mevcut enerji krizinin de bu dönüşümü hızlandıracağına işaret eden Sorensen, yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminin fosil kaynaklara kıyasla çok daha uygun hale geldiğini anlattı.

"Hedefimiz küresel emisyonları düşürmek"

Sorensen, Stratejik Sektör İşbirliği Programı kapsamında Türkiye ile çoğunlukla bölgesel ısıtmaya odaklanarak 6 yıl önce çalışmaya başladıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Bölgesel ısıtma Danimarka'nın da enerji verimliliği planının bir parçası. Danimarka'da nüfusun yoğun olduğu hemen hemen bütün bölgeleri kapsayan kesimin yüzde 66'sı bu sistemle ısınıyor. Bunun büyük bir kısmı güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklardan, bir kısmı atık yakma tesislerinden ve bir kısmı da sanayiden gelen atık ısıdan üretiliyor. Türkiye, orta vadede mevcut ısıtma sistemlerinin yüzde 25'ini bölgesel ısıtmadan sağlayabilir. Burada birlikte çalışmamızın nedeni, Danimarka'nın iklim çözümlerinde elde ettiği deneyimlerden yola çıkarak Türkiye'de gerekli mevzuat altyapısının hazırlanmasında teknik destek sağlamak. Danimarka'da edinilen tecrübeyi kullanarak Türkiye'de iyi işleyen bir ısı piyasasının oluşmasına katkı sağlamak istiyoruz."

Sorensen, Danimarka'nın dönüşüm sürecinde önemli tecrübeler edindiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Danimarka Enerji Ajansı, son 50 yılda sahip olduğu tüm bu teknik ve kurumsal tecrübeyi iş birliği yaptığı ülkelerle paylaşıyor. Danimarka hemen yarın karbon nötr olup tüm emisyon salımını kesse bile, küresel emisyonları sadece yüzde 0,1 oranında azaltmış olacağız. Bu pratikte bir anlam taşımıyor. Ancak birlikte çalıştığımız 24 ülkenin toplam emisyonu küresel emisyonların yüzde 70'ini oluşturuyor. Dolayısıyla, 5 veya 10 yıl süresince onların da dönüşümünü hızlandırabilirsek, küresel sera gazı emisyon azaltımında önemli kazanımlar sağlarız."

"Türkiye, karasal rüzgar ve güneş enerjisinde çok fazla potansiyele sahip"

Hükümetler arası iş birliğinde iki yıl boyunca deniz üstü rüzgar konusuna da odaklandıklarını dile getiren Sorensen, bu konudaki iş birliğinin sonuna gelindiğini söyledi.

Sorensen, bunun sebebinin Türkiye'nin karasal rüzgar ve güneş enerjisinde çok fazla potansiyele sahip olması olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Sistemin, doğru bir şekilde dengelenmesi gerekiyor. Şu an yenilenebilir enerji potansiyelinden en iyi şekilde faydalanmak için elektrik sektörünün modellemesi ve planlanmasına yönelik çalışmalara da başlıyoruz. Türkiye, halihazırda bir elektrik sektörü modellemesine ve uzmanlarına sahip ancak bizim Danimarka'da sahip olduğumuz ve büyük miktarlarda yenilenebilir enerjinin sisteme verilmesini sağlayan deneyimlerden faydalanabilirler. Örneğin, Danimarka'da biz bütün enerji talebimizi hatta ihtiyaç duyduğumuzdan fazlasını rüzgar enerjisiyle sağlayabiliyoruz. Rüzgarlı günlerde Danimarka'da tüketilen elektriğin tamamı sadece rüzgardan karşılanıyor. Dolayısıyla, modelleme çalışmasıyla yenilenebilir kaynakların en düşük maliyetle kullanılması için en iyi planlamayı yapmaya çalışıyoruz. Danimarka Enerji, İklim ve Kamu Hizmetleri Bakanlığı adına Danimarka Enerji Ajansı ve Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile yürütülen Stratejik Sektör İşbirliği Programı kapsamında önümüzdeki dönemde bölgesel ısıtma ve soğutma sistemlerine yönelik ön fizibilite çalışmaları, ısı talebinin coğrafi bilgi sistemleri kullanılarak haritalandırılması, yerel yönetimlere yönelik teknik kılavuzların hazırlanması ve elektrik sektörünün modellenmesine yönelik iş birliğimiz devam ediyor olacak."

Editör: TE Bilişim