Ülkemizde “bisiklet” denilince ilk akla gelen şehirdir Konya…
Bu anlamda da kimse itiraz edemez veya burun kıvıramaz…
Bu bir realitedir…
Konya bisikletin beşiğidir…
Onun içindir ki, bu şehirden onlarca değil, yüzlerce bisikletçi yetişmiş, ulusal ve uluslararası organizasyonlarda hem şehrimizi, hem de ülkemizi başarıyla temsil etmişlerdir…
Bir örnek vermek gerekirse; 1972 Münih Olimpiyatlarında yarışan Bisiklet Milli takımımızın 7 sporcusundan 5’i Konyalı…
Nezir Sonakın, Mevlüt Bora, Seyit Kırmızı, Rıfat Çalışkan ve Erol Küçükbakırcı…
Yanılmıyorsam Ahmet Ecesoy Adana, Ali Hüryılmaz ise İstanbul’dan Milli takıma giren bisikletçiler.
xxx
Ülkemizde veledrom  sadece 3 ilimizde vardı…
Konya, Bursa ve Balıkesir…
Bursa veledrom stadı yıkıldı ve yerine mevcut Timsah Arena stadı yapıldı…
Dönemin Bursa Belediye Başkanı Recep Altepe, veledrom için söz verdi, maalesef siyasi ömrü yetmedi…
Balıkesir veledromu ise yanlış hatırlamıyorsam eski statla birlikte tarihe karıştı…
Bisiklet yarışlarının yapıldığı şehrimizdeki veledrom ise stadın yıkılması ile birlikte anılarda, futbol maçlarının devre arasında yapılan bisiklet yarışlarının tadı da damağımızda kaldı…
Örneğin 40 yıl önceki Erol Küçükbakırcı-Ali Hüryılmaz arasındaki bireysel takip yarışı nefesleri kesmişti…
Erol Küçükbakırcı minik bir kurnazlık yaparak Ali Hüryılmaz’dan  kaçmış ve varış  çizgisini geçerek yarışı kazanmıştı…
Oradaydım ve muhteşem bir yarış olmuştu…
Takım sprint yarışları da ilgiyle izlenirdi…
Konyalı bisikletçiler, o ve sonraki dönemlerde, hem yolda, hem de pistte bütün rakiplerine toz yutturdular…
Bu şehir, Nusret Ergül’den Ahmet Örken’e kadar isimlerini tek tek sayamayacağım o kadar çok ve başarılı bisikletçi yetiştirdi ki, hepsi tarihe geçti…
Tabii ki Ahmet Örken de.
xxx 
Konya bisikleti eski günlerine döner mi?
Döner… 
Ayrıca da dönmeli…
Çünkü, Avrupalıların bile kıskandığı bir veledroma sahip olduk…
2018’den bu yana Gençlik ve Spor Bakanlığı görevini başarıyla  yürüten Dr. Muharrem Mehmet Kasapoğlu’nun önemli gayretleri ile Konya, yukarıda da altını çizdiğim gibi Avrupalıların bile kıskandığı dünya standartlarında bir veledroma sahip oldu…
Hayaldi gerçek oldu…
Rüya gibi bir veledroma sahip olduk…
Burada Reis’in yiğitliğini de unutmamak lazım.
xxx
Geçtiğimiz hafta Ankara’daydım…
Amacım yeni seçilen TSYD Ankara Başkanı Murat Tarhan’ı tebrik etmek ve ‘hayırlı olsun’ demekti…
Araya Fenerbahçe-Anadolu Efes maçını da sıkıştırdık…
Bu arada  2-3 Federasyon Başkanımızı da ziyaret ederek, Ankara gezimizi tamamladık…
Burada en önemlisi ise, Fenerbahçe-Anadolu Efes maçında Gençlik ve Spor Bakanımız Dr. Muharrem Kasapoğlu ile görüşmemiz oldu…
Bakan, Konyalılardan özellikle veledroma sahip çıkmalarını istedi…
Dünya’nın en güzel veledromunu Konya’ya yaptıklarının altını çizen Bakan Kasapoğlu’na, “Konyalılar emanetinize sahip çıkar, o konuda müsterih olun, ama sizler de veledromun boş kalmaması için uluslararası organizasyonlar konusunda yardımcı olun” dedim…
Bakan, “elbette Bakanlık olarak üzerimize düşeni yaparız” minvalinde güzel şeyler söyledi…
Bakan Bey, sporcunun da, öğrencinin de derdini dert edenlerden…
Derdinin koltuk olmadığı aşikar…
“Türkiye’nin en ücra köşelerinde spor tesisleri, spor salonları, yüzme havuzları var, ama sadece bir veledrom var, o da Konya’da” demeye getirdi lafı…
“Konyalılar veledromun kıymetini bilsin ve sahip çıksın” demesi boşuna değil…
Bakanlık, Bisiklet Federasyonu ve kulüpler veledrom için mutlaka ellerini taşın altına koymalılar…
Özellikle kulüpler, pist takımları kurmalılar…
Bazı kulüpler fakir fukara edebiyatı yapabilir, “omuzum yamızım” diyebilirler, o zaman 81 vilayetimizin Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri bu işi üstlenebilir, bisiklet pist takımı kurabilirler…
Atla deve değil…
Birçok İl Müdürlüğünün kulübü var, değişik branşlarda yarışmacı olarak müsabakalara katılıyorlar…
Yıldızlar, gençler ve büyüklerde kulüpler arası yarışmalar, Türkiye şampiyonaları organize edilebilir…
Hem veledrom boş kalmaz, hem de pist bisikletimiz gelişir ve uluslararası organizasyonlarda ülkemiz başarıyla temsil edilir…
Özetlersem; veledrom boş kalmamalı ve veledromun parkeleri de basketbolun parkeleri gibi parıl parıl parlamalı…
Sevgili Bakan, “zor olan, ama imkansız olmayan” işlerin üstesinden nasıl gelmiş ise bu işin de üstesinden gelir…
Veledromu ülkemize kazandıran Bakan olarak övgüyle ve minnetle anılıyorsa, bisiklet pist takımlarını kuran, yaşatan Bakan olarak da niye anılmasın?