Akşam Haber saatinde televizyonun karşısına geçiyorum haberleri izlemek için açıyorum ulusal kanalları başlıyorum haberleri izlemeye. Bu arada değişik kanalları da gezmeyi ihmal etmiyorum ama haberlerin sonunda kendi kendime hayretler içinde kalıyorum. Haberleri değişik kanallardan izledikten sonra kendi kendime acaba iki ayrı Türkiye mi var da benim mi haberim yok demekten kendimi alamıyorum.

Kanalın birini izlediğinizde Türkiye sanki bitmiş iflas etmiş demokrasi yok herkes perişan uçurumun kenarında bir Türkiye profili görüyoruz. Diğer kanalı izlediğimde Türkiye çağ atlamış Dünyanın lider ülkelerinden biri gibi. Sanki ortada bir düşman var Türkiye'yi dünyaya kötü göstermeye çalışıyor. İnanın iki ayrı Türk televizyon kanalı, İki ayrı haber ve iki ayrı Türkiye var gibi.

Türkiye'nin ne bir düşmana nede bir savaşa ihtiyacı var. Adı konulmamış hem düşmanımız hem de Türkiye olarak içine girilmiş bir savaşımız var. Peki diyeceksiniz kim kardeşim bizim düşmanımız, biz kimle savaşıyoruz bizim niye haberimiz yok. Aslında her gün o düşmanı görüyor her günde Türkiye'nin savaştığını izliyorsunuz.

Evet, bizim başka düşmana ve savaşa ihtiyacımız yok. Bizim düşmanımızda kendimiz, savaşımızda kendimizle. Başka birine düşman olarak asla ihtiyaç yok. Bir ülke düşünün televizyon kanalları olsun bir ülke düşünün o televizyon kanalları ülkesini kötü göstermek için Başbakanını ve Cumhurbaşkanını yerden yere vursun, ülkesini kaosa sürüklemek için her gün yayın yapsın. İktidarı beğenmiyorum diye hükümete savaş ilan etsin ve dünya ülkelerine Türkiye'yi şikâyet etsin ve kötülesin. Olmaz böyle bir şey diyeceksiniz değil mi ama oluyor. Bu ülkenin ekmeğini yiyenler yaptığı tehdit dolu yayınlar ile yolunu bulup holding kuranlar eski Türkiye özlemi çekenler, yüksek faiz özlemi çekenler. Ülkeyi Avrupa ülkesine satanlar, gambazlayanlar kendi televizyon kanalarında her gün Türkiye'ye adı konmamış çaktırmadan savaş ilan edip ülkeyi karışıklık yaratmaya çalışanlar, elinize ne geçecek demiyorum, çünkü bunu yaptığınız için yolunuzu buluyorsunuz, size verilmiş görevi yapıyorsunuz tıpkı Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmelettin görevi gibi. Türkiye'nin düşmanı kim varın siz karar verin.

Şimdi muhalif kanaldan hükümet kanalına geçelim. Bu mesaj sadece televizyondan ibaret olmayacak. Gerçeklerin ortaya çıkarılması belki bu kanallar sayesinde oldu. Gerçekler ortaya hızlı bir şekilde çıkıyor ve belki bunu için darbeler önleniyor, belki hızlı bir şekilde yalanlar ortaya çıktığı için ekonomi krize girmiyor. Bunların hepsi iyi güzel şeyler ama az da öz eleştiri yapılsa daha iyi olacak. Mesela, halkın arasına karışmayan halkına tepeden bakan onları takmayan hatta telefonlarına çıkmayan beş yıl boyunca bölgesine yatırım yapmayan ya da beceremeyen iktidar milletvekilleri haber yapılsa daha inandırıcı olmaz mı? Mesela, iktidara sırtına dayayan onlardanmış gibi gözüken ve işini yürütenler, milli eğitim camiasındaki bazı torpilliler haber yapılsa daha inandırıcı olmaz mı? Mesela yıllardır bitirilemeyen Devlet hastaneleri haber yapılsa daha inandırıcı olmaz mı?

Yazımın son bölümünde Ereğli'yi konuşmak istiyorum. Kısa Bir süre önce CHP İlçe başkanlığı kongresi yapıldı. Uzun bir aradan sonra ilk defa Ereğli'de CHP kongresinde demokrasi rüzgârı esti. Kıran kırana bir seçim oldu ve sonuçta hak eden kazandı. Kimsenin kimseye bir diyeceği olmadı ve bu netice CHP de etkisini göstermeye başladı. CHP Ereğli ilçe başkanı Sayın Bülent Ecevit Tatlıdil duruşu tavrı ve halkın arsında gözükmeye başlaması ile CHP Ereğli'de canlanmaya başladı. Ben CHP Ereğli ilçe başkanı Sayın Bülent Ecevit Tatlıdil'in bir halk adamı gibi davranıp koltuğundan önce halka koşmasını takdir ediyor başarılarının devamını diliyorum.

Şimdi gelelim AK Parti'ye! Çok yakında Ereğli ilçe başkanlığı seçimi var ve AK Partinin görüntüsü hiç de hoş değil, evet hoş değil ilçe başkanı ile sorunlu belediye meclis üyeleri,vekille sorunlu belediye meclis üyeleri  ve AK Partililer görüntüsü nasıl hoş olsun ki. Kimse de çıkıp siyaset yapmasın bizim aramızda herhangi bir sorun yok diye. Zaten yapılırsa ayıp olur. Daha dün ilçe başkanının sosyal medyadan paylaştığı yazının altına kimlerin ne yazdığını hem kendileri, hem de Ereğli halkı biliyor. Demek ki AK Parti'de sorun var. Peki, o zaman ne yapılacak bu sorun, görmemezlikten gelinip herkes susacak mı? Tabiî ki hayır. O zaman yaklaşan ilçe başkanlığı seçiminde hem Konya'ya Hem Ereğli'ye hem de Ankara'ya büyük iş düşüyor. Gelin Ereğli halkının istediği olsun tek aday gösterme yerine seçime gidilsin ve hak eden kazansın. Belki mevcut başkan seçimle tekrar kazanacak belki görevi bir başkasına devredecek. Ona gelin Ereğli halkı ve AK Parti tabanı karar versin. Eğer AK Parti bunu yapmaz tek adayla seçime giderse ben AK Partinin içinde yaşanan sorunun daha da büyüyeceğini tahmin ediyorum. Nereye kadar insanları takmayacaksınız, nereye kadar insanları muhatap almayacaksınız artık tıkandı. Birilerinin bu tıkanıklığı açması gerekiyor. Bunun adı Ankara'mı olur, Konya'mı olur yoksa Ereğli'mi olur bilemem ama ortada bir sorun değil birçok sorun var. Artık Ereğli halkını muhatap alacak mısınız? yoksa benim işim Konya ile mi diyeceksiniz, onunda bekleyip göreceğiz.