Türkiye Makine Mühendisleri Odası, geçtiğimiz günlerde Mustafa Sönmez tarafından kaleme alınan ve TMMOB'nin Bülten Dergisi eki olarak yayınlanan, “Sanayinin Sorunları ve Analizleri (XIII), Karlar azalıyor ve ücretlere baskı artıyor*” isimli çalışmada, sanayi sektörüne ilişkin önemli bir takım çıkarımlarda bulunuyor. Asgari ücret tartışmalarının, döviz oynaklığının, siyasi ekonomik gelişmelerin, emtia piyasalarının dalgalandığı, ar-ge-yenilik- inovasyon ve teknoloji'nin gündeminde, KOBİ'lerin desteklerinin ve sorunlarının dillendirildiği ve büyümenin azaldığı bir ortamda, sanayi sektörüne derinlemesine bakış, ekonomi ölçeğinde gerekli bir durum arz etmektedir.

Çalışma iki konuya yoğunlaşmış durumda; ilki karların istenilen seviyelerden uzaklığı ve ikincisi ise ücretler ve maliyetler. İlk konu ile alakalı olarak şu tespitler yapılmakta; 2014 yılı için iç talebin beklentilerin altında kaldığı, 2002 yılından itibaren dış kaynak yüklü büyümenin 2008 yılından itibaren sonuna gelindiği, döviz kurunda görülen anormal dengesizliklerin olduğu, rekabet avantajının yitirildiği, yeni oluşan konjonktürde kâr artışlarının üretim kaynaklı değil üretim dışı (döviz spekülasyonları vb.) kaynaklardan oluştuğu, İSO ilk 500 büyük firmalarda üretim dışı faaliyetlerin İSO ikinci 500 büyük firmalara göre daha yüksek olduğu ancak, İSO ikinci 500 büyük firmaların üretim dışı faaliyet gelirlerinin önceki yıla göre yüksekliğinin (%219,3) söz konusu olduğuna ilişkin yerinde görülebilecek analizler vurgulanmaktadır.

İkinci konuya ilişkin tespitlere baktığımızda genel itibariyle iki temel değerlendirme üzerinde durulmuştur. Bunlardan ilki, maliyet kalemleri içinde personel ödemelerinin oranı ve diğeri ise, sektörler itibariyle asgari ücretli çalışan varlığıdır.

Maliyet kalemlerine baktığımızda, “Merkez Bankası'nın araştırmasında, sanayi üretim maliyetlerinde ücret giderlerinin işveren hassasiyeti doğuracak bir pay tuttuğunu göstermektedir. 2006-2011 yıllarına ait TÜİK Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri mikro veri seti kullanılarak sektörler itibarıyla firmaların maliyet yapısına dair oranlar, şirket maliyetleri içinde en yüksek payın yüzde 41,5 ile hammadde giderlerine ait olduğunu göstermektedir. Bunu yüzde 23,6 ile personel giderleri izlemektedir.” Bu oranları faaliyetle ilgili diğer giderler (haberleşme, seyahat, su, ilan, pazarlama, kırtasiye, küçük tamir, sigorta, muhasebe, hukuki işlemler ile hizmet faaliyeti yürüten girişimlerde hizmet üretimi için yapılan diğer giderler) yüzde 15,2 ve diğer giderler (olağan dışı gider ve zararlar) yüzde 7,4 izlemektedir.

Sektörler itibariyle asgari ücret çalışan varlığına baktığımızda ise; “Ekonomi geneli için asgari ücret ve altında çalışanların payı yüzde 35 iken sanayide bu oran yüzde 38,2'yi bulmaktadır; inşaat ve hizmet sektörlerinde ise bu oran sırasıyla, yüzde 41,3 ve yüzde 30,2 değerlerini almaktadır. Bu oran, tarım sektöründe yüzde 72'ye kadar çıkmakta, sanayi ve hizmet sektörlerde ise yüzde 50'nin üzerine kadar çıkabilmektedir.”

Çalışmanın özeti aşağı yukarı böyle iken, birkaç değerlendirmede yapıldığı görülüyor. Mesela, sanayiyi geliştirmesi, yatırımı artırması gerekli fonların, döviz spekülasyonlarında değerlendirmesinin sağlıksız olacağına ilişkin bir değerlendirme yapılmış. Yine, kâr düşüşü için bir gösterge niteliğinde olan, ücretli başına karlılığa bakıldığında (2009-2014 için) ücretli başına kârın eksi yüzde 18 olduğu göz önüne alındığında, azalan karların, sanayici tarafından ar-ge, yenilik eksenine yönlendirilmesi mümkünken, sanayicinin ısrarla işçi çıkarma ve asgari ücret vurgusunun yanlışlığı da değerlendirmeler arasında görünmektedir.

Neticede, en çok asgari ücretli barındıran sektörler ile daha az asgari ücretli barındıran sektör temsilcilerinin tutumları sosyal medyada yakından takip edilmektedir. Konunun önemi ortada ancak, diğer maliyet kalemlerinin hiç konuşulmaması da garipsenecek bir durum. Döviz oynaklığı nedeniyle hammadde maliyetlerinin yükselmesi daha önemli bir gündem niteliğinde görünüyor.

Yapılması gereken üretimi bir bütün olarak ele almak ve tüm maliyet yapılarında olabildiğince iyileştirmede bulunmak, ileri teknoloji üretiminde ülkenin GSYH rakamlarını sevindirecektir. 

 

*http://www.mmo.org.tr/resimler/dosya_ekler/0b94138c4dc1172_ek.pdf?tipi=1&turu=X&sube=0 Erişim Tarihi: 30 Ara. 15

Y. Doç. Dr. Bülent Darıcı

[email protected]