Yazımın hemen başında şunun altını çizmek istiyorum…

Ahmet Çalık ve Abdulkerim Bardakçılı Konyaspor, bu Gaziantep takımı ile içeride ya da dışarıda fark etmez, 10 maç oynasın, bu 10 maçı da rahat bir şekilde kazanır…

Bu iki oyuncunun varlıkları değil, yoklukları dert oldu…

Bunu da bir kenara not edelim.

xxx

Konyaspor’da ilk on birin değişmez ismi olan Ahmet Çalık ve Abdulkerim’in cezalı olmaları nedeniyle eli kolu bağlanan İlhan Palut, bu iki oyuncunun yerine mecburiyetten Adil ve Aniçi’ce yer verdi…

Hoca, istemeye istemeye de olsa revizyona gitti…

Bu maçta Ender Çekici’nin yerine de Mpoku’ya forma verdi İlhan Palut…

Sebebini bilmiyorum…

Hocanın tasarrufudur…

İki takımda açık futbolu tercih ederek başladılar oyuna…

Daha doğrusu niyetlerini belli ettiler…

Gaziantep takımının hocası Erol Bulut, belli ki Konyaspor’u iyi ezberlemiş…

Yeşil-beyazlı ekibin en etkili olan kanatlarını kapatarak, korkulu rüya görmek istememiş belli ki…

Nitekim maçın ilk 45’in de Kartal’ın kanatları çokta etkili olmadı…

Erken gelen Konyaspor golü, ev sahibi takımın kimyasını bozmadı, aksine toparlanmasına ve gol kovalamasına neden oldu…

Adil’in kenarda olduğu bir duran top organizasyonunda Gaziantep’in savunma oyuncu Steven Caulker en yükseğe çıkarak vurduğu kafa topunda, Sehic’de çaresiz kalınca skor 1-1’e geldi…

İlk 45’de dengeli bir oyun oldu…

Ve kontrollü…

Hem Gaziantep takımı, hem de Konyaspor soyunma odasına çokta mutlu gitmediler…

Konyaspor bu yarıda kenarlarda tehditkar, orta sahada da istediği gibi organize olamayınca, pozisyonu az bir ilk yarı izledik…

Açıkçası iki takım için de rölanti bir 45 oldu…

Maçın ikinci yarısında ise ev sahibi takım biraz daha tehditkar ve istekli bir görüntü verdi…

Özellikle orta sahada Recep Niyaz ve Alexandru Maxim, hem oynadılar, hem de oynattılar…

Daha açık konuşmak gerekirse, bizim orta saha oyuncuları etkisiz eleman olunca, Gaziantepliler, daha geniş alan bularak, istedikleri organize ataklarla gol buldular…

52’de Muhammed Demir’in attığı golle, 86’da  Figueiredo’nun golleri birbirinin kopyası ve organizenin sonucunda gelen gollerdi…

İlhan Hocanın 61’deki Skubic-Barış Yardımcı, Soner-Endri Çekici hamleleri ile daha sonra yaptığı hamlelerde işe yaramadı…

Özetlersem; Konyaspor kazanacak kadar iyi,  kaybedecek kadar kötü top oynamadı…

Yazımın başında da söylediğim gibi, Ahmet Çalık ve Abdülkerim Bardakçı yokluğu bu maçın kaderini belirledi…

Dolayısıyla uzun zamandır hem futbola, hem de birbirlerine Fransız kalmış Adil ile Anicic’e bu maçı fatura etmek çok yanlış olur…

İyi niyetliydiler, ama iyi futbolda iyi niyet yetmiyor.