BAŞARININ ADI

DURALİ YILDIZ

5 yaşındayken babasını Çarşamba Çayı’nda boğularak hayatını kaybetmesinin ardından annesinin de ikinci evliliğini yapması üzerine Durali Yıldız, Konya Merkez Yetiştirme Yurdu’na yerleştirildi. Yaşadığı zorluklar karşısında hayata daha sıkı tutunan başarılı atlet, 1970 yılında öğretmenin tavsiyesiyle atletizm ile tanıştı. Sporculuk kariyerinde 150’nin üzerinde madalya kazanma başarısı gösteren 66 yaşındaki Durali Yıldız, Veteran olarak da katıldığı şampiyonalarda elde ettiği başarılarla Konya ve Türk Atletizm tarihine adını altın harflerle yazdırmayı başardı.

HAMDIM, PİŞTİM, YANDIM

1955 yılında Çumra’da doğdum. 1962 yılında babamı kaybettikten sonra Konya Merkez Yetiştirme Yurdu’nda kaldım. 13 yıl yetiştirme yurdunda hayatımı devam ettirdim. Yetiştirme yurdunda kaldığım süreçte çok şey öğrendim. Hayata tutunabilme adına çok zorluklar çektik ama çektiğimiz bu zorluklar bizi adam gibi adam yaptı. Ne kadar acılar çektiysek hayatta o kadar piştik. Mevlana hazretlerinin bir sözü var; “Hamdım, piştim, yandım.” Bizde onun gibi olduk. Şu anda da elimden geldiğince spor anlamına bir şeyler yapmaya devam ediyorum.

KENDİME AİT OLAN REKORLARI GELİŞTİRMEK İSTİYORUM

Atletizme 1970 yılında Mevlana Ortaokulu’nda öğretmenim Nihat Kahraman’ın tavsiyesiyle başladım. Ben de öğretmenime layık olmak için çok çalıştım. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Yetiştirme Yurdu’nun sporcusuyum. Şu ana kadar 150’nin üzerinde madalya kazandım. 12 tane Balkan Şampiyonluğum var. Avrupa üçüncüsü ve Dünya dördüncüsü oldum. Sayısız Türkiye Şampiyonluklarım var. Türkiye ve Balkan rekorları kendime ait. Son olarak ise Romanya’nın Başkenti Bükreş’te gerçekleştirilen, Veteran Balkan Şampiyonası’nda 1500 ve 3000 metrede birinci olarak altın madalya kazandım. Bundan sonra ise kendime ait olan derecelerim geliştirmek istiyorum.

FITRATIMDA DİSİPLİNLİ ÇALIŞMAK VAR

Benim fıtratımda programlı ve disiplinli olmak var. Yetiştirme Yurdu’nda 13 sene kaldığım için oradaki, yaşam bize düzenli ve prensipli yaşamayı öğretti. Çevre temizliğini ve doğa ile ilişkileri bize öğretti. Bir hocamız vardı. Ali Rıza Kayhan. Bize çevreciliği ve bahçeciliği öğretti. Hepimizin bahçesi vardı. Sırasıyla sulardık. Bahçeler arasında yarışmalar olurdu ve birinci seçilirdi. Sırasıyla su gelir, kimse kimsenin hakkını çiğnemez sırasını beklerdi. Böylelikle sabrı ve birbirimize saygıyı öğrendik. Yetiştirme yurdundan yetiştiğim için hiçbir zaman kendimden utandım. Kader bu herkesin babası, annesi ölebilir ve sahipsiz kalabilir. Bu herkesin başına gelebilecek bir durum.

ÇEKTİĞİM ACILAR GELİŞMEMİ SAĞLADI

Halen yaşantımı, spor yaparak atletizm branşında devam ettirmekteyim. Sayısız başarılar elde ettim. İnşallah bu başarılarımı geliştireceğim. Bizler atletler olarak topluma mal olmuş kişileriz. Bizim görevimiz bedenimizi mükemmelliğe ulaştırmak. Her başarı, fedakarlıktan doğar. Çekmiş olduğum acılar ruhuma bedenimin gelişmesini sağladı. Bilgi, destek, motivasyon ve umut bu dört kavramı herkese yaymak istiyorum. Spor tarihinde hiçbir şampiyon, elleri cebinde merdiven çıkmamıştır.

SPORCUYA SAYGI YOK

İlk şampiyonluğumu 1974 yılında Mersin’de kazanmıştım. Rahmetli ağabeyim Halis Özkan, bu şampiyona öncesi, “Mersin’de yapılacak 4 koşuda koşarsan sana 1 tane ayakkabı alacağım” demişti. 1500 metrede 4 koştum. Sonrasında ağabeyim bana söz verdiği gibi ayakkabıyı aldı. Bizim dönemimizde spor malzemesi nimet şeklindeydi. O zaman sporcu olmayan insanlar sporcuya ait eşyaları giymezdi. Toplumda maalesef sporcuya saygı yok. Herkes ayakkabı ve eşofman sporcusu oldu.

SPOR YAPMAK BİR İHTİYAÇTIR

Bizim hayatımız rutindir. Her gün yatsı namazını kıldıktan sonra bizim için gün bitiyor. 22.30’da uyuyorum. Sabah 5’te ayakta oluyorum. Sabah namazını kıldıktan sonra koşmaya başlıyorum. Güne bu şekilde başlıyorum. Her gün idman yapıyorum. Her öğün yemek yemek gibi, spor yapmakta bir ihtiyaç.

DURALİ YILDIZ’IN BAŞARILARLA DOLU KARİYERİ

Durali Yıldız, Dayanıklılığı ön planda olunca 1500-3000 engelli, 5000 ve kros müsabakalarının müdavimi oldu. 1970-1976 yılları arasında önce İdmanyurdu sonra Demirspor ve son olarak da Etbalıkspor’un formasını giydi. Antrenör Mustafa Sılay’dan yakın ilgi gördü. Mersin, Aydın, Afyon, Antalya, İzmir, Eskişehir ve Ankara ( 2 Sefer Atatürk Koşusu) ‘da Konya’yı temsilen yarışlara katıldı.

1500 metrede 4.02, 3000 metre engellide 9.40, 5000 metrede 17.10’luk derecelere ulaştı. Hayat mücadelesi, askerlik, evlilik, iş mücadelesi derken 1976-1982 yılları arasında fazla spor yapamadı. 1982-1998 yılları arasında Hollanda’da çalıştığı dönemde yüzme, bisiklet ve koşunun arka arkaya yapıldığı Triatlon sporu ile ilgilendi. Almanya’da yapılan Triatlon Dünya Şampiyonası’nda üçüncü oldu. Türkiye’ye dönüşte masterlara merak sardı. 55-59 yaş grubunda 800 metrede 2.25.6, 1500 metrede 4.38, 3000 metrede 9.59’luk derecelerle on beşin üzerinde Balkan Şampiyonu oldu. Balkan ve Türkiye rekorlarına imza attı.

DURALİ YILDIZ'IN EN BÜYÜK ZEVKİ, TÜRK BAYRAĞI’NI DALGALANDIRMAK

Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan, İspanya, Finlandiya, Danimarka, Almanya, İtalya ve Macaristan’da birçok yarışa katıldı. İtalya’da organize edilen Dağ Yarışında dünya beşincisi oldu.

Hedefi kürsüye çıkmak değil rekor kırmak olan şampiyon Durali Yıldız’ın Türkiye Rekorları:

55 Yaş | 1500 metre | 4.41.78 (57 Yaş) | 18 Ağustos 2012 | Almanya

60 Yaş | 1500 metre | 4.52.52 (60 Yaş) | 6-22 Ağustos 2015 | Fransa

55 Yaş | 3000 metre | 10.27.9 (56 Yaş) | 5 Şubat 2012 | İzmir

55 Yaş | Yarı Maraton | 1.23.21 (55 Yaş) | 27 Kasım 2011 | Ankara

55 Yaş | 3000 Engel | 11.29.30 (55 Yaş) | 18 Temmuz 2010 | Macaristan