Saadet Partisi Selçuklu İlçe Divan Toplantısı ve Sandık Müşahitleri Eğitimi, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya ile Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam’ın katılımlarıyla Konya İl Binasında gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam; “Önemli bir zaman diliminde burada, birlikte toplantımızı icra ediyoruz. Önemli bir seçimin hemen arifesindeyiz. Bizim söylediğimiz bir söz var; ‘Her seçim önemli ama bu seçim daha önemli!’. Bu biraz klişeleşmiş bir söz gibi duruyor ama şöyle bir durum var, hepinizin malumu Erbakan hocamızın yıllarca anlattığı Haim Nahum planlarının artık son aşamalarına gelindi. Ülke olarak da böyle, dünya düzeni açısından da. Böyle bir durumun içerisindeyiz, her geçen zaman aleyhimize işliyor. Bundan dolayı da bu seçimlerin hakikaten bir kırılma noktası olma anlamında bizim daha çok gayret edip, daha çok seçmeni ikna edip, bu seçimi mutlaka kazanmamız gerekiyor. Burada ben, her ne olursa olsun Konya manasında Konya’mızın en büyük ilçesi Selçuklu için çok büyük sorumluluklarımızın olduğunu düşünüyorum. Çünkü Milli Görüş hareketimizin lideri Erbakan hocamız Konya’yı her seferinde önemsiyordu. Mutlaka bu hareketin tekraren Konya’dan dirileceği ile alakalı defaatle söylüyordu. O açıdan Konya bu manada önemli bir şehir ve hepimizin üzerine düşen büyük sorumluluklar var.” dedi.

2 (24)

GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ 2024’TE DE İŞARET FİŞEĞİNİ KONYA’DAN YAKACAĞIZ

Saydam, konuşmasının devamında ise şunları söyledi; “Burada şu geldiğimiz seçim atmosferi açısından seçime daha çok yaklaşıyoruz her geçen gün. Allah razı olsun, arkadaşlarımızla, Aday Tespit Komisyonumuzla kılı kırk yararak, en liyakatli, bu işi en güzel yapacak, şehrimizi, ilçemizi en güzel şekilde temsil edecek arkadaşlarımızla inşallah seçime gireceğiz. Adaylar olarak şehrin karşısına çıktığımız zaman, sizlerde de göreceksiniz, en güzel şekliyle bir aday tanıtımı yapmış olacağız. Biz adaylarımızı en güzel şekilde belirledikten, toplumun karşısına çıktıktan sonra tabii ki gereken çalışmaları yapacağız ama sahada yaptığımız çalışmayı, seçim döneminde yaptığımız aday bulmak için gösterdiğimiz hassasiyeti sandık başında da göstererek sandıklarımıza sahip çıkıp bu şehirde tekrar Milli Görüş Belediyeciliğini hakim kılacağız. Bu bir kırılma noktası. İnşallah çıkarttığımız adaylarla, yaptığımız çalışmalarla bu şehri tekrar geri alacağız. Ve buradaki yapacağımız çalışmalarla, tekraren 69’da olduğu gibi 89’da olduğu gibi 2024 seçimlerinde de Konya inşallah bir işaret fişeğini tekrar atacak ve bütün Türkiye inşallah Milli Görüş’le, Saadet Partisi ile tekrar tanışacak. Bütün mağdur, mazlum coğrafyalara da inşallah iktidarımızda, bunların yaptığı gibi değil, gerçekten yardımımızı götürerek, ne alanda olursa olsun, o coğrafyadaki kardeşlerimizi de bu zulümden kurtarmış olacağız.” dedi.

1 (27)

EMEKLİLERİ AÇLIĞA MAHKUM ETTİLER!

Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, ise gerçekleştirdiği konuşmasında; “Bugün Selçuklu’da, Konya’mızda böyle bir toplantıda sizlerle beraber olmaktan dolayı da memnuniyetimi ifade etmek istiyorum. Allah sizlerden razı olsun. Şimdi önemli bir seçim dönemine daha girmiş bulunuyoruz ama aynı anda meclis çalışmaları açısından da değerlendirildiğinde şu anda Saadet Partisi grubumuz olarak son zamanlarda yürüttüğümüz çalışmalarda aslında mecliste yeni bir nefesin, yeni bir açının, yeni bir bakış açısının oluşturulmasını hep beraber sağladık. Bizden önce parlamentoda herkesin belli bir alanda siyasetle sınırlandırdığı bu toplumsal muhalefeti, bütün Türkiye satına yaymak için önemli bir gayret içerisindeyiz. Hepiniz takip ettiniz. Saadet Partisi kendi ilke ve ideallerini, Milli Görüş ilke ve ideallerini hayata geçirmek, bunları bütün topluma buluşturmak, bu toplumla beraber de ortak bir bilinci harekete geçirmek için bir gayret ortaya koyuyoruz. Son olarak şu durum ortaya çıktı parlamentoda, hepiniz takip ettiniz. Memur emeklisine yapılan zamlarla işçi ve BAĞ-KUR emeklerine yapılan zamlar arasındaki farkın ortaya çıkmasıyla birlikte önce %37 olarak açıklanan sonra lütuf gibi hadi %5 daha veriyoruz diyerek %42’ye çıkarılan hadi o da olmadı %49’a çıkarıyoruz diyerek sanki insanların dertlerine, yaralarına merhem olacakmış gibi söylemler içerisinde yine gele göre buldukları çözüm 11 bin 500, 12 bin TL bandında insanları açlığa mahkum etmek. Bugün asgari ücret 17 bin 2 TL. Emeklilere, yirmi beş yılını, otuz yılını çalışarak, alın teri dökerek geçiren insanlarımıza 11 bin, 12 bin lirayla bir ayı geçirin diyerek, açlık sınırı altında bir rakamla insanları yaşamaya mecbur ediyorlar. Bunun sürdürülebilir bir tarafı yok.”

Mustafa KAYA

Yunanistan Başbakanı yarın Türkiye’ye geliyor Yunanistan Başbakanı yarın Türkiye’ye geliyor

2024’TE 4 TRİLYON TL’Yİ FAİZ LOBİLERİNE VERECEĞİZ

Kaya, geçtiğimiz ay TBMM’den geçen 2024 yılı bütçesiyle ilgili ise şunları söyledi; “2024 yılı için, lütfen dikkat buyururuz, 11 trilyon 89 milyar TL bütçe yaptık. Ve bu bütçeyi 2 trilyon 650 milyar TL açıkla yaptık. Ne demek bu? Bizim 8 trilyon küsür gelirimiz var, 11 trilyon harcayacağız, 2 trilyon 650 milyar yeni borç alacağız demek. Bu bütçenin içerisinden 1 trilyon 250 milyar TL faiz ödeyeceğiz. Bütçe açığı ve faizle birlikte yaklaşık 4 trilyon TL’yi, bu milletin alın terini, altın tepside götürüp faiz lobilerinin önüne koyacağız. Burada bereket kalır mı? Burada adalet kalır mı? Faiz lobilerine verirken cömert, insanımıza verirken 37, olmadı 42, o da olmadı 49 diyerek insanlarımıza böyle lütufla bağış yapar gibi, hakkı olanı vermek yerine bağış yapar gibi, insanlarımızı tutup maalesef böyle bir yokluğa, açlığa mahkûm ettiler. Bu sürecin de millet tarafından anlaşılabilmesi için biraz önce sayın il başkanımızın da ifade ettiği gibi, ‘Her seçim önemli ama bu seçim daha önemli’ sözü basit bir motivasyon cümlesi olmasının ötesindedir. Biz hiçbir zaman bu anlamda kullanmadık. Burada kastedilen içinde bulunduğumuz seçimde üzerimize düşeni yaparsak, o zamana kadar olan olumsuzluklara artık son vermek ve sonrasında problemlerin üstesinden gelmek için bir süreci başlatma anlamındadır. Bu hep böyle oldu. Dolayısıyla bu saf bir motivasyon cümlesi olarak bizim tarafımızdan hiçbir zaman kullanılmadı.”

İSVEÇ GİBİ TERÖR DESTEKÇİSİ BİR ÜLKENİN NATO ÜYESİ OLMASI DOĞRU DEĞİL

Kaya geçtiğimiz hafta TBMM Genel Kurulu’ndan geçen İsveç oylamasıyla ilgili ise “Sizin ortaya koyduğunuz gayret, verdiğiniz mücadeleyle beraber bugün Saadet Partisi olarak mecliste temsil ediliyoruz. Geçtiğimiz günlerde İsveç’in NATO’ya alınması için oylama oldu. Çok net Saadet Partisi olarak biz tavır koyduk. Koyma gerekçemiz belliydi. Niye? Yani bunun sadece bir dış politika unsuru olarak getirilip F16’larla eşleştirilmesi bu hükümetin diplomasi alanında ortaya koyduğu çok acı bir başarısızlıktır. F16’lar ve İsveç meselesinin birbiriyle alakası yoktur. İslamofobi’nin Avrupa’da her geçen gün arttığı bir ortamda, bizim inancımıza, bizim kutsal kitabımıza yapılan saldırıları, fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirerek onların yakılmasına, Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına, izin veren bir anlayışın dünyaya, bölgeye barış, huzur getirme imkan ve ihtimali yoktur. Türkiye’nin terörle mücadelesinde, teröre finansman sağlayan, her türlü terörün, terörizmin önünü açan bir anlayışı kendi ülkesinde hayata geçiren bir ülkenin böyle kolaylıkla hemen getirilip de NATO üyesi olması söz konusu değildir. Bu Türkiye açısından bakılan taraf. Diğer taraftan sürekli NATO’nun genişleme çabası var. Bu genişleme çabasında Rusya’yı çevrelemeye çalışıyorlar. Bir oyun var yakında gündeme gelecek. Saadet Partisi olarak duruşumuzu biz o zaman da net olarak yine ortaya koyacağız. Karadeniz’de Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması demek bugün Akdeniz’de yaşadığımız tıkanıklığın Karadeniz’de de yaşanmasını anlamına gelecektir. Biliyorsunuz Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne göre Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkelerin donanmaları, Karadeniz’de 21 günde fazla kalamaz. Ama şimdi Montrö’yü revize edelim diyorlar. Montrö’yü revize etmek ne demek? Bulgaristan’ın, Romanya’nın, Türkiye’nin NATO üyesi olduğu, Ukrayna ve Gürcistan’a da siz de NATO’ya gelin diye davet yapıldığı bir ortamda, Karadeniz’de çatışmayı alevlendirmektir. Türkiye dış politikasını belirlerken, bir taraftan evet, batı ülkeleriyle ticari, siyasi ilişkilerini sürdürebilir ama Türkiye kendi bölgesinin gerçeklerini doğru bir şekilde kurgulayamadığı müddetçe, İslam dünyası ile olan ilişkilerini tamir edemediği müddetçe, İslam dünyası ve D8 ülkeleriyle birlikte hareket etme arayışına girmediği müddetçe bizim bu sorunları yönetme imkan ve ihtimalimiz yoktur. Bizim Amerika’nın bölgemizi ekmeye çalıştığı fitne tohumlarını destekleyen değil bunu engelleyen konumda olmamız gerekiyor.” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından sandık müşahidi eğitimi ile toplantı sona erdi.

Kaynak: HABER MERKEZİ