Bu haftaki yazıma Sinan Karakaş'ın şiiri ile başlamak istiyorum.

Mağrurlanma padişahım, senden büyük Allah var,
Dünya Karun'a kalmadı, sana mı olacak yar,
Gurur sana kar getirmez, insanlık için zarar,
Tuttu mu bir virüs seni, son durak olur mezar, 

Sen Zaloğlu Rüstem misin, söyler misin sen kimsin,
Dilin tevazu der amma, nefsinle göklerdesin,
Kaf dağına çıkmış nefsin, ne zaman ineceksin,
Bu gururla söyle nasıl, hesabı vereceksin.

Zaloğlu Rüstem' i (Rüsteme zal) duymayanlarınız varsa da bugün tanışacağız kendisiyle!
Fars edebiyatının büyük bilgesi Firdevsi' nin Şahname' sinde mitolojik bir kahraman olarak anlatılır... Halk ona div-i sepid (bayaz dev) demiştir. 
Rivayet edilir ki Zaloğlu Rüstem kendi gücüne kuvvetine, gençliğine, ihtişamına hayran bir "cengavermiş" etrafa korku salar, herkesi titretirmiş....!!! Zaloğlu Rüstem'in heybet ve ihtişamından, güç ve kudretinden dize gelmeyen kalmamış...
Lakin bir insan varmış ki; ne Zaloğlu Rüstem' i ne şahı ne de padişahı umursamaz, kendi fakir dünyasında deryalara dalarmış. Cümle diyarın "er kişileri" Rüsteme zal karşısında el pençe divan dururken bizimki hiç umursamazmış bile...!!!
Rüstem bu duruma pek bozulmuş ve adamlarını çağırıp "gidin o saygısız herifi getirin bana!" diye emir vermiş.
Adamlar gitmiş bizimkini getirmeye. 
Bir de ne görsünler kapı açık, bizimki tek göz bir evde, yırtık bir çulun üstünde, oturmakta!.
Adamlar bağırmış "kalk ayağa! Gidiyoruz! Zaloğlu Rüstem seni istiyor!!!" 
Bizimki hiç bozuntuya vermemiş ve "gidin o eşeğimin eşeğine söyleyin o buraya gelsin!" demiş...
Adamlar dona kalmış ve "Zaloğlu seni öldürür. Deli misin nesin? Hadi kalk gidelim!" demişlerse de bizimki aynı cümleyi tekrar etmiş ve hiç istifini bozmamış.
Adamlar çaresiz!... Öldürseleeer, olmaz, almadan gitseler Zaloğlu Rüstem canlarına okuyacak!!! 
İçlerinden biri demiş ki; "varalım olup biteni anlatalım. Bizim suçumuz ne? Bu garip adamdan ne istiyoruz?" dönmüşler Zaloğlu Rüstem' in huzuruna... Olup biteni anlatmışlar! 
Rüstem hışımla yerinden kalkmış ve atına atladığı gibi soluğu bizim garibin malikânesinin önünde almış...
Bir nara, bir haykırış ki yer gök inlemiş... 
Ama içeriden ses seda yok!!!
Zaloğlu daha da hiddetlenmiş. Vurmuş kapıya tekmeyi bizim garibin zaten eğreti duran kapısı darmadağın olmuş. 
Hiddetle içeri girmiş Zaloğlu...!!!
Bizimki kapıya sırtı dönük, yırtık çulun üzerinde derin deryalarda düşünceye dalmış.!!! Hiç dönüp Zaloğlu'na bakmamış bile.! 
Zaloğlu garibin ensesinden tuttuğu gibi ayaklarını yerden kesmiş ve; "sen kimsin bre zavallı? BEN KOSKOCA BU DİYARIN HÂKİMİYİM. Sen daha ortada yokken ben vardım. Cümle âlem hiddetimden, gücümden korkup dize geldi. Sen kim oluyorsun da bana kafa tutuyorsun? Senin başını gövdenden ayırayım mı?" demiş.
Bizimki yine hiç umursamadan "başımı gövdemden ayırırsın bu gücün var!" demiş.
Rüstem "nasıl olur da çağrıma gelmezsin? Gelmediğin gibi de eşeğimin eşeği buraya gelsin! diyecek cesareti bulursun?" demiş...
Bizimki Zaloğlu'nun yüzüne "evet sen benim eşeğimin eşeğisin! Cesaretin varsa beni bırak da anlatayım!" deyince Zaloğlu Rüstem garibimizi bırakmış!... 
Garibim, "bu dünyada bütün varım yoğum budur!" diyerek yıkık dökük damı ve yırtık çulunu göstermiş. "SEN BU KADAR CESUR VE KUDRETLİSİN DE BENİM GİBİ BİR GARİPTEN NE İSTERSİN? Bak Zaloğlu benim eşeğim yok. Eşeğim şu yırtık çuldur. Sen o çuldan da aşağılık olduğun için sana eşeğimin eşeği dedim" demiş.
Ve devam etmiş; "ey Zaloğlu yiğitlik, cengaverlik, insanlara korku salmakla, yönetici olmakla, sahip olduğun gücü kötüye kullanarak, hak yemekle olmaz. Yola gel ve insan ol. Hak yeme. Kimsesizlere, yoksullara yardım et!" deyince Zaloğlu erimiş muma dönmüş! 
Bizimki devam etmiş; "benim senden korkacak neyim var ki? Bir canım var. Hadi, ya beni katlet ya da yola gel!..." demiş.
Zaloğlu, düşün dünyasında karmakarışık olmuş. Utanmış, sıkılmış ve garibin önünde diz çökmüş!!!
Neden mi yazdım bu kıssayı? Eşeğimizin eşekleri diyor ki; "gelin bize yalakalık yapın, sen ne yücesin deyin, benim geçmişim şöyle şöyle bana saygı duyun!”
Bilinsin ki saygı da kusur etmeyiz, sırf  Yaradandan ötürü! Ama efendi, köle ilişkisine de yokuz...