Son yıllarda ekonomik sorunlar ve üniversite okuma oranındaki artış gibi farklı nedenlerden dolayı evliliğin ertelenmesi, evlilik yaşındaki yükselişle birlikte doğum oranlarını da etkiledi. Toplumun yapı taşı olarak nitelendirilen ailelerdeki birey sayısında her geçen gün azalma görülürken, yalnız yaşama oranlarında da tersine bir ivme kaydedildi. Aile konusundaki hassasiyetini ortaya koyarken bu konuda gerekli adımların atılması adına çalışmaların yapılacağı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş tarafından açıklanarak 2025 yılı, ‘aile yılı’ olarak ilan edildi. Konuyla ilgili Sosyolog Berna Yaman ve Mehir Aile Derneği ve Mehir Vakfı Genel Müdürü Güler Pekkendir konuştu.
‘DİNAMİĞİN YENİDEN SAĞLANMASI İÇİN ÖNCE EKONOMİK SORUNLAR ORTADAN KALDIRILMALI’
Evlenme oranlarındaki azalma, ilk anne olma yaşının artması ve buna bağlı olarak doğum oranlarındaki azalma, gelecekteki nüfus yaş ortalaması hususunda endişeye yol açarken, uzmanlar 2025 Aile Yılı’nın yalnızca isimde yaşatılan bir yıl olmaması gerektiğini kaydetti. Yuva kurma ve çocuk sahibi olma gibi eğilimlerin günümüzde ekonomik kriz ve gelecek kaygısıyla ertelendiğine işaret eden Sosyolog Berna Yaman, bu durumun ülkenin genç nüfusu konusunda büyük bir endişeye yol açtığını ifade etti. Aile temellerinin oluşumunda dinamiğin korunması adına ilk olarak ekonomik refahın sağlanması gerektiğine işaret eden Yaman, “İnsanların aile kurmasını, çocuk sahibi olmalarını istiyorsak ilk olarak gelecek kaygısı, istihdam sorunu, ekonomik kriz gibi sorunların ortadan kaldırılması gerekiyor. Yoksa bu yılı yalnızca ‘aile yılı’ olarak ilan etmek, yeterli değildir. İnsanlar geçim sıkıntısı nedeniyle dünyaya getirdikleri çocuklara bile yeteri kadar zaman ve maddi kaynak ayıramıyorken daha çok çocuk dünyaya getirmeleri beklenemez; sırf ‘ülkenin nüfusu artsın’ diye çocuk dünyaya getirilmez.” diye konuştu.
VAKİT AYIRAMAYAN TELEFONA MARUZ BIRAKIYOR!
Yaman, devletin ‘aile kurumunu kurma ve yaşatma’ adına alacağı önlemlerin yanı sıra ebeveynlerin birbirlerine ve çocuklarına karşı olan sorumluluklarını yerine getirerek, geleceğin aile kurucuları olacak olan çocuklarına iyi birer aile örneği olmaları gerektiğine işaret etti. Her iki ebeveynin de ailesine yeterince vakit ayırmadığı bir ortamda çocuğun kötü alışkanlıklara bulaşma riskinin arttığını ifade eden Yaman, “Ebeveynler çocuklarına zaman ayıramıyorsa onları teknolojinin esiri olmaya itiyor. Yani o çocukları anne baba değil, telefon ve tabletler büyütüyor. Fark ettiyseniz telefon tablet kullanma yaşı giderek düşüyor. Bu konu, her ne kadar sıradanlaşmış gibi gözükse de çok riskli aslında.” şeklinde konuştu.
‘YALNIZCA ÇOCUKLARI DEĞİL, YETİŞKİNLERİ DE ZEHİRLİYOR’
Telefon, tablet kullanımına bağlı olarak sosyal medya kullanım yaşındaki düşüşe de dikkat çeken Yaman, her yaştan insanın görebileceği görüntülerin çocuklar tarafından da görüntülenebileceğini söyleyerek, bu konuda yetkililerin önlem alması gerektiğini belirtti. Çocuklar için hazırlanan çizgi filmlerde bile uygunsuz görüntülere rastlanabileceğinin de altını çizen Yaman, “Bu uygunsuz görüntülerle sadece çocuklarımız değil, bizler de karşılaşıyoruz. Seyredilen davranışlar, toplum nezdinde kabul görülmeyen durumlar bile olsa, bir süre sonra göz aşinalığıyla artık sıradanlaşıyor ve bu durum, hareketlere de yansıyor.” dedi.
SORUNSUZ GELECEK, SORUNLARIN ÇÖZÜLMESİYLE MÜMKÜN
Ailelerin güçlenmesi, toplum ahlakının bozulmaması ve Türk toplum yapısının yozlaşmaması adına gerekli tedbirlerin aile yılında alınabileceğine işaret eden Yaman, “Sorunsuz bir gelecek istiyorsak sorunsuz nesiller yetiştirelim. Bu nesillerin ahlakına ve gelişimine olumsuz etkisi olan her şeye ‘dur’ diyelim. 2025 yılını aile yılı ilan etmenin yanında o ailelerin sağlam bir gelecek kurması için gelecek kaygısı, işsizlik, ekonomik kriz gibi sorunların çözülmesi için ne yapılabilir buna bakalım. Aksi halde 2025 yılına ne yılı derseniz deyin, sorun devam edecektir.” şeklinde konuştu.
‘AİLELERİN KURULMASI ADINA ÇALIŞMALARA BAŞLANILDI’
2025’in Aile Yılını olarak ilan edilmesini değerlendiren Mehir Aile Derneği ve Mehir Vakfı Genel Müdürü Güler Pekkendir de bu hususta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanacak olan müjdelerle birlikte aile bağlarını güçlendirecek çalışmalarla dolu bir yıl geçeceğini umut ettiklerini belirtti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın aile yılına, geçtiğimiz yıl itibarıyla bir planlama çerçevesinde hızlı bir başlangıç yaptığına dikkat çeken Pekkendir, Aile ve Gençlik Fonu aracılığıyla yuva kuracaklara finansal desteklerin de bu kapsamda başladığına işaret etti. Pekkendir, “Fonlar aracılığıyla bakanlığımız, genç kardeşlerimizin girişimlerine, gelişimlerine sosyal risklerden korunması adına destek oluyor. Evlilik kredisiyle aile kurumunun kurulması için de böyle bir fon sağlanmaya başlandı.” şeklinde kaydetti.
‘KALEYİ ÖNCE İÇTEN KORUMAMIZ GEREK’
Aile kurumunun korunmasında ebeveynlerin rolüne vurgu yapan Pekkendir, “Huzurlu bir aileye sahip olmak için emek vermek gerekir. Aile olduğumuzda ‘ben’ değil, ‘biz’ olmanın bilincinde olmalıyız. Bir yuvada anne- baba sevgi dolu, anlayışlı ise büyüklerimizin de dediğini gibi; ‘görgülü kuşlar, gördüğünü işler’ mantığıyla çocuklar da ebeveynleri örnek alır. Çocukları faydalı işlerde desteklerken sosyal medyanın zararları hakkında da güzel bir dille anlatmak gerekir. Ancak bunları yaparken ebeveynler, yaptıklarıyla da bu sözleri desteklemeli; örnek olmalılar. Aile bir kale! Bu kalenin de öncelikle içeriden korunması gerekiyor ki dışarıdan gelen tehlikelere karşı da bir zırh oluşturabilsin.” ifadelerine yer verdi.
‘KÖKLÜ MİRASIN GELECEĞE TAŞINMASINA ÇALIŞMALARIMIZLA DESTEK VERMEKTEN ONUR DUYARIZ’
Yeni müjdelerle farkındalık oluşturmak ve aile yapısının korunarak güçlendirilmesi adına ‘Aile Yılı’ olarak kabul edilen 2025 yılında vakıf ve dernek olarak çalışmalarının devam edeceğini belirten Pekkendir, “Aile temellerinin köklü bir miras olarak geleceğe aktarılmasında yürütülecek kapsamlı çalışmalara biz de kendi çalışmalarımızla destek vermekten onur duyarız.” dedi.