Dünya hayatı muvakkattır, günleri mahduttur, emniyete şâyân değildir. Servet ve sâmânı ise emanettir. Geçicidir, gidicidir, aldatıcıdır. Gönül bağlamaya değmez. Lâkin bir ahiret tarlası olduğu için, rızâ-i Bârî'ye vesile olduğu için çok muhteremdir, çok mükerremdir. Dünya sayesinde ahiret kazanılır. Bu gaye için kullanıldığı zaman insana bir gemi olur, suyun üstünde yüzdürür. Gayesi haricinde kullanılırsa cehennemin dibine indirir. Çalışma; kendisini ve ailesini kimseye muhtaç etmemek, müminlere faydalı olmak, ahiret saâdet ve selâmetini kazanmak içindir. Dünya geçimi, ahireti kazanmaya bir yol ve yardımcıdır. Niyet ahiret gayesi olmalıdır, ahiret işlerini rahatlıkla ve kolaylıkla yapmak için olmalıdır. Saadet-i ebediyyeyi kazanmak maksadıyla gayretlerini Cenâb-ı Hakk'ın rızâsına uygun olarak sarfedenler her iki dünyalarını da kurtarmış olurlar.

Âyet-i kerime'de:

"Şüphesiz insan için kendi çalışmasından başkası yoktur ve çalışması ileride görülecektir." buyuruluyor. (Necm: 39-40)

Her müslümanın kendisine, âilesine ve borçlarını ödemeye yetecek kadar helâlinden kazanması farzdır. Çünkü bir müslüman, görevlerini kazanç sayesinde yerine getirebilir. Niyeti iyi olursa aynı zamanda sevap da kazanır.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'lerinde buyurur ki:

"Uykunuzu bir dinlenme yaptık, geceyi bir bürgü yaptık, gündüzü ise geçiminize elverişli kıldık." (Nebe: 9-10-11)

Uyku ve gece; gündüz çalışmak için dinlenme zamanı olduğu gibi, uyanıp gündüz çalışmak da geçim temin etmeye vasıtadır. Allah-u Teâlâ tarafından insana tahsis edilmiştir.

"Yeryüzünde sizin için geçimlikler yarattık." (Hicr: 20)

Yemek, içmek ve ticaret yapmak gibi hususlarda yeryüzünde bir çok nimetler ve maişetler halketmiştir.

"Size yeryüzünü boyun eğdiren O'dur. Öyleyse yeryüzünde dolaşın. O'nun verdiği rızıktan da yiyin.

Nihayet dönüş O'nadır." (Mülk: 15)

İnsanın ondan yararlanmasını elverişli kılmış, onun her bölgesine her tarafına çeşitli kazanç yolları aramak ve ticaret yapmak üzere gidip gelmelerini tavsiye buyurmuş, rızkını elde etmek için gerek duyacağı her şeyi yeryüzünde var etmiştir.

"Yeryüzüne dağılın ve Allah'ın fazlından nasibinizi arayın." (Cum'a: 10)

Çünkü rızık O'nun elindedir. Çalışanın çalışmasını zâyi etmez, isteyenin ümidini boşa çıkarmaz.

Âyet-i kerime'den anlaşılıyor ki; dünyadan el-etek çekmek esas değildir. Müslümanların meşru surette dünyadan faydalanmaları gerekir.

"Dünyadan da nasibini unutma!" (Kasas: 77)

Başta Peygamber Aleyhimüsselâm Efendilerimiz olmak üzere büyükler çalışmayı ihmal etmemişlerdir.

Cenâb-ı Fahri Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde buyururlar ki:

"Çalışarak kazanç sağlama yollarını aramak her müslüman üzerine bir farzdır."

"Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış." (İbn-i Asakir)

Çalışırken ve kazanırken kişinin niyeti, ahiret işlerini rahatlıkla ve kolaylıkla yapmak olmalıdır.

Hadis-i şerif'te:

"Allah-u Teâlâ dünyayı ahiret niyetine göre verir." buyurulmaktadır.