Türkiye büyük bir ülke…

Cumhuriyet tarihini inceledim biraz.

Dünyada çeşitli dönemlerde salgınlar yaşanmış. 1940’lı, 50’li, 60’lı yıllara baktığımız zaman dünya, yaşanan salgınlar karşısında hızlıca aşı çalışmalarına başlamış.

Salgınlardan çok kısa süre sonrasında da aşılar geliştirerek salgının önüne geçmeye çalışmış.

O günün teknolojisiyle tabi…

Kıyas yapmak doğru mu? bilemiyorum ama aynı yıllarda Türkiye’nin salgın dönemlerindeki izlediği yolu da okumaya çalıştım.

Mutlaka bir takım çalışmalar yapmış ama bir türlü başarılı olamamış.

Misal, bazı salgınlara karşı Türkiye, kendi aşısını 5-10 yıl sonra geliştirebilmiş.

O yüzden, ‘Türkiye büyük bir ülke’ gibi bir cümle ile başladım ki; bugün Covit-19 karşısında Türkiye kendi aşısını dünya ile birlikte geliştirmeyi başardı.

Belki de önümüzdeki aylarda kendi aşımızı kullanmaya başlayacağız.

Bugünlerde aşı konusu çok gündemde. O yüzden böyle cümleler kurdum.

Bakanlığın belirlediği aşı önceliğinin yanında, ‘bizler de riskli gruptayız’ diyen kesimler de var.

Gazeteciler olarak bizler de diyoruz; Riskli gruplara biz de dahil edilmeliyiz. Aşı önceliğimiz olmalı.

Bakanlık bu konuda çalışma yapıyor.

Eyvallah…

Ama geldiğimiz nokta, bu ülkenin geleceği konusunda umut verici bir gelişme.

Bütün bunları yazarken hamdolsun diyoruz.

Seviniyoruz yani…

Kendi aşımıza henüz başlayamasak da aşılamanın başlamasına seviniyoruz.

Seviniyoruz, hükümetin attığı doğru adımlar ile bugün vaka sayıları en aza indirildi.

Bu gelişmeler gelecek adına ümit verirken sıkıntıda olduğumuz konuları da görmezden gelemeyiz.

Hangi konular?

Son birkaç gündür Konya’nın hizmet sektörüne tedarik sağlayan birçok firma ile görüşmelerimiz oldu.

Hepsi de aynı sıkıntılardan dem vuruyor.

“Hamdolsun vaka sayılarımız azaldı ve aşılanma ile birlikte de geleceğe dair umutlanıyoruz ama ekonomik olarak da bitiş çizgisindeyiz” cümlesini çok duymaya başladık.

Şu cümle önemli; Bitiş çizgisindeyiz

Özellikle hizmet sektörü…

Restoranlar, kafeler kurulan bu cümlelerin başını çekiyor.

Konuyu iyi anlamak lazım.

İşletmeciler ‘sert tedbirler alın ama çarkımızı döndürmeye başlayalım’ diyor.

Ayrıntısını da veriyorlar…

“Restoran ve kafelere HES kodu ile girilsin, masalar arasında mesafeler olsun. Çalışanlar için hijyen denetimi sürekli olsun ama çark dönmeye başlasın”

Bu sektörde Türkiye geneli binlerce çalışan olduğunu tahmin ediyorum ve bu insanlar aylardır çalışmıyor.

Devlet desteğinden işverenler kısmen de faydalanıyor ama çalışanların büyük çoğunluğu bunlardan faydalanamıyor.

Konya’da hizmet sektöründe çalışıp devlet desteklerinden faydalanan kaç kişi vardır.

Bu sektörden bahsediyorum.

Bununla ilgili bana ulaşan onlarca isim var.

Ve…

Büyük çoğunluğunun evleri kira ve harici bir geliri yok.

Tablo bu…

Yani, çarkı döndürmeye başlamalı.

Bitti mi?

Hayır…

Bir de bu sektöre tedarik sağlayan firmaların da durumları sıkıntı.

İşler durma noktasına gelmiş. Personel sayısı azalmış.

Böyle giderse daha da azalacak.

Hatta tedarikçi çalışan birçok firmanın da kapalı oldu bilgisi geliyor kulaklarımıza.

Maalesef durum bu…

Gördünüz mü domino etkisini?

Aşılama başladı, tedbirler alındı ve şimdi çarkların yavaş yavaş dönme vakti geldi.

Aşama aşama ve denetimli…

***

Birileri hükümete aba altından sopa mı gösteriyor?

‘Salgın dönemi yaşıyoruz, sıkıntılı süreci hep birlikte atlatacağız’ diyoruz ama bir yerde gariplikler yaşanmaya devam ediyor.

Garip olan ne?

Bazı sektörlerde çark dönmüyor, insanlar işsiz ama temel gıda ürünlerine her gün zam geliyor.

Önceki günlerde 3 ila 4 lira olan sütün litre fiyatı bir anda 7-8 liraya kadar çıktı.

Hayda…

Yüzde yüz zam…

Aynı durum yumurta için geçerli…

Sıvıyağ hakeza…

Oysa üreticide sütün fiyatı 3 lira… Aradaki fark kime gidiyor?

Kardeşim insanların alım gücü her gün düşüyor ama birileri de habersizce temel gıda ürünlerine zam yapıyor.

Altını özellikle çiziyorum; Temel gıda ürünlerine zam geliyor.

İki şey aklıma geliyor…

Ya birileri perakende sektörünü ele aldı ve istediği gibi at oynatıyor ya da birileri hükümeti zora düşürmeye çalışıyor.

Hangisi?

Bunun cevabını yetkiler versin.