2024 yılı ekonomi ve enflasyon beklentileri ile bilgiler veren İstanbul Arel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Muhasebe ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cüneyt Dirican özellikle savaş, ticaret yollarında yaşanılan gelişmeler, enerji fiyatları ve Fed’in para politikasının enflasyonu belirlemede önemli rol oynayacağını belirtti.

İmar Barışı Kanun Teklifi TBMM Komisyonunda İmar Barışı Kanun Teklifi TBMM Komisyonunda

'Tüketiciler zorunluluk dışında lüks tüketimi yavaşlatmalılar'

Kar güdümlü enflasyon nedeni ile raflardaki ürünlere maaş ücretlerinden önce zam gelmeye başladığını ifade eden Doç.Dr. Cüneyt Dirican bu durumun ister istemez talebi önce çektiğine dikkat çekti.

2024 yılın ilk çeyreği için tüketicilere önemli tavsiyelerde bulunarak değişken şartlara hazırlıklı olmaları konusunda uyaran Doç.Dr. Cüneyt Dirican; “Bilinçli tüketici olmak önemli. Aciliyet ve zorunluluk halleri dışında lüks tüketimi yavaşlatmalılar. Harcamalar bunu henüz teyit etmiyor. Fakat harcamalar düşerse durağanlaşma daha hızlı gelebilir. Bu durumda istihdam ve ücret yani gelir seviyesinin korunması daha çok önem arz eder. Yabancı sermayenin kuru baskılaması ile ithalatın enflasyonist etkisi yavaşlarken vereceği canlılık eğer verimlilik ile üretime doğrusal yansırsa daha farklı iyimser bir sürece evrilebiliriz. Bu nedenle yılın ilk yarısında dünyadaki ve geneldeki gelişmelere göre yakın takipte kalmak en doğru olanı. VUCA (Değişken (volatile), belirsiz (uncertain), karmaşık (complex) ve muğlak (ambigious) ortam koşulları) artık en önemli yetkinliklerden.” dedi.

2024 Yılında Türkiye Ekonomisini Ne Bekliyor?

Mevduat ve kredi faizlerindeki yüksek seviye nedeniyle 2024 yılında yatırımlar ve büyüme noktasında durağanlaşma görülebileceğini belirten Doç.Dr. Cüneyt Dirican enerji fiyatlarının Türkiye ekonomisini etkileyeceğini söyledi.

Durağanlaşma görülebilir

Dirican; “Fed’in olası faiz indirimlerine Mayıs sonrasında baz etkisi ile dezenflasyonist süreç katkı koyarsa yüksek faizin cazibesi ile sermaye hareketlerinde bir ivmelenme beklenebilir. Diğer yandan mevduat ve kredi faizlerindeki yüksek seviye nedeni ile yatırımlar ve büyüme noktasında durağanlaşma görülebilir. Tabii, çok fazla değişken var. Yabancı sermayenin risk getiri eğrisindeki beklentilerinin gerçekleşmesi dâhilinde kurda baskılanma görebiliriz. Ancak bu durumda cari açık noktasında ithalat yönlü bir hareketlenme oluşabilir. Burada enerji fiyatlarının ne yönde hareket edeceği de önemli. Bütçe, cari denge yönünde alınan önlemler ikiz açığa katkı sunarsa yılın ikinci yarısı sermaye hareketleri ile canlılık sağlayabilir. Diğer senaryolarda ise yüksek finansman giderlerine, OVP ve raporlardaki, anketlerdeki öngörülerden yaşanabilecek sapmaların eklenmesi durumunda ortodoks politikaların daha sert sorgulandığı daha maliyetli bir döneme şahitlik edebiliriz.” ifadelerini kullandı.

2024 Yılı Geçiş Dönemi Olabilir

2024 yılının aynı zamanda geçiş dönemi olabileceğini ifade eden Doç. Dr. Cüneyt Dirican savaş ve ticaret yollarındaki gelişmelerin de enflasyonu etkileyeceğini belirtti.

2024 yılının geçiş dönemi olabileceğini belirten Dirican; “Fed’in dengesiz söylemleri ile para politikasındaki yıpratıcı etkileri azalırsa 2024 yılı küreseldeki canlılık açısından beklenti ve gidişatı olumlu etkileyebilir. Savaşların ne yöne evrileceği, ticaret yollarındaki gelişmeler yönü doğrusal etkileyecek. ABD seçiminde başkanlık değişimi ile 2025 daha yumuşak bir sürecin açılmasına yol açabilir. Bu noktada 2024 bir geçiş yılı denilebilir. Tabii bunlar sistematik risk dâhilindeki başlıklar. Bir de sistematik olmayan riskleri bir daha umarım yaşamayız. “İfadelerini kullandı.

'Enerji Fiyatlarındaki Düşüş Enflasyonu Olumlu Etkiyebilir'

Enerji fiyatlarındaki düşüşün enflasyonu olumlu etkileyebileceğini ifade eden Doç. Dr. Cüneyt Dirican açıklamasının devamında;

“Enflasyonda yılın ikinci yarısından itibaren dezenflasyonist sürece baz etkisi ile girilecek. Enerji fiyatlarındaki düşüş, Fed faiz indirimleri ve sermaye hareketleri ile kurun baskılanması, ticaret yollarındaki sıkıntıların aşılması ile bizde enflasyona daha olumlu katkı koyabilir. Ancak görüldüğü gibi para politikasındaki içsellikten daha çok dışsallık durumu daha baskın görünüyor. Tabii 71-85 yılları arasında küresel enflasyonun üçüncü dalgası ilk ikisinden çok daha sert ve uzun gelmişti. Tarih tekerrürden ibaretse kısmını hiç düşünmemek en iyisi. Yeni yıla yeni umutlarla girelim ama unutmayalım her yıl bir öncekinden daha sıkıntılı oldu dünyada son 5 yıldır. 2016 yılında Fed ve ABD’nin politikadaki değişikliği sonrası 7 yıllık döngü bitiyor. Yine tarih tekerrürden ibaretse 7 yıllık bolluk dönemine de giriyor olabiliriz. Merkür retrosu da az olursa gibi oldu bu yorum ama maalesef durum biraz da bu artık dünyanın geldiği noktada. “şeklinde konuştu.

Kaynak: HABER MERKEZİ