Bir zamanlar mutluluğun öbür adıydı Çağlar

El ele gezmek, göz göze bakmaktı

Bizim şarkımızı dinlemekti, yıldızların ötesinde

Soğuk bir kış sabahı düşe kalka sıcak ekmek almaktı

Ve gözlerindi mutluluk, hüzünlüydü hep

Bir ekim sabahı anne olarak uyanmaktı

Mayın kokan topraklarda her defasında ölüme yolladığım

Silah sesleriyle ürperdiğim ve dönüşünü bir bayram sevinciyle karşılamamdı mutluluk...

Çamur içinde dönerdin görevden, içime çektiğim dağ kokusuydu mutluluk

Ve şimdi.... Yıldızlar ülkesine yolladım mutluluğumu

Bir eylül sancısı saplandığı yüreğime şimdi mutluluk ne acaba

Anne, baba, çocuk mu

Elif mi, Eylül mü, Çağlar mı

Yoksa babasını hiç tanımayan kızının "Baba diye al bayrağa sarılması mı"

Mutluluk ne

Sanırım artık cevabını biliyorum

Mutluluğun rengi kanımdaki renk

Çünkü o renk nice aşkların alev kırmızısı

Al bayrağımın yıldızı

Sevdiğimin gözleri

Şimdi bir bayrak verdiniz bana, içinde aşk olan, içinde acı, gözyaşı olan, içinde umut olan, içinde yetim çocuklar olan, içinde Çağlar’a akan bahar olan ve içinde uyumadan önceki tek dileği "Şahadet" olan

Söyleyin şimdi bana hangi bayrak taşır bu kadar yükü, hangi yürek taşır bu kadar kavramı, niteliği ve söyleyin, yüzeysel mutluluklarınızdan arınarak mutluluk bu değil mi

İnsanlar ölümden korkmaz, unutulmaktan korkar

Söyleyin hangi yağmur yeter, bir şehidin adını silmeye, hangi kırılası eller akıtır bu kanı

Şimdi bu yürek, bu keskin bıçak, bir baba, bir kahraman, bir şanlı asker, bir şehit korkar mı ölmekten

Bu gidiş değil, bu ölüm değil. Budur mutluluk ve sen sevdiğim, şehidim rahat uyu adın göklerde cismin bayrakta

Bir Çağlar değil bin Çağlar, bir Mehmet değil bin Mehmet gider bu yola

Bir Kezban ağlamaz Mehmet’ine, bir anne sulamaz.

Her sabah mezarlık çiçeklerini.

Gurur duy, yüce anne, yüce baba

Bir Kardelen vardı bir zaman karda açardı, artık

Kardelen bir şehitlik çiçeği oldu, bayrakta can bulan

Rahat uyu şehidim sen bir bayraksın, bilgi ışığında ve altında binlerce Elif bekçi

Kanı bayrağa borç

Ruhun şad olsun

Yukarıdaki satırlar şehit eşi Öğretmen Elif İmeç Bölük’e ait. Her satırında hüzün var şehit eşine dair…

***

2018 yılında Hakkari'nin Şemdinli ilçesine bağlı Derecik beldesindeki Süngü Tepe üs bölgesinde, mühimmat deposundaki patlamada şehit olan 7 askerden Topçu Uzman Çavuş Halil Daş'ın (26) cenazesi memleketi Konya'nın Ereğli ilçesinde, 5 bin kişinin katıldığı törenle son yolculuğuna uğurlandı. Törene, Konya Valisi Cüneyit Orhan Toprak, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Sağlık Bakanı Yardımcısı Muhammet Güven, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Fidan Yüksel, protokol üyeleri, ailesi, yakınları ve yaklaşık 5 bin kişi katıldı.

'DÜĞÜNÜMÜZ CENNET Mİ OLACAKTI'

Şehidin 4 aylık nişanlısı Ayşe Kızıl, tıpkı şehit eşi Öğretmen Elif İmeç Bölük gibi içinden geçenleri söyledi:  ''Bana aldığın ilk çiçek hala solmadı, duruyor bitanem. Düğünümüz cennette mi olacaktı. Cennette mi, buluşacaktık''

SURİYE'DEKİ OPERASYONLARA KATILMIŞ

Daha önce çiftçilik yapan vatani görevinin ardından 5 yıldır uzman çavuş olarak görev yapan Halil Daş'ın Suriye'de terör örgütleri PKK/PYD ve DEAŞ'a yönelik düzenlenen 'Zeytin Dalı' ve 'Fırat Kalkanı' harekatlarında da görev almış ve babası Mahmut Daş ise 9 yıl önce vefat etmiş.

4 AY ÖNCE NİŞANLANMIŞ

Daha önce çiftçi olduğu ve vatani görevinin ardından 5 yıldır uzman çavuş olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) görev yaptığı belirtilen şehit Halil Daş’ın, şehadetinden 4 ay önce Ayşe Kızıl ile nişanlanmış, babası Mahmut Daş da 9 yıl önce vefat etmiş.

AĞABEYİ İLE DÜĞÜN HAZIRLIKLARINI KONUŞMUŞ

Şehit Halil DAŞ, şehadetinden bir gün önce ağabeyi Turan Daş ile telefonda görüştüğü ve Ramazan Bayramı’nda yapacakları düğünü hakkında konuşmuş. 2 kardeş olan Şehit Halil Daş’ın, TSK’nın Suriye’deki terör örgütlerine yönelik düzenlediği ‘Zeytin Dalı’ ve ‘Fırat Kalkanı’ harekâtlarına katıldığı ve Hakkari’ye geçen Ağustos’ta atandığı öğrenildi.

“BİZ HAYAL KURAMAYIZ”

Şehit Halil Daş’ın bir silah arkadaşının ise sosyal paylaşım sitesindeki sayfasından Daş’ın fotoğrafının altına, Suriye’de birlikte görev yaptıklarını ve yeni nişanlandığını yazıp, ”Allah rahmet eylesin. Bizim mesleğimiz böyle; hayal kuramayız, plan yapamayız, her şeyimiz yarım kalır” mesajı paylaştığı görüldü.

ŞEHİT EVİNDE, YÜREK BURKAN YAZI

Öte yandan  şehidin evin önünde bir kişi tarafından taşla yere kazınan ‘Halil ölmedi’ yazısı görenleri duygulandırdı.

Ruhun şâd olsun…

Editör: TE Bilişim