1
Sertan Eser Konyaspor’da parladığı sezon yeşil beyazlıların hüzün yılıydı. Çünkü hatırı sayılır yıldızların olduğu takım tarihinde ilk defa Süper Ligden düşmüştü. Ertesi sezon Sertan’ın yıldızı parlamaya devam etti ve yıl sonunda “Gönüllü bir kaçırma operasyonu ile” Beşiktaşlı Sertan oldu. Dönemin SÜ Rektörü Prof. Dr. Halil Cin’in makamında yapılan pazarlık sonrası gerçekleşen o transfer maddi buhrandaki Konyaspor’a ilaç olmuştu da bir bakiye kalmıştı iki kulüp arasında. Sertan Eser’in de hatırladığı gibi Beşiktaş, bu transfere karşılık Konyaspor’a Konya’da bir özel maç sözü vermişti fakat bu söz verildiği yerde kaldı!
Sizi tanıyabilir miyiz, hangi tarihte nerede dünyaya geldiniz, futbola nasıl başladınız?
Babamın, Almanya’da gurbetçi olarak bulunduğu 1974 yılında Nurnberg’de dünyaya geldim. 11 yaşına kadar orada yaşadım. Eğitime ve futbola Nurnberg’in altyapısında başladım. Orada futbola erken yaşlarda başlanıyor. Bayern Münih’in altyapısına gideceğim sırada ailem Türkiye’ye dönüş kararı alınca bu rüyam yarım kaldı ve Karaman’a döndük.
Karaman’da Sümerbank takımında futbola devam ettim. Aynı zamanda Lise döneminde Karaman Lisesi takımında oynadım. Liseler arası final maçında Antalya Lisesi ile oynadık. Maçta Antalya bizi yendi fakat sonra Türkiye şampiyonası için beni Liselerine transfer ettiler. Aynı zamanda oranın köklü takımlarından 3. Ligde Antalya Köy Hizmetleri’nde oynadım. Liselerde maalesef Türkiye şampiyonu olamadık.
Sizin futbol hayatınızda iki kaçırılma hadisesi var, Beşiktaş mevzuunu sırası gelince konuşuruz da daha önce ne olmuştu?
Antalya Köy Hizmetlerinde bir sezon oynadım ve Ümit Mili Takım seçmelerine çağrıldım. İşte o kamp sonrası Sarıyer Spor kulübü beni otelden kaçırdı. O zaman Sercan, kaleci Şener gibi meşhur oyuncular vardı, Sarıyer’de; ben de onlarla oynayacaktım.
Ama Sarıyer’de hiç oynamadınız, neden?
Sarıyer ile sözlü olarak anlaştıktan sonra ben tatile çıktım. O dönem Arif Çetinkaya Hocam da Konyaspor ile anlaşmış, benimle görüşmek isteyerek, Konya’ya davet etti. Konyaspor’dan teklif gelince, Konya sevgim ağır bastı ve Sarıyer’e olan sözümüzü iptal edip 1992-93 sezonunda Konyaspor’a transfer oldum. Böylece ilk defa profesyonel sözleşmeyi Konyaspor ile imzaladım. O sezon Konyaspor’da Adnan Jarabeck, Tolunay, Salih, H. Hüseyin, Kemal, Türkiye’nin ilk Brezilyalı oyuncusu Valdo gibi oyuncular vardı. Fakat o sezon bizim için iyi geçmedi ve Süper Ligden düştük.
Ben ligden düştüğünüz sezon sadece son hafta veda maçınızı izleyebilmiştim. Fakat ertesi sezona fırtına gibi başlayan bir Konyaspor olmuştu, hatırlıyor musunuz?
Evet. 1993-94 sezonuna deplâsmanda Alanyaspor maçıyla başladık. İlk maçta ben dört gol atarak iyi bir başlangıç yaptım. O sezon ilk altı maçımızı kazandık ve şampiyonluğun en güçlü adayı haline geldik. Fakat sonra ne olduysa duraksadık ve Play Oflara kalabildik. Play Of final maçında Antalyaspor Süper Lige çıktı, biz kaldık.
Sezon başında farklı kazanılan ilk maçtan sonra bile otelde takım içindeki huzursuzluğu biz gazeteci olarak hissedebiliyorduk. Ne gibi problemler vardı?
O sezon ilk hocamız Aldoğan Argon idi. Ve kulüp maddi olarak ciddi zorluklar yaşıyordu. Buna rağmen sezona yüksek bir motivasyonla başladık. İlk altı hafta, iç saha ve deplâsmandaki maçların hepsini kazandık. Sonra Kütahya maçıyla bir duraksama oldu ve bir daha ilk haftalardaki performansı yakalayamadık.
Evet, o maç öncesindeki gün kongre yapılmış ve Sait Gönen Başkanlığındaki yönetim görevi bırakıp Mehmet Okdut başkanlığındaki yönetim gelmişti. Sorunlara çözüm üretilememiş miydi?
Maddi sıkıntı sezon sonuna kadar devam etti. Alacaklarımız epeyce birikmişti. Benim biriken alacağımı Play Off final maçından önce ödeme sözü vermişlerdi. Fakat kulüp menaceri olan Savaş Demiral “Paralarınızı maçtan sonra alacaksınız” dedi. Yine de alamadık o paraları.
Ankara’da Konyaspor’un kamp yaptığı Vilayetler Evinde, final maçından sonra bir kaçış veya kaçırılma hadisesi yaşadı. Nasıl oldu, Beşiktaşlılar sizi nereye götürdü?
Play Off maçlarında biz Konyaspor olarak Gölbaşı’ndaki Vilayetler Evinde kalıyorduk. Finali kaybettiğimiz gün maçtan sonra Beşiktaşlı yöneticiler kaldığımız yere gelip beni ısrarla İstanbul’a götürmek istediler. Konyaspor’da para yoktu ve şampiyon olamadığımız için kriz daha da büyüyecekti. Kimseye haber vermeden Vilayetler Evinden ayrıldım ve Beşiktaşlı yöneticilerle İstanbul'a gittik. Beni Sheraton Otelde gizlediler.
Transfer süreci nasıl gelişti?
Ertesi gün Konya’da duyulmuş hadise. Sonra Beşiktaş beni ısrarla isteyince Konyaspor yönetimi pazarlığa davet etti. Ben, iki kulüp yöneticileri arasındaki pazarlık sırasında İstanbul’da kalmaya devam ettim. Bunun sebebi, diğer takımlarla temas kurmamı engellemekti. Çünkü Fenerbahçe’den de Serkan Acar beni arayıp transfer teklifinde bulunmuştu.
Konyaspor benim Beşiktaş’a transferimden yüksek miktarda bonservis ücreti aldı ve iki sezonluk transfer masraflarını karşılayacak gelir elde etti. Yani Beşiktaş’a gidişim Konyaspor’un hayrına oldu.
Beşiktaş’ın o sezondan Konyaspor’a borcu kaldığını siz de hatırlıyor musunuz?
Taksitlerle ilgili borç kalmamıştır da; Beşiktaş benim transferim sırasında Konyaspor’a, Konya’da bir özel maç oynama sözü vermişti ama bu söz yerine gelmedi. Bunu borç sayarsak evet; Beşiktaş’ın Konyaspor’a özel maç borcu var.
İlk sezon Beşiktaş’ta beklenen seviyeye gelebildiniz mi?
Beşiktaş’ın benden önceki golcüsü Feyyaz Uçar kulüple ciddi sorunlar yaşayarak ayrılmıştı ve ben onun selefi olarak Beşiktaş’ın yeni forvet oyuncusu olmuştum. Beşiktaş’ı çalıştıran Cristof Daum’da beni ısrarla istemişi, bu yüzden transfer edilmiştim. Ama Ertuğrul Sağlam da rekor bir ücretle transfer edilince o sezon ben basında biraz sönük kaldım. O sezon Beşiktaş’ın öyle güçlü bir kadrosu vardı ki, takıma, kadroya girebilmek bile şükür sebebiydi. Metin, Ali, Rıza, Sergen, Şifo Mehmet, Recep, gibi efsane kadronun oyuncularıyla çalıştım, kendimi geliştirdim ve oynadım.
Beşiktaş’la o sezon şampiyon olduk. Trabzonspor’u deplâsmanda 2-0 yendiğimiz maçın gollerini ben atmıştım. Ardından Süper Kupayı da aldık. Fakat UEFA Kupasında Rosenburg’a elendik. Devamı Pazartesi Günü