Başlığın anlamını, detaylı olamayan bu yazımdaki özet anlatımlar verecektir herhalde. Rahmetli Mareşal Fevzi Çakmağın siyasette büyüyemese de Asker olarak büyüklüğünü. 

Ne yazık ki otuzlu yıllarda okullarda, resmî yerlerde Atatürk ile beraber askeri elbiseleri ile çekilmiş fotoğrafları yer alan, Osmanlı zamanı ve kurtuluş savaşlarında ki zaferlerde büyük emeği bulunan bu asker! 

Sadece resimlerinin indirilmesi ile kalmamış, kendisinin Cumhurbaşkanı yapmada büyük rol oynadığı Milli Şef devrinde okul kitapları olan tarihlerde sadece Mareşal olarak geçiştirilmiştir. 

*** 

Merakla mareşalin hayatını araştırdım. 

Araştırdıkça gördüm ki, meğer bizlere sadece kurtuluş savaşına iştirak edip Mareşal olduğu belirtilen Çakmak'ın ne büyük asker olduğunu müşahede ederken! 

Yaşamım içinde olayını bildiğim bu değerli askere. Neden hastaneler köşesinde hayatını verirken Radyonun bile susturulmayıp devletçe ilgi gösterilip "Devlet merasimi" yapılması gerekirken!.. 

Milli Türk talebe Birliği öncülüğünde binlerce gençliğin galeyana gelerek radyo susturulup görkemli eller üstünde uçan tabutu ile cenaze töreni yapıldığının sebebini bir daha anarak düşüncelere daldım 

*** 

Osmanlı zamanındaki vazifelerinde, komutası altındaki birlikleri ile yaptığı savaş ve zafer kazanmasıyla yükselen değerli Paşa'mız, Anafartalar'da Atatürk ile beraber savaşırken cönk bayırı harekâtında Atatürk'ün rahatsızlığı neticesi ayrılmasıyla komutayı ele alıp başarı sağladığını acaba bugün kaç kişimiz bilmektedir. 

Keza yeri gelmişken belirtmek isterim

 İnönü mahalli ile İnönü soyadını karıştırma olsun diğer anlatımlar olsun maalesef taraflı anlatım yapanların işgüzarlıkları ile yanılgılar olmakta bazı hakikatlerin sır olarak kaldığı görülmektedir. 

Paşa'ya mareşallik durup dururken mi verilmiştir yoksa bunu kazanmış mıdır?

İnönü ve Sakarya (bizzat ön planda savaşmış) savaşlarındaki zaferin kazanımında büyük rolü olması yanın da, Yunan ordusunu kesin yenilgiye uğratan Başkumandanlık Meydan Muharebesi'nin savaş planlarını hazırlaması ve 30 Ağustos zaferi sırasındaki büyük rolü neticesi Mustafa Kemalin teklifiyle 31Ağustos 1922 de BMM tarafından "Mareşal" rütbesi verilmiştir. 

İlerde açıklayacağım mektup belgesinde görüleceği gibi daha sonra ön planlara girip Şeflik devri yaratanların tereddüt içinde Ankara trenine hayli sonra iştiraki gibi değil daha 19 Mayıs 1919 dan evvel Kurtuluş yoluna girme çabaları, gerek sunduğum "Sır" gerekse bugünkü aşağıda sunduğum günlük notundan anlaşılmaktadır.

*** 

Hayret edilecek şekilde vefatına dört gün kala hasta halinde bile yazdığı günlükler Sayın Nilüfer Hatemi tarafından araştırma ve tez hazırlaması sırasında ortaya çıkmışsa da bunun 1911–1921 arası olmak üzere on yıllık kısmı bulunmuş, gizli kalmış olayların ortaya çıkabileceği 1922–1944 arası bulunamamıştır. Ya Kazım Karabekir'in daha matbaada iken yaktırılan hatıraları gibi kazaya uğramıştır. Ya da bir yerlerde beklerken çürümeye doğru gitmektedir. 

Araştırma sırasında öğrendiğim hususları köşelerimde yazmak imkanı bulunamadığından sizlere öneri olarak..

Sayın Nilüfer Hatemi'nin 2000 yılı yayınladığı "Mareşal Fevzi Çakmak ve günlükleri" adlı tez kitabı ve Çanakkale On sekiz Mart Üniversitesi yayınlarından Sayın Sezen Çorabatır'ın hazırladığı "Mareşal Mustafa Fevzi Çakmak" kitabından çok geniş anlatım alabileceğinizi belirtmektir. 

Çok yazarların ve son tarihçilerimizin değinmediği hayli olayları merak edip okumamızda fayda vardır düşüncesindeyim. 

Günlüğünden önemli bir parçayı sunmaktayım.

*** 

"Beykoz. Yağmur. Daireye gittim. Cevat Paşa işe başladı. (Cevat Paşa yeniden Genelkurmay Başkanlığı'na atandığı için bu not)
İzmir'i İngilizler Yunanlılara teslim etti. Tebdilihava için (Hava değişikliği için) istida ettim. (Dilekçe verdim). Ben, Cevat, Mustafa Kemal üçümüz Anadolu'da melama (buluşmaya/toplanmaya) karar verdik..
Bunun, Atatürk'ün İstanbul'dan Samsun'a hareketinden önce yaptığı son toplantı olduğunu artık biliyoruz. Aynı gün Padişah'a veda ziyaretinde bulunup ertesi gece hareket ettiğini de!" 

*** 

Hoşça kalınız